Taksim Meydanı’nda ağaçlarını korumak için 28 Mayıs 2013 tarihinde bir araya gelen gençlerin iradesi tüm yurda oradan da tüm dünyaya yayıldı. Bugün artık ‘Gezi’; baskıcı, despot, “her şeyi ben bilirim, senin konuşmaya da hakkın yok, yönetimde ben varım sen karışamazsın” diyen iktidarlara karşı sesini yükseltenlerin ortak adıdır. Gezi, açık-gizli faşistlere karşı; “Hayır ben de varım. Benim de kendi görüşlerim var ve yaşamıma müdahale edemezsin. Hangi ekmeği nasıl yiyeceğim, yemeğime tuz atıp atmayacağım, meyve mi yiyeceğim alkol mü içeceğim, kaç çocuk yapacağım, doğumu nasıl yapacağım, hamileyken sokakta dolaşıp dolaşmayacağım, Benim bedenim benim kararım, neyi nasıl giyeceğim, hangi gazeteyi okuyacağımı ben bilirim” çığlığının 4 harfe sığdırılmış halidir!

Oğluna ‘paraları sıfırladın mı’ diyenlerin asla anlayamayacağı, sevemeyeceği, geleceğini düşünemeyeceği güzel ülkemde üniversite mezunu her beş gençten birisi işsiz. Daha dün Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne üye 34 ülke arasında en fazla genç issizin Türkiye’de olduğu açıklandı. OECD’nin Gençlik Becerileri ve İstihdam Edilebilirlik Raporu’na göre durum daha da vahim çünkü Türkiye’de 15-29 yaş arası her 3 gençten birisi işsiz. İşsiz gençler staj yapamadığı, eğitim alamadığı için umutsuz ve kendisini değersiz hissederek evinde oturup, maaşı zaten aylık bin TL’nin altında olan emekli babasından harçlık istemenin utancını yaşıyor.

Ülkede durumun hiç de iç açıcı değilken bir kara haber de Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) geldi. AYM’nin son iptal kararıyla resmi nikah yapılmadan imam nikahının önünün açılması hem çocuk evliliklerini artıracak hem de Anadolu’da binlerce kadının tüm medeni hukuk kazanımlarını yitirmesine yol açacak. Bu kararla birlikte kadınların içler acısı durumu daha da dayanılmaz bir hal alacak.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk ve arkadaşlarının, yokluk koşullarında iradesini ortaya koyarak bu toprakları bize emanet eden bu değerli halkın evlatları olarak bizler de 2015 yılında asla umudumuzu yitiremeyiz. Türkiye’nin artık yeniden doğuşa, yenilenmeye, tazelenmeye, gençleşmeye gereksinimi var bunu da ancak sizlerle birlikte yapabiliriz.

Gezi ile tüm dünyaya örnek olan, yüreğimizi umutla dolduran gençlerimiz, yurttaşlarımız, kadınlarımız varken 8 Haziran Türkiye’sini şimdiden aydınlık ve mutlu olduğunu görüyorum. Bu nedenle Gezi’yi sandığa yansıtmak, yaşamamızın her alanına müdahale eden muktedirlere ders vermek boynumuzun borcudur. 7 Haziran’da mutlaka sandığa gidin. Atatürk Cumhuriyeti için, demokrasi için ve özgürlük için oy verin gitsinler.

Sevgi ve saygılarımla,
Umut Oran

Print Friendly, PDF & Email