CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran ekonominin sürdürülemez noktayla geldiğini belirterek vatandaşları özellikle dövizle borçlanmamaları konusunda uyardı.  Hükümetin bugüne kadar “üç köpükle” ekonomiyi götürdüğünü belirten Oran, “Hükümetin haberi olsun Türkiye krize koşuyor” dedi. Oran, Fitch’in son yorumunu da değerlendirirken, “Hükümetten daha önce ‘Fitch, Fitch’liğini yaptı’ diyordu. Bağımsız kurullara karşı alerjisi var bunların. Ellerinden gelse bir KHK ile Fitch’i de hükümete bağlayacaklar” dedi.
Konuyla ilgili basın açıklaması;
Değerli basın mensupları,
Hoşgeldiniz.
Öncelikle bütün öğretmenlerimizin, öğretmenler gününü kutluyorum. Bütün öğretmenlerimiz çok zor koşullar altında çalışıyor.
Biliyorsunuz ataması yapılmayan öğretmenler var. Hükümet seçimden önce söz verdi, seçimden sonra da özür diledi. Bu iş bir özür dileyip kapatılacak iş değil. Onbinlerce öğretmen var, onların aileleri var. Öğretmen adaylarımız Kasım’da 44 bin atama bekliyor. Artık gereğini yapsınlar. İnsanları kandırmasınlar, aldatmasınlar, sözlerini tutsunlar.
Van’da hayatını kaybeden öğretmenlerimizi de rahmetle anıyorum.

  • Fitch kredi notunu düşürdü

Değerli arkadaşlar,
Dün biliyorsunuz Fitch, Türkiye’nin kredi notu görünümünü durağana dönüştürdü. Hükümet daha önce ‘Fitch, Fitch’liğini yaptı’ diyordu. Bağımsız kurullara karşı alerjisi var bunların. Ellerinden gelse bir KHK ile Fitch’i de hükümete bağlayacaklar.
Herkesin aklında aynı soru var. Ne oluyor?
Ben ne olduğunu söyleyeyim, ekonomide gemi su alıyor.

  • Üç köpük

Bu zamana kadar hükümet üç köpükle ekonomiyi götürdü.
Ne bu üç köpük?
Bir: 2006’da bir oynama yaptılar, bir gecede kişi başına düşen gelir yüzde 30 arttı.
İki: Türk Lirası aşırı değerliydi. Yüzde 40. Yani ne oldu? Türk lirası dolara çevrilince, kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla yüzde 40 şişti.
Üçüncü köpük parite değişikliği oldu. Yani bir kalemle oynadılar, bir anda görünüm değişti.
Bu üç köpükle hükümet göstergeleri büyüledi.
Bir ilüzyon yarattı.
Şimdi fitch gözünü açtı. Diyor ki cari açık çok yüksek, enflasyon yükseldi, puanını düşürüyorum.
Yani köpük bitti, kredi notu gitti.

