Birleşmiş Milletler’in aldığı karar sayesinde 1992 yılından bu yana 3 Aralık, Uluslararası Engelliler Günü olarak anılmaktadır. Farkındalığı artırmak amacıyla çeşitli etkinlikler yapılsa da halen Türkiye’de bir arpa boyu yol alınamadığını biliyoruz.

Türkiye’de de özellikle son 12 yıldır durum hiç de parlak değil. AKP sayesinde Türkiye’de “Gözlerin görmüyor sana iş vermişiz daha ne yapalım” diyen Sağlık Bakanı, güneydoğuda elini, kolunu, bacağını, gözünü kaybetmiş kahraman gazimize belediye otobüsünde hakaret edilmesi, polis karakolunda görme engellilere poligonda atış yaptırılması zaytung haberi olmaktan çıkıp, maalesef ete kemiğe büründü. TBMM’de Komisyon Başkanlığı dahi yapmış olan bir AKP Milletvekilinin “Çıkardığımız yasa ile biz engellileri insan yerine koyduk, adam yerine koyduk” sözleri aslında bu hükümetin konuya bakışını çok net özetlemektedir.

Türkiye nüfusunun yüzde 12,29’unu engelliler oluşturuyor. Bu oranın yüzde 9.70’ini süreğen hastalığı olanlar, yüzde 2,58’ini ise ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engelliler oluşturuyor. Kısaca söylemek gerekirse şu an 10 milyon engelli vatandaşımız ailesinden, devletten, yurttaşlardan ilgi ve yardım beklemektedir. Ailelerinin genellikle utandığı için dışarı çıkarmadığı, evlerinde hapis hayatı yaşayan engelli kardeşlerimiz için önce devletimizin, sonra sırasıyla her yurttaşın, hepimizin elinden geleni yapması gerekmektedir.

CHP’de İdari Mali İşlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığım dönemimde CHP Genel Merkez binasını erişim engelsiz hale getirilerek, Ankara’daki tüm kamu kurumlarına örnek hale dönüştürülmüş olmasını da bu anlamda çok önemsiyorum. TBMM’de Mayıs 2014’ten itibaren kullanılmaya başlanan ve sadece inşaatı için dahi 145 trilyon TL harcanmış olan Yeni Halkla İlişkiler Binasında dahi, ancak verdiğim soru önergesinin ardından brel alfabesinin asansörlerde kullanılmaya başlanmış olması ise çok acıdır. Yine TBMM içinde kabartma yüzeyli izli yolların da kaldırımlarda yapılacağı bilgisi de soru önergem sonrasında bana iletildi.
Sorun büyük ama ilerleme milim milim sağlanmaktadır. Öncelikle engelli yurttaşlarımızın da iş yaşamına dahil olması, öncelikle kamu kurumlarının yıllardır boş tuttukları engelli kadrolarını bir an önce ihtiyaç sahiplerine açmaları gerekmektedir. Bedensel engelli yavrularımızın fiziki koşulların yetersizliği nedeniyle eğitimden mahrum bırakılmaları da asla kabul edilemez. Tüm kamu alanlarında engelsiz erişim sağlanmalıdır.

Engelli yurttaşlarımızın da yaşamın her alanında hareket serbestisini yaşayacağı, yaşam sevincini yüreklerinde hissedecekleri bir Türkiye’yi, ancak insan odaklı politikaları yaşama geçirecek CHP iktidarıyla yaratabileceğimize inanıyorum.

Sonuç olarak engellilerin sıradan bir günlerinin dahi, etraflarındaki duyarsız yurttaşların tavırları nedeniyle cehenneme dönebileceğini unutmayalım. Engelli yurttaşlarımızı anlamamanın hiçbir özrü olamaz! Önce kafalardaki engeli yıkmak gerekmektedir.

Print Friendly, PDF & Email