Değerli Dostlarım,

Türk milletinin bugünü ve geleceği hakkında “umut dolu” cümleler kurmayı çok isterdim ancak gelinen noktada, iktidar bloğunun “bilinçli yıkım politikaları” sebebiyle ümitvar cümleler kurmakta zorlanıyorum. Zira sadece seçimden bu yana Türk lirası nerdeyse %30 değer kaybetti. Öyle bir noktadayız ki, iktidar bloğu, orta sınıfları yok etmek için her şeyi yapıyor diyebiliriz. On yıl, yirmi yıl boyunca tutumlu davranıp kenara üç beş kuruş koyan doktorlar, mühendisler, öğretmenler, avukatlar bir kaç haftada tüm birikimlerini kaybediyorlar. “Nas” diyerek başlatılan “servet transferi” operasyonunda, çok ama çok kısa zamanda, halkın cebinden milyarlarca doları bir avuç haramzadenin cebine akıttılar. Onlar lüks içinde yaşarken, yurdun dört bir yanındaki geniş toplum kesimleri, ama özellikle orta sınıflar, ellerinde avuçlarında olanı kaybettikleri gibi ayakta kalmak için her vasıtayla da borçlandılar. Ve gelinen noktada artık borçlarını bile çeviremez hale geldiler. Sırça köşklerde, zevk ve sefa içinde yaşayan bir avuç azınlık farkında olmayabilir ama Türk milleti gerçek anlamda iflas etti.

Artık gençlerin eğitim yoluyla sınıf atlaması, ev/araba satın alması, geleceğe umutla bakması nerdeyse imkansız halde. Sokaklar işsiz gençlerle doluyken Anadolu’nun her yanında, 3 yıldır, 5 yıldır odasından çıkmadan yaşamaya çalışan psikolojisi bozulmuş, iş bulma umudunu kaybetmiş yüzbinlerce evlat var. Ana babalar, çaresizlik içinde bir çıkış arıyorlar ama ellerinden bir şey gelmiyor çünkü Türkiye’de “bilinçli olarak orta sınıflar yok ediliyor.” 

İktidar bloğu, “sosyal yardımlar, tarikatlar, fonlanan dernek ve vakıflar üzerinden” toplumun en fakir kesimlerini kendilerine bağlayıp, en fakirden aldıkları oylarla, orta sınıfların parasına çöküyor ve bu düzenin asıl destekleyicisi olan bir avuç para babasının zenginliğine zenginlik katıyor. Öyle bir tezgah kurulmuş ki, Türk milleti birbirine kırdırılırken iktidar imkanlarıyla zenginleştirilmiş bir avuç adam, dünyanın en zenginleri listelerine giriyor. Anadolu çocukları, işsizlikten, parasızlıktan perişan olmuşken “haramzadelerin çocukları” milyonlarca dolarlık teknelerle, dünyanın en pahalı tatil bölgelerinde keyif çatıyorlar. 

En üzücü olansa tüm bunlar olurken, Türk milleti, dünyanın en ağır sömürü ve talan düzeninin ortasında ezilirken, halkın umudu olması gereken, halka önderlik edecek muhalif partilerin de bu duruma sessiz kalması. Türk milleti, iktidar bloğundan yediği dayağın şokunu atlatamadan muhalefet bloğunun da kendisini yalnız bırakması sebebiyle tüm umudunu kaybediyor. Çok acı ama koskoca bir millet, bir avuç haramzadenin çıkarına herkesin gözü önünde “kurban” ediliyor. 

Oysa dünyanın neresine giderseniz gidin, tarihin hangi dönemini referans alırsanız alın, karşınıza çıkacak olan gerçek bir tanedir: Zenginliği bir avuç adama teslim edip geniş toplum kesimlerini açlığa mahkum eden hiç bir devlet güçlü olamaz, bölgesel ya da küresel aktör olamaz!