  • Birinci kırılganlık, borç stoku

Değerli arkadaşlar,
Dahası var. Dahası ne?
Şimdi herkese soruyorum: Portekiz, İtalya, İrlanda, Yunanistan ve İspanya birden mi krize girdi?
Hayır.
Bu ülkelerin bazılarının borçlanma oranı Almanya’dan, Fransa’dan bile iyiydi.
Buna rağmen bu ülkeler bu krizi yaşadı.
Neden? Çünkü ekonomilerinde bazı kırılganlıklar var.
Bir dış şok geldi ne oldu? Borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya oranı yükseldi. Krize girdiler.
Yani mesele ne? Mesele borç stokunun oranı değil, ekonominin dayanıklılığı. Kırılganlığın var mı yok mu? Mesele bu.
Öyle bakınca şunu görüyoruz: Türkiye ekonomisinde ciddi kırılganlıklar var.
Birincisi bütçe ile ilgili.
2011 yılı bütçe açığının düştüğü bir yıl. Neden? Çünkü mali af yasası ile 11,2 milyar dolar gelir elde edildi.
Açığı bu kapadı.
2012 yılı için de hükümet dolaylı vergileri arttırdı, elektriğe, doğalgaza zam yaptı, vatandaşın cebiyle kendi açığını kapatmaya çalıştı.
Sonra gözünü 2b’li arazilere dikti.
Buradan gelecek kaynağı bekliyor. Ama o kaynak öyle hop diye gelmez. Gelmeyeceği için hükümet ne yapacak?
Yine borçlanacak.
Şimdi bazıları diyor ki borçlansın ne olacak. Türkiye’nin borç stoku düşük.
O iş öyle değil. Türkiye borç ile ayakta durmaya çalışan ekonomi durumunda. İspanya, Yunanistan, İrlanda’ya bu yönüyle benziyor.
Bakın bir efsane var. Ne o efsane? 2002 öncesinde ekonomi çok kötüydü, biz geldik ekonomiyi düzelttik.
2001 krizinden 1986’ya kadar bakalım. Borç stokunun, gayri safi milli hasılaya oranının yüzde 40’ı geçtiği tek bir yıl var mı? Yok.
Ama bakıyoruz, 2001 senesinde borç stoku 2007 hariç hep yüzde 40’ın üstünde.
En son yüzde 43. Demek ki neymiş? Demek ki borç stokunun oranı düşük değil yüksek.
Peki bu oran neden önemli? Çünkü bu oran, akp’nin tüm köpüklerine rağmen bu düzeyde.
Yani birinci kırılganlık, borç stoku.

  • İkinci kırılganlık, cari açık

İkinci kırılganlık ne?
İkinci kırılganlık cari açık. Bakın yunanistan krizde. En dip noktada. Cari açığın gayri safi hasılaya oranı ne kadar? Yüzde 9,6.
Peki Türkiye’de cari açığın oranı kaç? Yüzde 10. Yani cari açığımız Yunanistan’dan bile kötü.
Dünyanın en yüksek cari açığı olan ülkelerine bakıyoruz. ABD, Hindistan, Güney Afrika, Yunanistan. Türkiye hepsinden yüksek.
Yani lider olmuşuz ama cari açıkta!
Biz buna ikiz açık diyoruz. Yani bütçe açığı ve cari açık. Bu ikisi varsa kırılganlığın var, kırılganlığın varsa krize girebilirsin.
Fitch bir işaret çaktı.
Ondan önce de işareti hükümet verdi. Orada da bir panik havası başladı.
Bremen mızıkacıları gibi, birinin doğru dediğine diğeri yanlış dedi.
Ekonomi bakanı uçuyoruz, rekor kırıyoruz diye açıklama yapıyor, başbakan yardımcısı ali babacan  “hiçbir şey süpriz olmamalı,  kimse biz bu kadarını da beklemiyorduk” demesin diyor.
Ekonomiden sorumlu bakanlar türk lirasının aşırı değerlenmesinden tedirgin oluyor, başbakan da türk lirasının değeri milletin itibarıdır diyor.

