Umut Oran

Basın Açıklaması

09.9.2020

Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi olarak 1924’te kurulan Heybeliada Sanatoryumu, onlarca yıl boyunca, başta tüberküloz olmak üzere, tüm akciğer hastalıklarında büyük hizmetler vermiş köklü bir tarihe sahiptir. Kapatılmadan önce 600 yatak kapasitesine 100’ü doktor olmak üzere 250 personele sahip olan hastanenin, siyasi kararlarla kapatılması ve binalarının çürümeye terkedilmesinden sonra sessiz sedasız şekilde Diyanet İşler Başkanlığı’na tahsis edilmesi kaynakların yanlış kullanılması açısından önemli bir örnektir. Zira aynı dönemde iktidar, Atatürk Havalimanının milyarlarca dolarlık pistlerini kırarak üzerine “pandemi hastanesi” yapmayı seçmiştir. Oysa doğru olan tavır, eldeki hastane arazilerini kullanmak ve mevcut yatırımlara zarar vermemektir. İktidar, bu yanlış tutumu sebebiyle, hem Atatürk Havalimanının pistlerini yok etmiş, hem de maliyetleri arttırmıştır. Korona pandemisinin bu derece etkisini arttırdığı bir dönemde doğru olansa Heybeliada Sanatoryum arazine, çevreye ve doğal güzelliklere zarar vermeyecek şekilde bir hastanenin inşa edilmesi olacaktır.

Diyanet İşleri Sözünün Arkasında Durmalıdır

Bilgi edinme hakkı çerçevesinde CİMER kanalıyla sorduğum sorulara verilen yanıtla Heybeliada Sanatoryum arazisinin Diyanet İşleri Başkanlığına “tahsis edildiğinin” ortaya çıkmasından sonra geniş toplum kesimleri konudan haberdar olmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı da oluşan halk tepkisine karşı yaptığı açıklamada “Heybeliada’ya yeniden bir pandemi hastanesi inşası planlanması halinde söz konusu araziyi de Başkanlığımız iade etmeye ve süreçle ilgili gerekli desteği vermeye hazırdır.” denilmiştir.  Diyanet’in yaptığı açıklamanın diğer maddeleri gerçeği tam olarak yansıtmasa da verilen bu taahhüt önemlidir ve Diyanet İşleri Başkanlığı sözünün arkasında durarak bir an evvel arazinin iade edilmesi için gerekli çalışmalara başlamalıdır.

Sağlık Bakanlığı Koronayla Mücadele Etmek İstiyorsa Hastane Arazisi Hazır

Korona pandemisinde ikinci dalganın beklendiği bu günlerde Sağlık Bakanlığı’nın da Heybeliada’ya yakışır, çevreyle uyumlu bir Hastane inşa etmek için harekete geçmesi aklın ve bilimin gereğidir. İstanbul’un ve Adalar’ın böyle bir hastaneye ihtiyaç duyduğu açıktır. Diyanet İşleri Başkanlığı da araziyi iade etme kararını ortaya koyduğuna göre Sağlık Bakanlığının, partizanlık yapmadan, harekete geçerek, İBB ve Adalar Belediyeleriyle de ortak hareket edip Türk milletine yakışır bir hastane inşası için planlama yapması gerekir. Heybeliada Sanatoryumunun geçmişte gördüğü başarılı işlevler düşünüldüğünde bu geleneğin devam ettirilmesi Türk milleti tarafından da takdir edilecektir.

Gelinen noktada Heybeliada Sanatoryum arazisini hastane yapılması için derhal iade etmek, Diyanet İşleri Başkanlığının samimiyet sınavına dönüşmüştür. Sağlık Bakanlığının da koronayla mücadele ki samimiyetini göstermek için konuya müdahil olması ve hastane arazisinin aslına uygun olarak yeni bir hastaneye dönüştürülmesini sağlaması gerekir.

Print Friendly, PDF & Email