Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Basın İş Yasası’nın 1961 yılında çalışan gazeteciler lehine çok önemli hükümler içeren 212 sayılı yasayla değiştirilmesinin yıl dönümü olan 10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanıyor. Yeri gelmişken daha sonra Çalışma Bakanlığı yapsa da 212 sayılı yasanın hükümlerinin pekişmesini sağlayan Sayın Bülent Ecevit’in çabalarını unutmamak lazım, bu vesilesiyle kendisini, Genel Başkanımızı bir kez daha rahmetle, saygıyla anıyorum.
Dünyada 2014 yılında 138 gazeteci öldürüldü. Hiçbir sağ iktidar, gerçek anlamda işini yapan halkı bilgilendiren, yolsuzlukları ortaya seren, yetimin hakkını koruyan gazeteciyi de yurtseveri de sevmez. Bu nedenle basın her dönemde sağ iktidarların, diktatörlerin hedefindedir çünkü halkın gerçekleri öğrenmesini istemez muktedirler.
Türkiye’de de durum hiç parlak değil. AKP iktidarı döneminde, sadece son 5 yılda 200 dolayında gazeteci cezaevlerinden geçirildi ve haklarında 18,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 12 Eylül askeri darbesinden kalma yasalar ve Terörle Mücadele Yasası hükümleri nedeniyle halen 21 gazeteci cezaevlerinde bulunmaktadır. Artık her gazeteci neredeyse birer yargı muhabiri oldu çünkü kimin nereden hangi hukuki saldırıya uğrayacağı belli değil!
Öte yandan Türkiye’de 2014’te 217 gazeteci darp edildi. 30 olay hakkında yayın yasağı getirildi. Gazete ve televizyonlara çeşitli gerekçelerle akreditasyon uygulanarak haberlerin takip edilmesine izin verilmedi. Aydınlık, Birgün, Bugün, Cumhuriyet, Evrensel, Sol, Taraf, Ulusal Kanal, Yurt, Zaman Gazetesi’ne ve 60 gazeteciye 100’ün üzerinde dava açıldı. Ayarı bozulan bu ülkede sadece 4 eski bakan hakkındaki soruşturma komisyonunun haberlerini, ifadelerini yayınlayan gazeteleri okudukları gerekçesiyle muhalif TV kanallarına RTÜK’ün AKP kanadı tarafından yüzbinlerce TL’lik cezalar kesildi.
1961’den bu yana geçen 54 yılda maalesef gazetecilerin kazanımları budandı. Sendikalaşma azaldı. Taşeronlaşma yaygınlaştı. İş güvencesi ortadan kalktı. Sadece 2014 yılında 700’ün üzerinde basın emekçisi işten çıkartıldı. Acilen yapılması gerekenler için hazırladığım yasa teklifimi 10 Ocak 2012’de TBMM’ye sunmama rağmen tozlu raflarda halen görüşüleceği günü beklediğini üzülerek de olsa anımsatmak isterim. (www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tasari_teklif_sd.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=99961)
Beğenmediği yazarı “çek git” diyerek ülkeden kovmaya çalışan “dönemin başbakanı” bugün artık 12. Cumhurbaşkanı olarak daha da buyurgan biçimde tüm yerleşik sistem ve kuralları bozmakta, TV’lerden geçen alt yazılara karışmakta, yazarların-gazetecilerin işten atılması için patronlarla arasına kırmızı telefon hattı bağlamaktan çekinmemektedir.
Bir başbakan yardımcısı her sabah gazete-TV’lerin Ankara temsilcilerini arayıp, gündem toplantılarına katılsa da kalemini satmayan, mesleğin yüz akı gazeteciler halen varlar ve kendilerine toplum adına minnettarız, iyi ki varsınız. Gazetecilerin yine eski güzel günlerde olduğu gibi korkusuzca, özgürce, öldürülmeden, işsiz kalma korkusuna kapılmadan, otosansür uygulamadan, sadece haberin kendisini düşünerek özgürce yazıp, ellerindeki mikrofonlardan korkusuzca anons çekecekleri günleri yaratmak da bizlerin boynumuzun borcudur.
Çok zor bir dönemden geçmesine karşın mesleğin etik ilkelerini savunmaktan geri durmayan cesur “gazetecilerimizin” 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.
Saygılarımla,
Umut Oran