TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğini arz ederim.

Umut Oran
İstanbul Milletvekili

THY Anonim Ortaklığı yüzde 49,12 oranındaki hissesi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na, dolayısıyla kamuya ait olan bir devlet kuruluşudur, halka açık olsa da yönetim hükümetinizin atadığı isimlerden oluşmaktadır. THY’nin 45 bin çalışanı 17,5 milyar dolar cirosu bulunmaktadır. Bu kapsamda;
1. Aydınlık, Birgün, Bugün, Cumhuriyet, Evrensel, Ortadoğu, Sözcü, Yeni Çağ, Yeni Mesaj,Yurt, Zaman gazetelerinin THY uçaklarına alınmamasının gerekçesi nedir? Neden sadece hükümet yanlısı olan ve tirajları çok düşük, vatandaşın tercih etmediği yayınların ağırlıkta olduğu gazeteleri zorunlu olarak yolculara dayatıyorsunuz?
2. Halkın haber alma hakkı ve ifade özgürlüğünü engelleyen bu duruma ne zaman son vereceksiniz? Tiraj rakamlarıyla uyumsuz olan bu sansürcü uygulama hükümetinizin ayrımcılık yaptığının göstergesi midir?
3. Sosyalist Enternasyonal (SE) toplantısı için İspanya’ya giderken uçaktaki diğer SE üyelerinin çok şaşırdığı ve anlatmakta güçlük çektiğim bu ayrımcılık nedeniyle yabancı konukların zorunlu kalmadıkça bir daha THY ile uçmayabileceklerini söylemeleri karşısında, Türkiye’nin ve THY’nin uluslar arası itibarını sarsan bu durumu önlemek için girişimde bulunmayacak mısınız?
4. Futbol kulüpleri Borussia Dortmund ve Feyenord ile basketbolcu Kobe Bryant, futbolcu Lionel Messi’ye ödenen sponsorluk, reklam ücretlerinin her birisi kaç TL’dir?
5. THY yönetimi 17,5 milyar dolar ciro ile övünürken neden Türk medyası içerisinde ayrımcılık yapmakta, sadece belli düşüncede, hükümet yanlısı yayın yapan gazeteleri okunması için almakta, ancak büyük çoğunluğu okunmadan hurda kağıt olarak kullanılmaktadır?
6. Kofi Annan’ın Genel Sekreterliği döneminde 26 Temmuz 2000 tarihinde Cenevre’de bini aşkın liderin katılımıyla BM Küresel İlkeler Sözleşmesi ilan edildi. O tarihten bu yana 145 farklı ülkeden 12 bini aşkın katılımcı tarafından bu sözleşme kabul edilmiştir. Türkiye’de de bugün itibariyle 304 şirket ve sivil toplum kuruluşu da bu ilkeleri benimsemiştir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Rio Deklarasyonu, BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, ILO Çalışmaya İlişkin Temel Haklar Bildirgesi gibi sözleşmeleri ön koşul olarak kabul eden Sözleşme ile;
“İnsan Hakları‘nda: İş dünyası, ilan edilmiş insan haklarını desteklemeli ve bu haklarına saygı duymalı. İş dünyası, insan hakları ihlallerinin suç ortağı olmamalı
Çevre’de: İş dünyası, çevre sorunlarına karşı ihtiyati yaklaşımları desteklemeli. Çevresel sorumluluğu artıracak her türlü faaliyete ve oluşuma destek vermeli. Çevre dostu teknolojilerin gelişmesini ve yaygınlaşmasını desteklemeli.
Çalışma Standartları’nda: İş dünyası, çalışanların sendikalaşma ve toplu müzakere özgürlüğünü desteklemeli. Zorla ve zorunlu işçi çalıştırma uygulamasına son verilmeli. Her türlü çocuk işçi çalıştırılmasına son verilmeli. İşe alım ve işe yerleştirmede ayrımcılığa son verilmeli.
Yolsuzlukla Mücadele’de: İş dünyası, rüşvet ve haraç dahil her türlü yolsuzlukla savaşmalı” ilkeleri benimsenmiştir.
Sürekli rekabet içindeki iş dünyasına ortak bir kalkınma kültürü oluşturmak üzere evrensel ilkeler öneren yenilikçi kurumsal yaklaşımlar giderek saydamlaşıp, insan haklarına ve çevreye önem verilirken THY’nin tam tersi uygulamalar yapmasının gerekçesi nedir? Global şirket olmakla övünen THY de BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni benimseyecek mi bu yönde talimat verecek misiniz?
7. THY’nin her olumsuz iş ve eylemini sorduğumuzda neden sadece THY’nin halka açık şirket olduğu ve gerekli bildirimin Borsa İstanbul üzerinden yapıldığını belirterek, herhangi bir içerik vermeden tüm soruları geçiştiriyorsunuz?

Print Friendly, PDF & Email