Sosyalist Enternasyonal Genel Başkan Yardımcısı CHP’li Umut Oran, Odatv’ye yaptığı açıklamada inşaat sektörünün krizini ve yurt sorunları ile çözümlerini açıkladı. Oran Başbakan’a da çağrıda bulundu.Umut Oran, Odatv’ye yaptığı açıklamada Türkiye’de yılda ortalama 800 bin konut yapılıp kullanım izninin alındığını belirterek “Bunların yaklaşık 450 bini ilk satış şeklinde satılabiliyor. Başka deyişle her yıl ortalama 350 bin adet yeni konut ait olduğu yıl içerisinde satılamıyor ve konut stoku büyüyor.Bu durumda sadece son 6 yılda Türkiye genelinde 2 milyon adedi aşkın satılamamış konut bulunduğu tahmin ediliyor. Yani stoka eklenmiş 2 milyondan fazla konut… Bu da ülkemizde ciddi bir konut arz fazlasına ve israfa işaret ediyor. Öte yandan konut fiyatları; kira, inşaat maliyeti ve TÜFE’den çok daha fazla artıyor. Konut fiyatlarındaki artış ile kira artış oranı veya TÜFE arasında yukarı yönlü ayrışma fiyat balonuna işaret ediyor” dedi.FİYATLARIN ARTMASININ ÜÇ NEDENİ

Konutta bu kadar büyük bir stok varken, konut fiyatlarının artmaya devam etmesinin 3 temel nedeni olduğunu söyleyen CHP’li Oran 3 nedeni şöyle açıkladı:

-Konut satışlarının kabaca yüzde 40 civarında bir kısmı yatırım amaçlı. Bu amaçla alınan konutları yatırımcılar daha düşük bir fiyattan satmaya razı olmuyor.

-Yeni binalar ve ilk satış fiyatları bu binaların hinterlandını doğrudan etkiliyor; mevcut konut sahipleri kendi konutlarını bu yeni konut fiyatlarına göre yeniden ayarlıyor.

-Talep ve ileriye yönelik artış beklentisi nedeniyle, arsa fiyatları veya malik tarafından arsa karşılığı istenen daire adedi veya hasılat payı oranı yüklenici açısından ticari karlılığı azalıyor; konut maliyetini doğrudan ve önemli ölçüde yukarıya çeken bu unsur, konut satış fiyatlarına tüketici aleyhine yansıyor.”

“EN BÜYÜK TEHLİKE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE”

“Sağ partiler vahşi kapitalizmi, neo liberal politikaları ve ekonomi anlayışını benimserler ve kar-rant üzerine siyaset geliştirirler” diyen Umut Oran Odatv’ye yaptığı açıklamada şu değerlendirmede bulundu:

“Ekonomiyi sıcak para ile çeviren AKP iktidarları da piyasaları konut-emlak yatırımları ile canlı tutmaya çalıştı. Sanayi, tarım ve hayvancılığın ihmali nedeniyle nüfusu kentlere yığan AKP, bu kitleye konut satmayı, her tarafı AVM ve rezidanslarla, kamu arsalarını TOKİ inşaatları ve rant tesisleri ile donatmayı kalkınma modeli olarak benimsedi. Sektör sürekli üretmeye teşvik edilirken, bankacılık sektörü de yurt dışından borçlanma yoluyla temin ettiği dış kaynakları hem büyük projeler için firmalara hem de konut kredisi olarak tüketiciye pompalayarak bu sürece katkı verdi. Sektör sürekli üretmeye, vatandaş borçla satın almaya teşvik edildi. Konut üretimi talebin çok üzerinde artış gösterdi, satılamayan konut stoku arttı, konut sektörü adeta bir balon gibi şişti. Aşırı dış kaynağa bağımlı ekonomide sıcak para girişleri durunca kurlarda hızlı yükseliş durdurulamıyor. Bu süreçte en büyük tehlike; finansman-arz-talep zincirinin zaten çoktan kopma noktasına geldiği inşaat sektöründe ortaya çıktı.”

“DARBOĞAZA GİRECEKLER”

Oran Odatv’ye yaptığı açıklamada “AKP’nin teşviki ile yüz binlerce konutluk dev projelere girişen onlarca sektör firması gelecek beklentilerine göre yaptıkları yatırımları nakde dönüştürmekte zorlanacak. Artan maliyetler, halkın borçlanma kapasitesinin daralması, konut stoklarının eritilmesini daha da güçleştirecek. Bu durum, izleyen günlerde sektördeki firmaların finansal darboğaza girmesine yol açacak” dedi.

