Doğalgaz ve elektrik zammı, iğneden ipliğe zam bombardımanının habercisi 

Gaz, elektrik, su ve kira sonrasında asgari ücretlinin cebinde 110 TL kalıyor ! 

Ekonomide temel girdi olan doğalgaz ve elektriğe yapılan yüzde 9’luk yüksek oranlı zamlar “Savaş ekonomisi mi uygulanıyor?” sorusunu akla getiriyor. Bu zamlar, domino etkisiyle dalga dalga yayılacak, zincirleme biçimde iğneden ipliğe tüm mal ve hizmetlere yansıyacaktır.

Evet, kurdaki artış maliyetleri artırarak zamları gündeme getirdi. O halde sormak lazım; dolar niye artıyor, TL niye değer kaybediyor? Çünkü istikrar sürsün Türkiye büyüsün masalını anlatan AKP Hükümeti Türkiye’yi büyük bir belirsizlik içine soktu. IŞİD belasını ülkenin ve insanlığın başına saran Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu hükümetleri, bugün de uluslararası alanda giderek yalnızlaşan bir Türkiye yaratıyor. Ekonomiyi 12 yıldır sıcak para ile çevirerek aşırı biçimde dış kaynağa bağımlı hale getirmelerine rağmen bugün artık yabancı yatırımcı çok daha temkinli yaklaşıyor. Hukuk güvencesinin, bağımsız yargının işlemediğini gören yabancı yavaş yavaş Türkiye’den çekiliyor. Aslında şu an Türkiye ekonomisinde kırmızı alarm durumu var! ABD borsaları zirve noktalarda gezinirken, Borsa İstanbul yaklaşan fırtınadan etkilenmeye şimdiden başladı. 

NOT İNDİRİMİ GÜNDEMDE

Fed Ekim ayında tahvil alım programına son noktayı koyacak. 2001 yılı sonundan bu yana yaşanan para bolluğu dönemi artık sona eriyor. ABD 2015 yılı ortasından itibaren faiz artış sürecine gidecek. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ekonomisini kırılgan bularak not indirme sürecinde olmaları da dövizi hareketlendiriyor. 3 Ekim’de Fitch’in vereceği karar öncesi piyasalarda zaten aşağı yönlü kırılma bekleniyordu. Fed’in faiz artırımına beklenenden önce gitme eğilimi, güney sınırımızda devam eden askeri hareketlilik, Türkiye’nin artan ülke riski, yabancı yatırımcıların bankacılık hisseleri başta kâr satışına geçmesinde etkili oluyor. 2 Ekim’de TBMM’ye gelecek olan tezkere de 3 Ekim’deki Fitch kararında etkili olacak.

Fed’in tahvil alımını azaltarak durdurması, Amerikan tahvillerinin faizinin artırılması Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilere sıcak para girişinin durması anlamına geliyor. Bu da, önceki dönemde aşırı borçlanmış bu ekonomilerin borçlarını çevirememe riskini doğruyor. Türkiye’nin yanı başındaki savaş da jeopolitik risklerini artırıyor. Aşırı dış kaynağa bağımlı Türkiye ekonomisi için bu dövizin aşırı değerlenmesi, artan maliyetler, bozulan şirket bilançoları, işsizlikte patlama gibi sonuçlar doğurabilecek bir gelişme. Rating kuruluşlarının not indirimi ise bu olumsuz sürece ivme kazandıracak bir faktör. 

BU ZAMLARIN DOMİNO ETKİSİ OLACAK… 

Ekonomide ortaya çıkan olumsuz koşullarda gündeme gelen zamların nerelere kadar ulaşacağı, ne zaman duracağı belirsiz… Bunun adeta bir zam bombardımanına dönüşme olasılığı yüksek. Çünkü hem halkın temel ihtiyacı hem de sanayinin temel girdisi niteliğindeki gaz ve elektriğe yapılan yüksek oranlı zamlar, zincirleme biçimde zincirleme biçimde iğneden ipliğe tüm mal ve hizmetlere yayılacaktır. Üstelik yüzde 9’luk zam kararının 3 aylık bir dönem için alınması, sonraki dönemde yeni zamların habercisi.

