Müslüman Türk Dünyası için büyük önem taşıyan Kurban Bayramı’nı idrak ettiğimiz bu günlerde dünyanın dört bir yanında olduğu gibi, vatanımız Türkiye’de de sorunlar yumağı büyümeye devam ediyor. Özellikle “Nas Ekonomisi” adı altında, iktidar bloğu tarafından dayatılan ve halkın çok kısa sürede neredeyse tüm birikimlerini kaybettiği bir dönemin ardından, klasik ekonomi politikalarına dönülmüş olması, ister istemez insanın aklına şu soruyu getiriyor: “Madem klasik ekonomi politikalarına dönülecekti, biz bu yoksullaşma sürecini niye yaşadık?”
Tabii ki sadece bu değil, hemen her alanda dünle bugün arasında birbirine tamamen zıt politikalar halka dayatılıyor ve ne yazık ki yaygın ve tekelleşmiş propaganda araçları sebebiyle halkımızın bir kısmı aynı ağızdan çıkan birbirinin tamamen zıttı fikirleri kabul edebiliyor. Elbette bu durumun tek sorumlusu iktidar bloğu ve onun gücü değil. Muhalefet bloğu da örgütlü olmadığı ve yeni söylemler, politikalar, figürler üretemediği için her şey buhar olup uçuyor.
Son günlerde gündemi saran “Normalleşme” turlarına da bu şekilde bakmak gerekir. AKP ve CHP arasında yaşanan ve “normalleşme” olarak tanımlanan sürecin çok benzerleri geçmişte AKP-HDP ve AKP-MHP arasında da yaşanmıştı. Hatta “İktikşafi görüşmeler” adı altında CHP üst yönetiminin uyutulduğu bir dönem de yaşanmıştı. Görünen o ki AKP-MHP arasında yaşanan soğuklukla beraber her iki parti de kendi adımlarını atacak, görünen ve görünmeyen pek çok kanal kurulacak ve sonunda ya yola devam edilecek ya da yeni bir “ortaklaşma” süreci yaşanacak.
Buraya kadar konu normal görülebilir. Gerçekten partiler bazen birbirine yaklaşır bazen de uzaklaşırlar. Ancak taraflardan biri AKP olunca, bugüne kadar yaşanan deneyimler hep aynı şeyi işaret etti: AKP, yakınlaşmak istediği yapıya bir anda kamu kaynaklarına ulaşma şansı verir ancak hiç bir zaman AKP dışında bir güç merkezinin ortaya çıkmasına müsade etmez! O halde, normalleşme adı altında gündemi meşgul eden AKP-CHP ziyaretlerine de bu açıdan bakmak gerekir. CHP üst yönetimleri bugüne kadar AKP’nin pek çok adımını kurucu değerlerimizin, Cumhuriyetimizin ve ilkelerimizin tam zıddı olarak konumlandırdığına göre “normalleşme” süreci ya AKP’nin bugüne kadar izlediği politikalardan vazgeçmesiyle ya da CHP’nin bugüne kadar ortaya koyduğu ilkelerden, politikalardan vazgeçmesiyle mümkün! Üstelik AKP döneminde yani yaklaşık 25 yıldır, kamu sınavlarından elenen, kamuda yükselmesi engellenen, iş hayatında önü kesilen, hayatının büyük kısmını işsizlikle geçirmek zorunda bırakılan, ev kuramayan, işyeri açamayan milyonlarca AKP mağduru CHP’li hala boşta ve umudunu kaybetmiş durumda. Normalleşme, bu insanların ödedikleri ağır bedellerin tamamen unutulması anlamına gelecekse CHP üst yönetimleri bunları da CHP tabanına anlatmalı ki milyonlarca mağdur da bundan sonra başlarına ne gelebileceğini bilsinler.
Hayat her şeyi anlamak ve her şeye ideal boyutta sahip olmak için çok kısa. Bu yüzden, en yakınlarınızdan başlayarak ailenize, akrabalarınıza, dostlarınıza iyi davranmaya, zor olan hayatları onlar için kolaylaştırmaya ama en önemlisi onların yüzünde de tebessüm uyandırmaya çalışın. Emin olun bir insanın tebessümüne sebep olmak da çok önemli ve zor bir görevdir.
Başta vatan nöbeti tutan kahraman Mehmetçiklerimiz ve değerli anneleri olmak üzere, herkesin Kurban Bayramını kutluyorum. Allah, Milletimize bugünü aratmasın ve daha iyi günler göstersin. Bolluğun, bereketin, huzurun olduğu bir dönemin başlangıcı olması dileklerimle, sağlıkla kalın.
Dayanışma duygularımla,
Umut Oran