CHP’li Umut Oran, İstanbul’un içme suyu kaynakları arasında bulunan Melen Çayının kirletilmesinin neden önlenmediğini İstanbul Valiliğine sordu. Oran’ın İstanbul Valiliğine yönelttiği sorular şöyle:
- İstanbul’a içme suyu temin eden havza ve dereler arasında bulunan Melen Çayının atık sular ile kirletilmesini önlemek için herhangi bir idari işlem tesis ettiniz mi, varsa işlemlerinizin sonucu ne olmuştur?
- Melen çayından gelen suyun asla içilemeyeceği hatta bu su ile el yüz yıkanmasının bile sakıncalı, sağlığa zararlı olduğu bilgisi doğru mudur?
- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 181. Maddesinde düzenlenen Çevrenin Kasten Kirletilmesi suçunun önlenmesi amacıyla Düzce Valiliği ile herhangi bir temasınız oldu mu?
- Düzce ili Belediyeleri Katı Atık Birliği tarafından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 28 Şubat 2011’de verdiği ÇED olumlu kararıyla, Çilimli İlçesi Esençam Köyü mevkiinde, Melen Çayı’na 200 metre uzaklıkta katı atık bertaraf tesisi kurulmasını önlemek için herhangi bir girişiminiz oldu mu?
- Düzce İli Merkez Esençam Köyü mevkiinde yapılan Düzce İli Belediyeleleri Katı Atık Bertaraf Tesisinin, Melen Çayı’na yalnızca 200 metre mesafede olması, göre kısa mesafeli koruma alanı içinde yer aldığı için İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü) İçme Suyu Havzaları Koruma ve Kontrol Yönetmeliği’ne aykırılık teşkil etmiyor mu? Bunu önlemek için neden kolluk kuvveti marifetiyle girişimde bulunmuyorsunuz?
- Söz konusu katı atık bertaraf tesisi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği ÇED kararı; Danıştay 14. Dairesi’nin 15.09.2015 gün ve 2014/8970 Esas ve 2015/510 Karar sayılı kararı ile verdiği bozma kararı üzerine Sakarya 2. İdare Mahkemesi tarafından 06.11.2015 gün ve 2015/1154 Esas 2015/1051 Karar sayılı kararı ile “diğer koruma alanlarına kıyasla daha esnek koruma tedbirlerine yer verilen uzun mesafeli koruma alanında dahi kurulması mümkün olmayan dava konusu katı atık bertaraf tesisi için verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi olumlu kararında hukuka uygunluk bulunmadığı” gerekçesi ile iptal edilmiştir. Bu durum karşısında İstanbul’da yaşayan 14,5 milyon vatandaşın sağlığını korumak adına hangi adımları atacaksınız?
- “Başta idare, meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes, çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler” düzenlemesini içeren 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 3. Maddesi uyarınca İstanbul ili sınırları ile ilgili olmasa da İstanbul’a getirilen içme suyu kaynağı nedeniyle milyonlarca yurttaşın sağlığını doğrudan ilgilendiren bu olumsuzluğu giderecek misiniz?