“ÜNİVERSİTELİLERİN YÜZDE 8’İNE YETECEK YURT VAR”

Aladağ’daki yurt faciasından sonra tartışılmaya başlanan yurt sorunlarına da değinen Oran şunları söyledi:

“Aladağ’da 12 çocuğumuzu kaybettiğimiz facia, ülkemizdeki bir çarpıklığı ortaya koydu. İlkokul çağındaki çocukların özel yatılı yurtlarda kalması yasalara aykırı olmasına rağmen, yoksul çocuklarını ailelerinden alarak kendi zihniyetlerinde nesiller yetiştirmek isteyen tarikat ve cemaatlerin ülkenin en ücra yerlerine kadar yayılmış yurtları aracılığıyla bu faaliyeti sürdürmesine yıllardır göz yumuluyor. Tarikat ve cemaatlerin bu faaliyetlerine izin verilmemelidir. İlkokul çağındaki çocukların yurt ihtiyacı devlet tarafından karşılanmalıdır.

200 öğrencilik bir yurdun yapım maliyeti 4 milyon TL dolayındadır. Türkiye’de 81 il 957 ilçe var. Devlet her birine bu kapasitede yeni birer yurt yapsa toplam maliyeti 4 milyar TL yapar. Resmi ağızlardan Suriyeli mültecilere yapıldığı açıklanan 25 milyar dolarlık harcama bunun yaklaşık 20 katıdır. Devlet bu çocuklarımız için öğrenci yurdu yapsaydı milyonlarca öğrencimiz yurtsuz kalmaz, tarikatların kucağına düşmezdi, canlarımız yanmazdı.

Öte yandan Türkiye’de 200’e yakın üniversite, 6 milyon dolayında üniversite öğrencisine karşılık bunun sadece yüzde 8’ine yetecek kapasitede yurt var. Satılamayıp elde kalmış 2 milyonu aşkın konut stokumuz var ama üniversite öğrencilerimize yurt imkânı sunamıyoruz. Ülkedeki konut fazlası, mevzuat düzenlemeleri, özel girişimcilere yönelik teşvikler ve akılcı politikalarla öğrenci yurdu işletmelerine dönüştürülebilir.”

“BAŞBAKANA ÇAĞRIDA BULUNUYORUM”

Umut Oran Odatv aracılığıyla Başbakan Binali Yıldırım’a “İnşaat sektörü zaten zorda 2 milyon konut stokta bekliyor. Hemen bugün talimat verin bu konutların uygun olanları, bloklar halinde maliyet fiyatına kamuya devredilsin, yurt bulamayan milyonlarca öğrencinin barınma sorunu artık bitsin” çağrısında bulundu.

“300 BİN KİŞİNİN EKMEK KAPISI KAPANDI”

“AKP iktidarında finansal varlıklar fabrika yerine, betona gömüldü. Katma değer ve istihdam yaratacak yatırımlar yerine AVM, gökdelen, lüks konut yaptılar, işsizlik patladı, esnaf tükendi” diyen CHP’li Oran şu ifadeleri kullandı:

Ülkemizde, umudunu yitirip iş aramayı bırakanlarla birlikte 6 milyona yakın işsiz var ve gerçek işsizlik oranı yüzde 18 dolayında. Bu da inşaatla kalkınma anlayışının istihdam üretmediğini tek başına ortaya koymaya yeter.

Öte yandan AKP döneminde milyonlarca esnaf ve sanatkâr AVM’ler yüzünden işini bırakmak zorunda kaldı. Sadece bu yılın ilk on ayında 66 bin 882 esnaf ve sanatkâr sicilini sildirdi. Bu durum aileleri ile üyeleriyle birlikte 300 bin kişinin ekmek kapısının kapanması demek.”

“BOŞ KONUTLAR DEĞİL FABRİKA”

Umut Oran partisinin politikalarını da şu ifadelerle anlattı:

“CHP önce insan ve onurlu insanca yaşamı desteklemek ve sosyal devletin, sosyal adaletin, sosyal demokrasinin gereği olarak elindeki kaynağı, teşvik mekanizmasını öncelikli olarak üretimi, yatırımı desteklemek için kullanır.

Yeni yatırım demek, fabrika demektir, daha çok iş daha çok aş demektir ve bu da sosyal barışı ve refahı getirir. Üretken ve istihdam yaratacak yeni yatırım teşvik edilmelidir. Atatürk’ümüzün ‘her fabrika bir kaledir’ sözünden hareketle; 2 milyon boş lüks konut maliyetine 1 milyon fabrika kurulabilse Türkiye’mizin dört bir yanına ne işsizlik kalır ne göç kalır ne de terör belası…
Aynı şekilde CHP, bu konut fazlası için harcanan kaynağı verilen teşvikleri yine öncelikli olarak öğrenciler için yurt ihtiyacı için kullanır.

Milyonlarca öğrencimiz yurt sorunu yüzünden eğitimlerini gerektiği şekilde yapamıyorlar. Sosyal devletin önceliği parasız kaliteli nitelikli eğitim ve o eğitimi gören öğrencilerin barınma ve yurt ihtiyaçlarını karşılamak olur.

İşte CHP ile AKP ideolojik olarak siyaset anlayışının farkı budur: AKP rantı düşünür, CHP halkını düşünür.”
 

 

Print Friendly, PDF & Email