Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı, CHP’li Umut Oran, Rusya ile gelinen kriz aşamasında hamaset yapılarak onlara da ‘Odna Munita’ (Bir dakika-One minute) denilemeyeceğini, ekonomide doğrudan göbekten bağımlı olunduğunu kaydetti.

Umut Oran

Basın Açıklaması

10.10.2015

· 13 yıllık AKP iktidarının sonunda; enerji başta olmak üzere ekonomide Rusya’ya göbekten bağlı haldeyiz. İki ülke arasındaki gerilimin büyümesi ve siyasi, diplomatik, ekonomik, ticari ilişkilerin bozulmasından en büyük darbeyi yiyecek olan biziz. 

·  Güçlü ekonomin varsa güçlü ülke olunur ve oyun kurarsınız, o nedenle içi boş ‘one minute’lerle, kabadayılıkla uluslararası ilişkiler yürütülmez, hiçbir ülke seni ciddiye almaz. Ekonomide Rusya’ya bu derece bağımlılık varken onlara ‘Odna minuta’ (Bir Dakika) demenin Rus Ruleti oynamaktan farkı yok.

·  Türkiye’nin stratejik derinlikte boğulmasına yol açarak, bölgede ve dünyada tek başına bırakan baş sorumlulardan birisi de önceki Dışişleri Bakanı ve bugünün Sözde Başbakanı olan Davutoğlu’dur! 

Ülkeler arası ilişkiler sadece aile ilişkileri ve bağlantılarla yürütülemez. Günümüzde ülkelerin etkililiği sadece ekonomik güçleriyle doğrudan ilgilidir. Atatürk’ün 1923 yılında dahi gördüğü gibi; “Tam bağımsızlık için şu kural vardır: Milli egemenlik, mali egemenlikle desteklenmelidir. Bizleri bu hedefe götürecek tek kuvvet ekonomidir. Siyasi ve askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça payidar olamaz 

10 MADDEYLE RUS RULETİNİN SAKINCALARI 

Bu nedenle Rusya ile bugün gelinen durum Rus ruletinden farkı yoktur ve bunu Türkiye’nin kazanma olasılığı yok. Neden Rus Ruleti oynanmaması gerektiğini 10 maddeyle açıklayabiliriz: 

1.      Türkiye-Rusya ilişkilerinin temeli ekonomidir. 2014 verilerine göre Türkiye ile Rusya arasında yıllık 31 milyar dolar ticaret hacmi var; bunun 25 milyar doları Rusya’dan yaptığımız ithalat, 6 milyar doları ise bu ülkeye ihracatımız. 

2.      Sürdürülebilir büyüme için enerji güvenliği hayati önemdedir. Türkiye, ekonomide temel girdi olan petrol ve gaz gibi enerji ürünlerinde neredeyse tamamen dışa bağımlı. Yıllık 240 milyar doları aşan ithalat faturamızın dörtte biri bu ürünlere ödüyoruz.

3.      Türkiye, yüzde 98 oranında dışa bağımlı olduğu doğalgazın en büyük bölümünü Rusya’dan ithal ediyor. 2014 yılında 49,2 milyar metreküplük doğalgaz ithalatının yüzde 55’lik paya karşılık gelen 26,9 milyar metreküplük doğalgazla Rusya’dan yapıldı. Rusya, Türkiye’nin ham petrol ithalatında da önemli bir paya sahip… Bu nedenle;  Rusya, enerji ürünleri nedeniyle 2006’dan bu yana Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ülke olmaya devam ediyor.

4.      Rusya Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatında da en önemli pazarlardan biridir. Bu sektörün ihracatının yaklaşık yüzde 40’ı Rusya’ya yapılmaktadır.

5.      Rusya 2014 yılında toplam ihracatta da tüm ülkeler içinde 7. sırada yer almıştır.

6.      Rusya 4,5 milyon kişiyle 2104’te Almanya’dan sonra Türkiye’ye en fazla turist gönderen ülke olmuştur. Yıllar itibariyle Türkiye’ye gelen her 100 turistten yaklaşık 12’sini Ruslar oluşturuyor.

