“Bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur.”
İsmet İnönü

Değerli Dostlarım,

Türkiye Cumhuriyeti, savaşın ve işgal ateşinin içerisinden geçerek kuruldu. Birinci Dünya Savaşı sonucunda bu ülke parça parça paylaşıldı, ülkenin her tarafına işgal kuvvetleri girdi, yönetimi devraldı.

Bu ülkenin insanları kendi ülkelerinde bir köleye dönüştü. Hak yoktu. Hukuk yoktu. İşgal kuvvetlerinin yönetimi altında birer parya olmaktan başka hiçbir seçenek yoktu.

Anadolu’da yaşayan milyonlarca insan kendi yöneticilerini seçemiyordu, kendi şehirlerinde özgür ve onurlu bir insan olarak yaşayamıyordu.

O devirler ülkenin yönetiminde olanlar, bu milletin hakkını ve hukukunu korumak için mücadele etmedi.  Milletin özgürlüğünü ve hakkını değil, kendilerinin geleceğini düşündüler. Kendi şahsi geleceklerini işgal kuvvetlerinin ikbaliyle birleştirdiler.

Türkiye boyun eğmedi, “milletin istikbalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” dedi. Kuvay-i Milliye cemiyetleri kuruldu. Bu milletin hakkını ve özgürlüğünü korumak için insanlar mücadeleye başladı. İzmir’den Antep’e, Maraş’tan Balıkesir’e kadar ülkenin her yanında insanlar kendi ülkelerinde özgür ve onurlu yaşamak için ayaklandılar.

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları milletle el ele, gönül gönüle verdi. Çok büyük fedakarlıklar ve bedeller ödendi. Sonuçta milletimiz azim ve kararlılıkla her engeli aştı, kendi özyurdunda ayağına bağlanan zincirleri kırdı, milletler ailesinin onurlu bir ferdi olarak özgürlüğüne kavuştu.

Bu güzel cumhuriyet, felsefi bir tartışmanın sonucunda kurulmamıştır. Bu cumhuriyetin temelinde ödenen bedeller, kan ve canlar vardır. Bu millet zorla, güçle, kendi iradesiyle egemenliği yine kendi eline almıştır ve bu ülke var oldukça da egemenlik kayıtsız şartsız milletin olmaya devam edecektir.

Bu milletin egemenliğini kısıtlayan, bu milletin kaynaklarını sadece kendisi için kullanan, bu milleti bölen, ayıran, bu milletin bir kısmını dışlayan, ona köle muamelesi yapan hiçbir iktidar da bu topraklar üzerinde uzun bir süre yaşamını devam ettiremeyecektir.
Tarihimiz, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren namuslu insanların asla yenilmeyeceğini bize gösteriyor. Namuslu insanlar cesur olunca, onların önünde hiçbir engel duramaz, bu çığın karşısında hiçbir güç ayakta kalamaz.

Cumhuriyet nedir? Her yurttaşın eşit haklara sahip olduğu, herkesin özgürlüğünün korunduğu, herkesin yönetimde söz sahibi olduğu rejimdir. Cumhuriyet rejiminde yurttaşlık ortak paydasında hepimiz bu ülkenin eşit derecede sahibiyiz. Hepimiz bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıyız. O yüzden Cumhuriyetin değerleri hukuk devletidir, sosyal demokrasidir, laikliktir. Cumhuriyet halka hesap veren rejimdir, katılımcıdır,  şeffaftır. Cumhuriyet rejimi kimsenin hükümdarı değildir, herkesin hizmetkarıdır.

Cumhuriyet rejimi seçilmiş padişahlık rejimi değildir, millete hizmet etme aracıdır. Cumhuriyet rejimi ötekilerin, itilmişlerin, kakılmışların, Büyük Atatürk’ün ifadesiyle “kimsesizlerin” kimsesidir. Bu ülkenin bütün çocuklarının devletidir.

Bugün bu değerlerden uzaklaştık. Bugün Türkiye’de saldırı altında olan Cumhuriyetin bu güzel değerleridir. Bugün kadın erkek eşitliği, insan hakları, temel hak ve özgürlükler, laiklik ilkesi sistematik bir saldırı altındadır. Ethem Sarısülük davasında Adliye önünde adalet isteyenlere karşı biber gazı atabilecek kadar çığrından çıkmış bir baskı rejimi, biber gazı dumanları altında kendi varlığını korumaya çalışmaktadır.

Özgür olmayan insanlar onurlarını da koruyamazlar. Bugün Türkiye’nin bütün namuslu insanlarının görevi bir kez daha laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerine sahip Cumhuriyet’e ve değerlerine sahip çıkmak, daha özgür, daha adil, daha eşitlikçi, modern bir demokrasi ile bu güzel Cumhuriyeti taçlandırmak için mücadele etmektir. Özgürce yaşamak için bir araya gelmemiz, birbirimizle kucaklaşmamız, bu baskı rejimine karşı çok daha güçlü bir mücadele ortaya koymamız gerekiyor. Çocuklarımıza daha iyi bir Türkiye bırakmak için bu ülkenin bugün bizim cesaretimize ihtiyacı var.

Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyet’i bize armağan eden başta Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyor, bugün Cumhuriyet’i korumak için mücadele eden başta Cumhuriyet Halk Partililer olmak üzere, tüm vatandaşlarımıza sevgilerimi sunuyor, 90 yıllık bu güzel Cumhuriyetin nice 90 yıllar yaşayacağından emin olarak halkımızın Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.

Saygılarımla,
Umut Oran

Print Friendly, PDF & Email