Umut Oran
Basın Açıklaması
04.3.2015 
Faizi emirle indir, faturayı millete bindir

  • Erdoğan’ın Merkez Bankası ile faiz kavgasında dövizin ateşinin yükselmesi nedeniyle son iki ayda Türkiye’nin toplam dış borcunun karşılığı 84.4 milyar lira arttı. Doların 2.54 TL’ye çıkması ile vatandaş başına 1.086 lira ek yük bindi.
  • Dövizde son iki aydaki yükseliş; maaş, ücret ve emekli aylıklarında ise dolar karşısında yüzde 8.4 erimeye yol açtı.
  • Cumhurbaşkanı Anayasayı çiğniyor, sözünü dinlemeyen Merkez Bankası Başkanı’nı “hain” ilan ediyor, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısını hedef alıyor. Ekonominin dengelerine ters istekleriyle kriz tetikçisi, ülkeyi ateşe atıyor.

Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası ile faiz kavgası nedeniyle dövizin ateşinin yükseldiği son iki ayda rekor üstüne rekor kıran dolar 2.54 TL’yi de görürken, ortaya çıkan kur farkı, dış borçta vatandaşa kişi başına 1.086 TL ek yük bindirdi.
Tarafsız olması, hükümetin işlerine karışmaması gereken Cumhurbaşkanı, “inşaat lobisini” batmaktan kurtarma telaşı ve seçim öncesi durma noktasına gelen ekonomiyi harekete geçirme umuduyla, faizleri düşürmesi yönünde baskı yaptığı Banka, ekonominin yasaları ile Erdoğan’ın öfkesi arasında sıkışmış, bir yol arıyor. İş, Merkez Bankası Başkanı’nı “hain” ilan etme; Merkez Bankası’ndan yana tavır alan ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı açıkça hedef göstererek “kendine çeki düzen ver!” diye etme noktasına kadar geldi. Ancak Erdoğan’ın bu konudaki her konuşmasıyla piyasalar geriliyor, güvensizlik derinleşiyor, dövizin ateşi yükseliyor.
FATURAYI MİLLET ÖDEYECEK…
Anayasa’yı çiğneyerek yetki alanının dışına çıkan Erdoğan’ın sürdürdüğü kavga, Türkiye ekonomisine, dolayısıyla 77 milyon vatandaşa ağır faturalar yüklüyor. Bu faturanın en ağırı kur farkı dolayısıyla dış borçlarda ortaya çıktı. Türkiye’nin 396.8 milyar dolar olan toplam dış borcunun Türk parası cinsinden karşılığı 2014 sonu itibariyle 2.3273 TL olan kurla 923.5 milyar lira ederken, kurun 2.54 TL’ye çıkması ile bu tutar 1 trilyon 7.8 milyar liraya ulaştı. Buna göre yılbaşından bu yana kurdaki yükseliş nedeniyle dış borcun TL karşılığı 84.4 milyar lira arttı. Bu tutar, 77.7 milyon Türkiye vatandaşına son iki ayda kur farkı dolayısıyla yüklenen yükü gösteriyor.  2014 sonu itibariyle 5.107 dolar olan kişi başına dış borcun Türk parası cinsinden karşılığı 11.886 TL ediyordu. 3 Mart kuruyla bu miktar 13 bin liraya yaklaştı. Yani iki ay gibi bir sürede kişi başına ekstra 1.086 TL yük geldi.
Türkiye’nin dış borç stoku

Milyon $ TP karşılığı (Milyon TL)
31 Aralık2014 3 Mart2015 Fark
 Kamu 118.639 276.108 301.343 25.234
 TCMB 2.944 6.851 7.477 626
 Özel sektör 275.218 640.514 699.053 58.539
 TOPLAM 396.800 923.473 1.007.872 84.399
 Kişi başına dış borç (*) 5.107 11.886 12.972 1.086

(*): 1. Sütun $, diğer sütunlar TL.
İŞÇİ, MEMUR VE EMEKLİĞİNİN GELİRİ ERİDİ…
Kurda son iki aydaki yükseliş, işçi, memur, emekli ve diğer dar ve sabit gelirli kesimlerin gelirlerinde dolar karşısında yüzde 8.4 erimeye yol açtı. Net 949 TL olan asgari ücretin dolar karşılığı yılbaşı itibariyle 408 dolar ederken, 3 Mart itibariyle 374 dolara geriledi. Asgari ücretin alım gücünde 34 dolarlık erime yaşandı. Ortalama memur maaşının karşılığı 959 dolardan 879 dolara, ortalama kamu işçisi ücretinin karşılığı 1.308 dolardan 1198 dolara geriledi. İki ay gibi kısa bir süre içinde yaşanan hızlı devalüasyona bağlı olarak ortalama SSK emekli aylığının karşılığı 466 dolardan 427 dolara, ortalama Bağ-Kur tarım emekli aylığının karşılığı 317 dolardan 291 dolara, ortalama Bağ-Kur esnaf emekli aylığının karşılığı 485 dolardan 444 dolara indi. Ortalama memur emekli aylığının karşılığı da 677 dolardan 620 dolara düştü. Yılbaşında 179 dolar eden özürlü aylığı, yeni kurla 164 dolara denk geliyor. İki ay önce 389 dolara karşılık gelen muhtar aylığı bugün 356 dolar edebiliyor. Üniversite öğrenci kredisinin yılbaşında 142 dolar olan karşılığı da 130 doların altına inmiş bulunuyor.
Maaş, ücret ve aylıklarda dolar karşısındaki erime

