CHP’nin önde gelen isimlerinden Umut Oran, Amasya Genelgesi’nin 100.yıldönümünde, 31 Mart seçimlerinde CHP’nin tartışmasız şekilde kazandığı ve hukuksuz olarak yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyetin “kurtuluş ve kuruluş sürecinin” başlangıç noktası olan Amasya Genelgesinin bugünümüze de ışık tuttuğunu söyleyen Oran, CHP üst yönetiminin, iktidar bloğunun her türlü manipülasyonuna karşı hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.
Yaptığı açıklamada, 16 Nisan 2017 hukuksuz referandumundan başlayarak iktidar bloğunun “hukuksuzluklarına” dikkat çeken Oran, “16 Nisan 2017 Referandumuyla birlikte ‘Rejim Değişmiştir.’ ‘Mühürsüz oyların geçerli kabul edilmesiyle’ birlikte yeni dönemin ‘hukuksuzluklarla dolu’ olacağının işaretleri de verilmiştir. Bu hukuksuzlukların son halkasıysa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan Ekrem İmamoğlu’nun ‘mazbatasının hukuka aykırı olarak geri alınması’ ve iradeleri hiçe sayılan İstanbul seçmeninin 23 Haziran’da yeniden seçime zorlanmalarıdır.” dedi.
Tükenen iktidar bloğunun ‘Türk milletini de tüketmemesi için’ sorumluluk alınması gerektiğini anlatan Oran, hukuksuzluğa dayalı yeni bir “oldu-bittiyle” karşılaşmamak için yapılması gerekenleri anlatarak, şunları söyledi:
“Eşsiz Türk Devriminin yol haritasını ortaya koyan Amasya Genelgesi’nin 100.yıldönümü kutlu olsun. ‘Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır!’ kararının tüm dünyaya duyurulduğu Amasya Genelgesi, özgürlüğümüzün ve Anadolu’daki ebedi varlığımızın ilerici adımlarının da Erzurum’da ve Sivas’ta atılacağını müjdelemiştir. Anadolu’nun dört bir yanından ‘milletin güvenini kazanmış temsilcilerin’ Sivas’a çağrılması da Kurtuluş Savaşı veren atalarımızın sırtlarını dayadıkları tek hakiki gücün ‘Türk Milleti’ olduğunu ortaya koymuştur.
16 Nisan’da Rejim Değişmiştir!
Aradan geçen 100 yılda ise, Cumhuriyet Devrimi, sürekli saldırılarla yıpratılmış ve ne yazık ki, özellikle 16 Nisan 2017 Referandumuyla birlikte ‘Rejim Değişmiştir.’ ‘Mühürsüz oyların geçerli kabul edilmesiyle’ birlikte yeni dönemin ‘hukuksuzluklarla’ dolu olacağının işaretleri de verilmiştir. Bu hukuksuzlukların son halkasıysa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan Ekrem İmamoğlu’nun ‘mazbatasının hukuka aykırı olarak geri alınması’ ve iradeleri hiçe sayılan İstanbul seçmeninin 23 Haziran’da yeniden seçime zorlanmalarıdır.
Ancak 31 Mart’tan bugüne kadar yaşanan olaylar ‘hukuksuzlukların sona ermeyeceğini, tam aksine yeni hukuksuzlukların sırada olduğunun’ göstergeleridir. Zira iktidar bloğu İstanbulluların iradelerine rağmen İstanbul’u almak için her türlü kara propaganda yöntemine başvurmaktadır. Özellikle sosyal medya platformları, adeta bir çamur deryasına dönüştürülmüş durumdadır. Anılan platformlarda faaliyet gösteren ‘troller ve troliçeler’ seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ile yenilmiş belediye başkan adayı Binali Yıldırım’ın katıldığı televizyon programından sonra da akla, mantığa sığmayan saldırılara devam etmişler ve yeni yalanları piyasaya sürmüşlerdir.
Oldu-Bitti Yapılmasına Müsaade Edilmemeli!
Tüm yaşananlar göz önüne alındığında ‘iktidar bloğunun 23 Haziran günü yeni bir hukuksuzluğu sahneye koymak isteyebileceği’ ve bir oldu-bittiyle İstanbulluların iradesine aykırı hareket edebilecekleri ortadadır. Bu durumda yapılması gereken şey CHP üst yönetiminin süreci doğru değerlendirmesi ve gerekli her türlü tedbiri almasıdır. Zira 23 Haziran’da da, tıpkı 31 Mart’ta olduğu gibi, Sayın İmamoğlu’nun kazanacağına hiçbir şüphe yoktur. Hatta bu sefer çok daha büyük bir farkın ortaya çıkacağı barizdir. Son günlerde iktidar bloğunun terör örgütlerinin ‘mektupları’ üzerinden yeni hamleler yapmaya uğraşması, yaşadıkları çaresizliğin göstergesi olarak kabul edilmelidir.
Ancak çok açıktır ki artık, iktidar bloğunun başarılı olma şansı yoktur zira ‘anlatacak sözleri kalmamıştır.’ Yerel yönetimleri tam 25 yıldır, ülke yönetimini ise tam 17 yıldır elinde tutan iktidar bloğu tükenmiştir. Yaşanan şeye ister ‘metal yorgunluğu’ densin, isterse ‘kibrin yarattığı çürüme’ densin sonuç aynıdır: İktidar bloğu tükenmiştir.
Cumhuriyet çocukları için önemli olan nokta da buradadır! Tükenen iktidarın, büyük Türk milletini ‘tüketmesine’ mâni olmak ve yeniden kutlu yarınları inşa edecek bir anlayışı egemen kılmak.
İşte içinde bulunduğumuz günün, yani Amasya Genelgesi’nin 100. Yılının bizlere hatırlatması gereken şey de tam olarak budur: Geçmişten aldığımız derslerle geleceği planlamak ve Türkiye Cumhuriyet’ini yeniden ‘gıpta edilen bir model ülke’ haline dönüştürmek.
Sadece 1 Kişiyi Bile İkna Edip Sandığa Götürmek Önemli
İnancımız odur ki, Kurtuluşu sağlayan kadrolar kadar inançlı ve onlar kadar programlı olabilirsek zafer yakındır. Milletin tertemiz oylarıyla kazandığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesini, bir kez daha oylarımıza sahip çıkabilirsek ve hile yapılmasını engelleyebilirsek geri alabiliriz ve böylece milletin umudu da olabiliriz. Bu anlamda 23 Haziran 2019’u büyük bir sınav olarak gördüğümün bilinmesini istiyorum. Seçmenler olarak bizler ‘sadece 1 kişiyi ikna edip onu sandığa götürürsek’ görevimizi yapmış oluruz. CHP örgütleri ve görevlileri ‘sandıklardaki her bir oya sahip çıkarlarsa’ tarihsel görevlerini yapmış olurlar. CHP Üst Yönetimi de her türlü hileye ve gaspa karşı uygulanabilir A-B-C planlarını hazırlayabilirlerse ve iktidar bloğunun olası hilelerine karşı milletin iradesine sahip çıkarsa vazifelerinin hakkını vermiş olurlar.
Hiç şüphesiz ki, ‘Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.’ Cumhuriyet çocuklarını yarınlara hazırlama görevini layıkıyla yerine getirenleri de tarih en uygun cümlelerle anacaktır.”