7.      Rusya, Türk müteahhitlerin en fazla iş üstlendikleri ülkedir. 1972’den bu yana üstlenilen işlerin proje bedeli 50 milyar doları aşmıştır.

8.      Toplam elektrik enerjisi üretimimizde doğalgazla çalışan santralların payı yüzde 50’ye yaklaşıyor. Artacak gerilim sürecinde Rusya’nın vanaları kapatması ihtimalinde ısınma sorunu dışında, elektrik üretiminde düşüşle ülkenin karanlıkta kalabileceği bir bağımlılık durumu söz konusudur.

9.      Rus gazının Türkiye üzerinden Avrupa pazarına iletilmesine yönelik Mavi Akım ve Türk Akımı vb. dev bor hattı projeleri iki ülke arasındaki enerji projeleri hem kendileri hem bölge, hem dünya için stratejik önemdedir.

10.  20 milyar dolara mal olması beklenen Türkiye’nin ilk nükleer projesi Akkuyu Nükleer Santralını Rus devlet firması Rosatom yapıyor. Uzmanların, çevrecilerin ve tüm kamuoyunun karşı çıkmasına rağmen inatla yapımına başlanan ve Rus şirketine verilen Akkuyu Nükleer santralı için Erdoğan, şimdi iki ülke ilişkilerindeki gerilim sürecinde “Ruslar yapmazsa başkası gelir yapar” diyebiliyor. Bu ciddi bir sorumsuzluktur. Türkiye’nin kaynaklarını hovardaca israf yetkisini kendisine kim verdi? Bu çapta büyük bir yatırım bir kişinin kişisel keyfi kararlarına bağlı olabilir mi? Erdoğan ülkeyi kendi çiftliği olarak mı görüyor? 

RUSLARA ‘ODNA MUNİTA’ DEMEK KOLAY DEĞİL 

Dış politikayı iç politikaya alet ederek hamasetle oy artırma taktiğini alışkanlık haline getirenlerin “one minute” şovu. “Filistinlilerin hamisi, İsrail’e kafa tutan lider” pozuyla seçmenleri bir dönem kandırmış olabilir. Ancak şov sonrasında; İsrail’le ticaretin artarak devam ettiğini, mezhepçi politikalar nedeniyle Ortadoğu’da yeni ekonomik güç odağı haline gelen Mısır başta olmak üzere Müslüman ülkelerle ilişkilerimizin kötüleşmesine yol açtığını hepimiz biliyoruz. 

Bugün ise durum çok daha farklı… Türkiye Rusya için önemli bir ticari ortak, ama Rusya ile ekonomik ve ticari ilişkiler Türkiye açısından hayati önemde. Ülkeyi bu noktaya getiren hükümetin Ruslar’a bu kez ‘odna minuta’ (Bir dakika) demesi mümkün değil. Çünkü Türkiye, ekonomide bu ülkeye tam anlamıyla göbekten bağlı… Bu nedenle iki ülke arasında siyasi, diplomatik, ekonomik, ticari ilişkilerin bozulmasından en ağır darbeyi yiyecek olan biziz. Üstelik küresel dengeler ve enerji politikası çerçevesinde; bugünkü tavırla Türkiye sadece Rusya değil İran ve Çin’i de karşısına alma pozisyonundadır.  

Türkiye; bölgesel ve küresel barışa, iyi komşuluk ilişkilerine, ekonomik ve ticari işbirliğine odaklı, sorumlu ve basiretli dış politika; “Yurtta Barış Dünyada Barış” eksenine dönmelidir. Bu travmatik sürece bir an önce “dur” denilmelidir. Ülkeyi bu açmazdan kurtaracak yegâne güç CHP’dir. 1 Kasım seçimleri; bu nedenle hayati önemdedir ve seçmenlerimize büyük sorumluluk düşmektedir. Vatandaşlarımızın bu bilinçle sandığa gitmelerini temenni ediyorum.

Print Friendly, PDF & Email