Bu anlamda Türkiye, sadece 22 yılını ya da bugününü kaybetmedi, fakirleşen orta sınıflar sebebiyle geleceğini de kaybetti. Bu hızla devam edecek olan bir soygun düzeninin gideceği yer, sokağa düşmüş kadınlar ve erkekler, fakirlik sebebiyle hastalıkların pençesine düşmüş halk kesimleri ve cehaletin ağır karanlığı altında köleleşmiş bir millettir. Bunun dışında söylenecek her söz yalandır! Halkın geniş kesimlerinin ekonomik imkanlarını genişletmeyen her “atılım” en temelde bir avuç haramzadenin daha çok palazlanması demektir. 

Bu yüzden siz dostlarımdan istediğim tek bir şey var. Sizin, çocuklarınızın, torunlarınızın hayatını merkeze almayanları, evlatlarınızın göz yaşlarına merhem olacak cümleler kurmayanları, unvanları ne olursa olsun dinlemeyin! Sizin, sadece son bir ayda %30 fakirleşmenizi gündemine almayan; işsiz, aşsız, umutsuz bir şekilde evinden, odasından çıkmayan çocuklarınıza inanılır bir gelecek planı sunmayan hiç bir görüşe destek vermeyin. Sizler, her gün sistematik olarak soyulurken “ipe sapa gelmez konuları” sizlerin gündemine getiren kanalları, gazeteleri, yandaş ya da fondaş sözde gazetecileri izlemeyin. Her tarafı ele geçirmiş ve tek görevleri size yalan söylemek olan sözde uzmanlara değer vermeyin. Ve elbette hiçbir kurtarıcı da beklemeyin. Her kim size şipşak çözümler sunarsa ya da “ben dersimi aldım, şimdi sizi kurtaracağım” derse ona inanmayın! Mucizeler çağının kapandığını bilerek tüm yalancılara “hayır” demeyi artık öğrenin. Çünkü söz konusu olan sadece sizin yaşamınız değil, nesiller boyu sürecek bir köleleşmedir. Çocuklarınızı, torunlarınızı ve onların çocuklarını da “modern zamanların köleleri” haline getirecek olan bu soygun düzenidir…

Özellikle her yaştan Cumhuriyet çocuğuna sesleniyorum! Ey Türk oğlu Türk! Bu düzende sana biçilen rol “ev kölesi” olmak bile değil!.. “Tarla kölesi” yapılmak isteniyorsun! Bu yüzden her gelen sana küfrediyor! Bu yüzden her gelen seni ötekileştiriyor! Bu yüzden her gelen önce seni soyuyor! Bu yüzden memleketin ve dünyanın tüm zalimleri senin karşında birleşip seni şeytanlaştırıyor! Ve bu yüzden kalabalıklar içinde bile sadece sen yapayalnız kalıyorsun! 

Biliyorum, senin atalarının kurduğu Cumhuriyet’in nimetleriyle koltuk sahibi olanlar seni “köleleştirmek” için yarış halindeyken sesini bile çıkaramıyorsun! Biliyorum ki, güvendiğin her dağa lapa lapa karlar yağıyor. Ve biliyorum, “ben de sizdenim, sen de bendensin” diye bağıra çağıra dolaşan bedhahların yalanlarına her defasında inandırılıyorsun! Düşe düşe, kandırıla kandırıla, geri adım ata ata gelinen nokta budur: Türk çocuğunun köleleştirilmesi! Artık geri adım atabileceğimiz bir yer yoktur! Bunu kabul edersek belki ileri gitmek, cüret etmek, bu soygun düzenini yıkmak için bir şansımız olabilir. Aksi her durumda, özgür Cumhuriyet çocuklarının çocukları ve onların torunları “modern köleler” olarak ayaklar altında ezilecekler, bu soygun düzeninin “kurbanları” olacaklardır. 

Değerli Dostlarım,

Sizlere hiç yalan söylemedim ve şimdi de gerçekleri söylüyorum. Anlattığım şeyler hakikattir! Bunları bilerek adımlarını atmanızı diliyorum. Mübarek kurban bayramınızı da bu vesileyle kutluyor, büyük Türk milleti için yepyeni umutlara vesile olmasını diliyorum.

Dayanışma duygularımla

Print Friendly, PDF & Email