İlk altı ay(TL) Dolar karşılığı Fark
31 Aralık 2014 3 Mart 2015 $ %
Net asgari ücret 949,1 407,8 373,7 34,2 -8,4
En düşük memur maaşı 1.910,4 820,9 752,1 68,7 -8,4
Ortalama memur maaşı 2.232,1 959,1 878,8 80,3 -8,4
Ortalama kamu işçisi ücreti 3.043,5 1307,7 1198,2 109,5 -8,4
En düşük SSK emekli aylığı 1.035,0 444,7 407,5 37,2 -8,4
Ortalama SSK emekli aylığı 1.084,7 466,1 427,0 39,0 -8,4
En düşük Bağ-Kur tarım emekli aylığı 617,2 265,2 243,0 22,2 -8,4
Ortalama Bağ-Kur tarım emekli aylığı 738,2 317,2 290,6 26,6 -8,4
En düşük Bağ-Kur esnaf emekli aylığı 845,6 363,3 332,9 30,4 -8,4
Ortalama Bağ-Kur esnaf emekli aylığı 1.128,7 485,0 444,4 40,6 -8,4
En düşük emekli sandığı aylığı 1.267,0 544,4 498,8 45,6 -8,4
Ortalama emekli sandığı aylığı 1.575,3 676,9 620,2 56,7 -8,4
Özürlü aylıkları 416,6 179,0 164,0 15,0 -8,4
65 yaş aylığı 138,9 59,7 54,7 5,0 -8,4
Muhtar aylığı 904,1 388,5 355,9 32,5 -8,4
Öğrenim kredisi 330,0 141,8 129,9 11,9 -8,4

MALİYET ENFLASYONU VE ZAM DALGASI KAÇINILMAZ 
Öte yandan petroldeki yüzde 58’e varan tarihi ucuzlamanın yansıtılmadığı akaryakıta, kurdaki yükseliş bahanesiyle art arda zam yapılıyor. 19 Ocak’tan bu yana benzin yüzde 9.8, motorin yüzde 8.7 zamlandı. 50 Lt. kapasiteli bir benzinli arabanın depo doldurma maliyeti iki ayda 20 TL artarak 204 liradan 224 liraya; aynı kapasitedeki dizel arabanın dolum maliyeti 15.5 TL artarak 179 liradan 194.5 liraya çıktı. Ekonomide temel girdi olan petrol ürünlerinde vergi yüküne bağlı yüksek fiyat, zincirleme etkiyle tüm sektörlerde maliyetleri artırıcı, ekonomik faaliyetleri ve talebi kısıcı etki yaratmaktadır. Akaryakıttaki pahalanma, tüm sektörlere yansıyarak, maliyet enflasyonu yoluyla bir zam dalgası başlatacaktır. Akaryakıt zamları enflasyonu körükleyecek, dar ve sabit gelirli kesimin gelirindeki aşınmayı büyütecektir.
ERDOĞAN BİLEREK KRİZ Mİ ÇIKARMAK İSTİYOR?
12 yıllık başbakanlığı döneminde iç ve dış kreditörlere 600 milyar dolar faiz ödeyen kendisi değilmiş gibi Cumhurbaşkanı, şimdi duran ekonomiyi canlandıracağını umut ederek, özerk Merkez Bankasını faizi indirtmeye zorluyor. Azalan güven-artan istikrarsızlık yüzünden Türkiye zaten sermaye çekemezken, enflasyonu düşürmeden faizi yapay biçimde indirme girişimi para kaçışına, kurlarda aşırı yükselişe, ekonomik dengelerin alt üst olmasına yol açıyor. Bu gidişat ülkeye ağır bedeller yüklüyor. Erdoğan, klasik “kahvehane iktisatçısı” tavrıyla, ekonominin dengelerine ters istekleri, iktisat bilimi yasalarını hiçe sayan çıkışlarıyla ciddi bir ekonomik krizi tetikliyor. Erdoğan ne yapmak istiyor? Bilerek ve isteyerek bir ekonomik kriz mi çıkarmak istiyor?
Basın Açıklaması:
FAIZI-EMIRLE-INDIR-FATURAYI-MILLETE-BINDIR-2-1
 

Print Friendly, PDF & Email