1 Mart 2003 tarihinde TBMM’ye gelen ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın çabalarıyla reddedilen “1 Mart Tezkeresi” aradan geçen 18 yıla rağmen hala günceldir zira etkileri devam etmektedir.

ABD’nin soğuk savaş sonrasında inşa etmek istediği “Yeni Dünya Düzeninin” ana adımlarından olan ve “Terörizmle Küresel Savaş” olarak adlandırılan yaklaşım çerçevesinde Irak’ın, Türkiye toprakları kullanılarak işgal edilmesi planlanıyordu. Binlerce ABD askerinin, süresi belli olmayan bir şekilde, Türkiye’nin dört bir yanında konuşlanmasına imkan verecek olan tezkereye karşı CHP grubunun kararlı tutumu sayesinde Türkiye’nin eline “kan bulaşması” engellenmiş ve ABD’nin Türkiye üzerinden komşu Irak halkına ölüm yağdırmasının önüne geçilmiştir.

1 Mart 2003 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oylamaya katılan 533 milletvekilinden 264’ü kabul, 250’si red ve 19’u da çekimser oy kullanarak tezkerenin kabul edilmesi için gereken “267” oyun altında kalınması sağlanmıştır. Böylece Irak tezkeresi reddedilmiş ve Türkiye, Irak’ta yaşanacak büyük yıkımların parçası olmamıştır.

Ancak o günden bugüne geçen sürede TBMM üyelerinin, özellikle iktidar partisi üyelerinin, “bağımsız hareket etme” konusunda çok gerilediği de ortadadır. Bugün benzer bir durumun söz konusu olması halinde iktidar partisi üyelerinin “itiraz etmeyi düşünmesinin” bile zor olduğu açık bir gerçektir.

1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin bir diğer sonucu da TSK’yı ve tüm muhalefeti hedef alan saldırıların, kumpasların ve yok etme operasyonlarının kapılarını aralamış olmasıdır. CHP’ye ve yönetimine karşı adeta bir “intikam harekatı” başlatılmış ve bugüne kadar aralıksız olarak sürdürülmüştür. Bu anlamda 1 Mart Tezkeresini, Türk askerinin başına 4 Temmuz 2003’te çuval geçirilmesi olayından, CHP’ye karşı yürütülen medya kampanyalarından ve pek çok siyasetçinin tasfiye edilmesinden bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. Her bir olay bir diğeri üzerinde etki etmiş ve bugüne kadar ulaşılmıştır.

Ancak ödenen onca bedele rağmen Irak halkının mahvına sebep olacak bir savaşın parçası olmayı reddeden TBMM üyeleri saygıyı hak etmektedir. Onlar, belki de son çeyrek yüzyılın en zor kararını almayı başarmış insanlar olarak tarihe geçmişlerdir. Tarih ve millet, dün olduğu gibi bugün de, başta Deniz Baykal ve Önder Sav olmak üzere emek veren herkesi bağrına basmaya devam etmektedir.

Saygılarımla,