UMUT ORAN
(Konuk Yazar)

Merhaba halkın gazetesi Birgün’ün sadık okuyucuları… Merhaba yurdunu seven güzel insanlar… Merhaba “güzel günler göreceğiz çocuklar” diyen, paylaşınca çoğalacağını bilen solcu kardeşim…

Genel seçime iki ay kalmışken AKP iktidarı neden bana ve benim üzerimden partim Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) saldırıyor?

Bunu ve kurguladığımız mutlu, herkesin gülümseyeceği Türkiye’yi anlatmak için karşınızdayım. Beş bin yazı karakteri sınırı içinde her sözcük her hece değerli ise doğrudan konuya girelim o zaman: Sol nedir, solcu ne ister ki yüzyıllardır muktedirlerin düşmanı olur? Solcu insan, aklı ile yüreği arasında sorun olmayan, “ben” yerine “biz” demeyi tercih eden, üreten ve paylaşan, sonuna kadar eşitliği savunan insandır. İşte bu nedenle açgözlü, “önce ben” diyen, ahlaki değerleri çıkar endeksine göre günlük değişen, bastığı yer sabit olmadığı için her an etrafındakileri satan sağcı iktidarlar solcudan, yurtseverden pek hazzetmez. “Ne gereği vardı bu kadar uzun girişin” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız… İşte bu çıkar gruplarını, kokuşmuş muktedirleri, despotları, faşistleri okuduğunuz bu gazete gibi ben ve CHP’li arkadaşlarım da sürekli deşifre ediyor, bütün kirli ilişkilerini gün yüzüne çıkartıyoruz. Hal böyle olunca akıl almaz komplo iftiralarına muhatap oluyoruz; Twitter’ın mavi kuşunun dahi küçük dilini yutmasına yol açacak saçma sapan iftiralar, karalama taktikleri, Göbels metodları üzerimizde uygulanıyor.

Ben CHP öncesinde, 1994 Uruguay Anlaşması ve 1996 Gümrük Birliği Anlaşması ile beraber, özel sektörü temsilen tüm uluslararası müzakerelerde yer aldım. Anadolu’da yerinde iş, aş ve sosyal barış projesiyle ilgil ve Türkiye’nin kalkınma ve göç sorunlarıyla ilgili gitmediğim ilçe ve belde kalmadı. Adıyaman’daki OSB’de dahi bugün emekçiler adımın verildiği caddede üretim yapmaktadır. Türkiye’nin gücünü ve halkçı bir yönetimle nasıl bir zenginliğe ulaşacağını çok iyi biliyorum. Temiz siyaset için, ahlaklı, ilkeli, etik siyaset için politikaya atıldım. Benim yurdumun güzel, temiz insanlarına, emekçilerine, kadınlarına, gençlerine dair planlarım, mutlu, üretken, paylaşımcı hayallerim var. Bu topraklar çok bereketli. Akılcı ve halkçı bir yönetim ile değil 77 milyon insanı, iki katını bile rahatlıkla besleyebilir, mutlu edebilir. Ama bunu, çocuğunu meyve isterler diye manavın önünden geçirmeye korkan vatandaşımın yaşadığı bu ülkede, parmağına 40 bin dolarlık yüzük takanlar, açgözlü ödeneğinin üzerine örtü çekmek isteyenler, şamar oğlanına dönen siyasiler yapamaz.

Kaçak Saray sakinlerinin yemek artıklarındaki elma kabuklarıyla ilgilendiği sırada sarayın avlusunda dakikada 1100 mermi atan canavarla halkını korkutma planı yapanları da unutmuş değiliz. Nazi Almanya’sındaki Pastör Niemöller’in ruh ikizleri, 2015 Türkiye’sinde de aynı tabloyla karşı karşıya olunduğunu artık görmektedir. Benim tek başına sade yurttaş Umut Oran olarak gücüm sınırlıdır. Ama CHP Milletvekili Umut Oran olarak, partisinin 1 milyondan fazla üyesini arkasına almış Umut Oran olarak halkım adına yapabileceklerimin sınırı yoktur, bunun farkındayım.

Bizler üyesi olduğumuz örgütlü yapılarla çok daha güçlüyüz. Bugün CHP, üyeleri, 92 yıllık çınarın uç veren her bir filiziyle Türkiye’deki diğer tüm siyasi partilerden çok daha güçlü ve deneyimlidir. Bugünkü iktidar faşizmi karşısındaki en büyük yılmaz güç CHP’dir. CHP her geçen gün gücüne güç katarak Türkiye’yi özgürleştirme, demokrasi devrimini yapma yolunda büyük bir azimle ilerlemektedir. Bundan eminim çünkü hafta sonunda 760 bin partilimiz adı konulmamış bir devrimi daha yaşama geçirerek 7 Haziran’da kendisini temsil edecek milletvekili adaylarını bizzat kendisi belirledi. CHP, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde doğrudan demokrasiyi yaşama geçirmiş, siyasi tarihimize 29 Mart 2015 devrimini hediye etmiştir. 55 seçim bölgesinde milletvekili adayını CHP üyesi kendisi seçmiştir. Bugün diğer partilerin hayal dahi edemediği bu devrim sayesinde 12 Eylül vesayeti kısmen kırılmıştır. 29 Mart devrimi sayesindedir ki Nevşehir’de 1980’de öldürülen CHP milletvekilinin oğlu da, Bartın’da 26 yaşındaki genç bir kadın avukat da, daha 5 yıl önce, bugün paralel dedikleri iktidarın o günkü ortaklarının makam odasından zorla alıp götürdükleri, Birgün okuyucularının yakından tanıdığı eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner de bölgelerinden en yüksek oyu alarak TBMM’ye girme olanağı elde etmişlerdir. Herkes konuşurken, İstanbul’un tek kadın belediye başkanını işbaşına getiren partinin CHP olduğunu da unutmayalım lütfen. Birgün okuru, o elinde tuttuğun oy pusulası ile her şey değişecek, buna inan lütfen. Güneşli günler için, halkın iktidarı için umut sensin.

CHP İstanbul Milletvekili, Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı

Print Friendly, PDF & Email