TÜKETİM GERİLEYECEK

Amaç, kur artışı nedeniyle ortaya çıkan maliyet artışlarını telafi ederek kamu açıklarını kapamak. Ancak yapılan bu zamlar, vatandaşın geliri reel olarak gerileyeceği için tüketimde daralmaya yol açacak, zaten frene basılan ekonomiyi iyice yavaşlatacak. Tüketim gerileyeceği için, devletin buradan elde etmeyi umduğu gelir artışı da gerçekleşmeyecek.

ASGARİ ÜCRETLİYE VERİLEN 8 AYLIK ZAM GERİ ALINDI

Doğalgaz ve elektriğe yapılan yüzde 9’luk zamlar; dar gelirli ailenin geçim maliyetini önemli oranda yükseltiyor. Kış mevsiminde daha yüksek diğer dönemlerde daha az olmak üzere aylık ortalama 200 TL dolayında gaz faturası ödeyen ve aylık ortalama 100 TL‘lik elektrik tüketen bir aile baz alındığında, aylık ortalama enerji gideri 300 TL civarında gerçekleşiyor. Buna göre gaz ve elektrik zammı, diğer ürünlere zincirleme yansımaları dikkate alınmadığı durumda bile tek başına ailenin aylık enerji giderini yaklaşık 30 TL artırıyor. Bu da yılda yaklaşık 350 TL demek.

Asgari ücret son yapılan zamla aylık bazda 45 TL artırılarak net 891 TL’ye yükseltilmişti. Buna göre sadece elektrik ve gaza yapılan zammın getirdiği ek maliyetle asgari ücretliye verilen zammın 8 aylık tutarı geri alınmış oluyor.

İŞÇİNİN CEBİNDE, ULAŞIM VE BESLENME İÇİN 110 TL KALDI 

Bu son zamlar zaten kıt kanaat geçinmeye çalışan asgari ücretlinin belini iyice bükecek. Eline aylık net 890 TL geçen bir asgari ücretli artık 330 TL doğal gaz ve elektrik faturası ödeyecek, 50 TL’lik su faturası ve 400 TL de kira ödediğinde cebinde ise sadece 110 TL kalacak. Asgari ücretle çalışan işçimiz elinde kalan 110 TL’yi hem bir aylık beslenmesinde hem de işine-evine giderken ulaşım parası olarak kullanacak. İşte AKP’nin yarattığı Yeni Türkiye budur. 

MEMURUN SEYYANEN ZAMMI 4 AY DA BİTECEK

Ortalama SGK emekli aylığında bu yıl yapılan kümülatif yüzde 9.1’lik artışın parasal karşılığı 89 TL, ortalama Bağ-Kur esnaf emeklisinin aylığındaki artış ise 91 TL düzeyinde bulunuyor. Buna göre doğal gaz ve elektrik zammının getirdiği aylık ortalama 30 TL’lik ek maliyet, bu emeklilerin aylığındaki artışın yaklaşık üçte birinin sadece iki kalemdeki bu zamlarla geri alınması anlamına geliyor. Aylık elektrik ve gaz giderindeki aylık 30 liraya yakın artışla, memur ve emeklilerine yılın başında yılın tümü için seyyanen verilen net 119 TL’lik zammın da yaklaşık dörtte biri geri alınmış oluyor. Böylece yine bir AKP başarısı (!) olarak ilk kez temmuz ayında maşları artmamış olan memurların sene başında aldığı 119 TL’lik artış, 8 aydır maruz kaldıkları harcama artışlarının üstüne gelen bu son zamla iyice erimiş olacak.

Basın Açıklaması:
Bu-kis-isci-memur-ve-emekli-icin-sert-basladi-2-1