CHP’li Umut Oran, Akdeniz havzasında, Kıbrıs’ın etrafında yaşanan gelişmelere dikkat çekerek “Türkiye’nin Bölgesel Savaşlara Hazır Olması Lazım” mesajı verdi. Umut Oran, “Türkiye; ABD-Rusya-Çin arasında devam eden küresel çatışmaların da etkisiyle her an çıkabilecek bölgesel çatışmaların merkezinde yer almaktadır. Artan risklere ve tehditlere karşı her zamankinden daha fazla hazır olması gereken Türkiye ise ne yazık ki içerden çökertilmektedir. İç cephedeki yıkıcı faaliyetlerin son ayağı yurttaşların vergileriyle lüks bir yaşam süren Diyanet İşleri Başkanı’nın, ne idiğü belirsiz fesli bir meczubu ziyaret etmesidir” dedi.

CHP’li Umut Oran, 3 yıldır milletvekili olmamasına rağmen yoğun olarak yürüttüğü çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. İki hafta önce Güneydoğu’da 5 ilde incelemelerde bulunarak GAP-Suriye raporunu hazırlayan, geçen hafta ise Bolu’da çalışma yürüten Umut Oran bugün de Balıkesir’de bulunuyor. İlk olarak CHP Merkez Karesi İlçe Başkanlığını ziyaret eden Umut Oran, burada İlçe başkanı, İl ve ilçe yöneticileriyle, partililerle buluştu. Umut Oran, basın mensuplarına yaptığı açıklamada şunları ifade etti:

Kıbrıs açıkları gasp ediliyor
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasının nerdeyse tamamı dünyanın en büyük çatışmalarına, yıkımlara ve yükselen rekabete sahne olmaktadır. Sıcak çatışmaların görüldüğü Libya, Suriye, Irak ve Filistin gibi sorun alanlarının yanında Yunanistan, GKRK ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu yeni bir “sıcak çatışma hattı” oluşmak üzeredir. Özellikle Doğu Akdeniz’de yükselen petrol ve doğalgaz rekabeti, Amerikan emperyalizminin bölgesel çıkarlarına uygun olarak hareket eden Yunanistan tarafından, sıcak çatışma zeminine çekilmek istenmektedir. Ege’de işgal edilen Türk adalarından sonra Kıbrıs açıkları da Yunanistan’ın başını çektiği bir grup devlet tarafından gasp edilmek istenmektedir.
Türkiye hem Ege Denizi’nden hem de Doğu Akdeniz’den çıkarılmak istenmektedir. Kuzey Suriye’de ve Irak’ın Kuzeyinde oluşturulan PKK/YPG’ye kurdurtulan “terör ordusu” da aynı odakların Türkiye’ye karşı oluşturduğu “kara gücünden” başka bir şey değildir.

Türkiye hazır olmalı
Türkiye; ABD-Rusya-Çin arasında devam eden küresel çatışmaların da etkisiyle her an çıkabilecek bölgesel çatışmaların merkezinde yer almaktadır. Artan risklere ve tehditlere karşı her zamankinden daha fazla hazır olması gereken Türkiye ise ne yazık ki “içerden çökertilmektedir.”  İç cephedeki yıkıcı faaliyetlerin son ayağı “yurttaşların vergileriyle lüks bir yaşam süren Diyanet İşleri Başkanının”, ne idiğü belirsiz fesli bir meczubu ziyaret etmesidir. “Keşke Yunan galip gelseydi!” diyen bu meczup aslında olası bölgesel çatışmalarda tarafını da ortaya koymaktadır. Bu tavır, “Türk milletine karşı işgalcilerin yanında yer alma hevesinden” başka bir şey değildir. İşte Diyanet İşleri’nin başındaki şahıs da bu duruşu ve tavrı destekler konuma düşmektedir. Bu durumu; Yunan işgal kuvvetlerine karşı ilk direniş toplantılarını Alaca Mescidi camiinde yapan Balıkesirliler’in dikkatine sunuyorum! Balıkesirliler, fesli meczubun ne demek istediğini en net anlayacak olanlardır zira bu toprakları bedel ödeyerek ve can vererek özgürleştirenler onlardır. Balıkesir’in Kuvayi Milliyecileri kaybetsin diye dua edenler de fesli meczup ve onlar gibi vatanseverliğin ne olduğunu bilmeyen işbirlikçilerdir. 

31 Mart, Türk Milletinin stratejik planıdır
Yükselen bölgesel savaş risklerine karşı stratejik bir plan çerçevesinde hareket etmek başarının tek anahtarıdır. Türk milletinin de stratejik planı vardır. 31 Mart, büyük Türk milletinin yeni stratejisini ortaya koyması açısından hayati bir öneme sahiptir. 16 yıldır yorulan, iktidar körlüğüne ulaşan ve dengesini kaybeden mevcut iktidarın kendine gelmesi ve Türkiye’nin yeniden akla ve bilime dayalı bir yükseliş dönemine girmesi için 31 Mart’ta Cumhuriyetçilerin yerel yönetimleri devralması gerekmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşen de bugüne kadar yapılan parti içi yanlışlardan ders alarak “en iyileri mücadelenin en ön cephesine koymaktır.” 

Ahmet Akın’ın seçileceğine inancım tamdır
Memnuniyetle söylüyorum ki Meclis’teki başarılı çalışmalarının ardından Sayın Ahmet Akın’ın partinin görevlendirmesini kabul ederek Büyükşehir Belediye Başkanı Adaylığını kabul etmesi çok doğru bir karar olmuştur. Tüm il ve ilçe örgütlerimizin ortak kararıyla aday olan Sayın Ahmet Akın, Kuvayi Milliye’nin kahraman şehri olan Balıkesir’e yakışan bir adaydır ve büyükşehir belediye başkanı seçileceğine olan inancım tamdır. Ancak Sayın Akın’ın Belediye Başkanı seçildikten sonra görevi bitmeyecektir. Tam aksine 31 Mart akşamından itibaren Balıkesir’i, Türkiye’nin ve dünyanın yükselen yıldızı yapmak gibi bir zorunluluğu da olacaktır. Ben, kendisinin ve ekibinin Balıkesirlilerle beraber yepyeni bir belediyecilik anlayışını hayata geçireceğine ve Eskişehir gibi bir “marka belediyecilik” anlayışı ortaya koyacağına eminim. Bugün hem Balıkesirli yurttaşlarımızla bir araya gelmek hem de Sayın Ahmet Akın başta olmak üzere tüm örgütümüze desteğimi ortaya koymak için aranızdayım. 31 Mart’tan sonra ilk ziyaretimi de Balıkesir’e yapacağımı ve Ahmet Akın’ı makamında ziyaret edeceğimin de sözünü veriyorum. Kendisini bir kez daha tebrik ediyorum.


Print Friendly, PDF & Email