Türk Yurdu’nu kanları pahasına savunan kahramanların bizlere emanet ettiği “Türkiye Büyük Millet Meclisi”, aynı zamanda Türk milletinin “hür ve eşit” yaşama arzusunun da mabedidir.
23 Nisan 1920’yi yani TBMM’nin açılışını “çocuklara” emanet eden Mustafa Kemal’in kararı ise aslında büyük bir “öngörünün” işaretidir. Atatürk, Meclisi, çocukların, 19 Mayıs’ı da gençlerin Bayramı ilan ederek Cumhuriyet’in ufkunu yani “gelecek nesilleri” işaret etmiştir. Bu tavır sadece iki bayramla sınırlı değildir, tam tersine Mustafa Kemal’in tüm davası “gelecek nesiller” üzerinedir.
“Gençliğe Hitabe” de aynı anlayışın sonucudur ve Cumhuriyet’i ilelebet payidar kılacak olanları işaret eder: “Gençliği!”
O halde, her bir vatan evladının, odaklanması gereken kesim “gençliktir.”
Gençler mutluysa yol doğrudur!
Gençler huzurluysa yol doğrudur.
Gençler umutluysa yol doğrudur.
Değilse söylenen her söz boştur!
Türk çocuğunun bugünü ve yakın geleceği, ne yazık ki, aydınlık değildir. Zira Türk yurdunda yaşayan Türk çocuğu; mutsuz, huzursuz ve umutsuzdur.
Her bir siyasinin göreviyse mutluluk yaratmak, huzur sağlamak ve umut vermektir.
İnanıyorumki yarınlarımız bugünden iyi olacaktır zira içinde yaşadığımız “günler berbattır.”
Türk çocuğu, kötü durumdadır.
O halde bu düzen değişmelidir.
Ve düzeni değiştirme görevi CHP’nindir.
Umut ediyorum ki CHP üst yönetimi gidişatın farkındadır ve gerekli adımları atacaktır.
Aksi halde dua etmekten başka çare yoktur. Çünkü CHP ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişki “aynılık” üzerine kuruludur.
CHP düşerken Türkiye Cumhuriyet’i yükselemeyeceği gibi, Türkiye Cumhuriyeti düşerken CHP de yükselemeyecektir.
Öyleyse kaderi aynı olan yapılardan birini değiştirmek aynı zamanda diğerinin kaderine de sahip olmaktır.
Bu zorlu yolculukta zafere ulaşmak için gereken ruh, Türk Devriminde gizlidir.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun.
“Ne Mutlu Türküm Diyene!”
Dayanışma duygularımla,
Umut Oran