  • Beş uyarı

Beş  uyarım var:
Birincisi. Vatandaşlarımız ne yaparsa yapsın asla dövizle borçlanmasın. Üreticimiz ne yaparsa yapsın asla dövizle yatırım yapmasın. Sonra pişman olurlar.
İkincisi, bedelli askerlik ile elde edilecek yaklaşık 7,5 milyar dolarlık kaynak, ikiz açığı kapatmak için kullanılmasın. Hükümetin hatasını değil, milletin yarasını sarsın.
Üçüncüsü, ekonomi, ticaret ve sanayi ile ilgili meslek örgütleri yani sivil toplum artık dikkatli olsun.
Van’da çöken otele göz ucuyla bakıp, gayet iyi durumda diyenlerin konumuna düşmesin.
Sivil toplum doğruyu söylerse, hükümet gerçeği duyar, hükümet gerçeği duyarsa bu sorunu çözme şansımız artar. Yoksa bu bina çökerse, hepimiz altında kalırız.
Dördüncüsü, şimdi bir laf var biliyorsunuz, üç çeşit yalan vardır, yalan, kuyruklu yalan, istatistik. Bunun dördüncüsü TÜİK olmasın.
TÜİK hükümetin değil Türkiye’nin.
Doğru veri sunmak zorunda. Sanayi kapasite kullanım oranları açıklandı. Üretim istatistiklerini de bekliyorum. Şimdiden TÜİK’i uyarıyorum.
Ve  sonuncu uyarım: Bankalar Birliği Başkanı’na soruyorum, en yüksek cari açık bizde, kur hala değerli, borç stoku kritik, ekonomide kırılganlık var.
Bunun neresi yüzeysel?
Bankalar birliği başkanı hükümet sözcülüğüne boşa niyet etmesin, o makamda biri var.

  • Sonuç

Değerli arkadaşlar,
Avrupa’da ekonomisi kötü giden beş ülkede hükümetler devrildi.
Hükümetin haberi olsun:  Türkiye krize koşuyor. Ekonomik krizle gelen ekonomik krizle gider. Tarih tekerrürden ibarettir.
Biz “geldikleri gibi giderler” lafının ne manaya geldiğini çok iyi biliyoruz. Bu millete bunu bir daha yaşatmasınlar.
Ülkeler                               Cari Açık/GSYH
ABD                                           – 3.2
Hindistan                                    – 3.7
Güney Afrika                               –4.1
Polonya                                      – 5.6
Yunanistan                                 – 9.6
TÜRKİYE                                  -10.0
Kaynak: The Economist, Kasım 19,2011

TABLO: BORÇ STOKU/GSYH          (KAYNAK: www.hazine.gov.tr)

İç Borçlar/GSYH

Dış Borçlar/GSYH

Toplam/GSYH

1986

15,3

18,3

33,7

1987

17,1

21,4

38,6

1988

16,4

23,2

39,6

1989

13,7

17,4

31,2

1990

10,8

14,4

25,2

1991

11,5

16,3

27,9

1992

13,2

16,5

29,7

1993

13,4

17,1

30,5

1994

15,4

24,7

40

1995

13

19,8

32,9

1996

15,9

17,6

33,4

1997

16,2

16,7

32,9

1998

16,5

14,5

31

1999

21,9

17,9

39,8

2000

21,9

16,3

38,2

2001

50,9

23,2

74,1

2002

42,8

26,5

69,2

2003

42,7

19,4

62,2

2004

40,2

16,5

56,6

2005

37,7

13,4

51,1

2006

33,2

12,3

45,5

2007

30,3

9,3

39,6

2008

28,9

11,1

40

2009

34,6

11,7

46,3

2010

31,9

10,9

42,9

TABLO: TÜRKİYE’NİN BORÇ STOKU (Milyar TL)  (KAYNAK: www.hazine.gov.tr)

İç Borçlar

Dış Borçlar

Toplam

1986

11

13

23

1987

17

22

39

1988

28

40

69

1989

42

53

95

1990

57

76

133

1991

98

138

236

1992

194

243

437

1993

357

455

812

1994

799

1.283

2.083

1995

1.361

2.069

3.430

1996

3.149

3.492

6.641

1997

6.283

6.472

12.756

1998

11.613

10.147

21.759

1999

22.920

18.706

41.626

2000

36.421

27.216

63.636

2001

122.157

55.754

177.911

2002

149.870

92.795

242.665

2003

194.387

88.420

282.807

2004

224.483

92.045

316.528

2005

244.782

86.738

331.520

2006

251.470

93.580

345.050

2007

255.310

78.175

333.485

2008

274.827

105.493

380.321

2009

330.005

111.503

441.508

2010

352.841

120.720

473.561

2011

368.000

143,100

511.100

 

Print Friendly, PDF & Email