CHP’li Umut Oran, Cumhuriyet için “reklam arası” benzetmesi yaparak, Cumhuriyet rejiminin yıkılması özlemini dile getiren AKP Milletvekili Tülay Babuşçu hakkında, TCK 301 maddesi uyarınca soruşturma yapılması istemiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.
“Milletvekili andıma sahip çıkmak için suç duyurusunda bulundum”
“Erdoğan başkanlık hayalini gizlemek için örtü olarak da Osmanlı’yı kullanmaktadır”
ANKARA
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Cumhuriyet için “reklam arası” benzetmesi yaparak, Cumhuriyet rejiminin yıkılması özlemini dile getiren AKP Milletvekili Tülay Babuşçu hakkında, TCK 301 maddesi uyarınca soruşturma yapılması istemiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Başkanlık hayaline Osmanlı örtüsü
Suç duyurusunu yazılı açıklama ile duyuran Umut Oran, Bakanlar Kurulu’nun bugün KaçakSaray’da toplandığını da anımsatarak şunları kaydetti:
“Erdoğan ve Başbakanlıktaki vekili ağustos ayından bu yana anayasal sistemi sürekli zorlamaktadır. Cumhuriyetten yararlanarak bu makamlara gelen isimler şimdi başkanlık hayalleri kurmakta, niyetini gizlemek için örtü olarak da Osmanlı’yı kullanmaktadır.
12’ncinin Başbakanlıktaki vekilinin de Bakanlar Kurulu’nun Kaçaksaray’da toplanmasına dair tek kelime etmeyerek değerli, derin sessizliğe bürünürken, Başdanışmanı acınacak biçimde parantez açıp kapatma söylemlerine dahil olmuştur. Hükümet, 12’nci veya Başbakanlıktaki vekili aleyhine tek kelime eden, 140 karakterlik sitem eden birilerine hemen 5 yıl hapis istemiyle dava açılırken, Cumhuriyetle hesaplaşan zihniyet hakkında tek bir adım dahi atılmaması üzerine, yaptığım milletvekili andına sahip çıkmak adına kendisi hakkında suç duyurusunda bulundum.”
Umut Oran’ın avukatı Haluk Pekşen aracılığı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bugün yaptığı suç duyurusu şöyle:
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ŞİKAYET EDEN : Umut ORAN (İstanbul Milletvekili) – TBMM/Ankara
ŞÜPHELİ : Tülay BABUŞÇU (AKP Balıkesir Milletvekili )- TBMM /Ankara
SUÇ : TCK. 301 Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum Ve Organlarını Aşağılama Suçu
KONU :Şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılması ve fezleke düzenlenmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmesi ihbarıdır.
AÇIKLAMALAR : Sayın savcılık makamının da yazılı ve sözlü basından kolaylıkla takip edebildiği üzere, AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu, Facebook ve Twitter hesabında, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki tarihteki temsili Türk askerleri ile olan karşılama töreni için
”Bu resim okunması gereken bir resim. Filistin’i vermediği bahanesiyle yıkılan Osmanlı İmparatorluğu ve Filistin Devlet Başkanı’yla Cumhurbaşkanı’mızın arka plan görüntüsü. Muhteşem bir zeka. Tabi ki Sn. Cumhurbaşkanı’mızın zekası. 600 YILLIK İMPARATORLUĞUN 90 YILLIK REKLAM ARASI SONA ERDİ” şeklinde açıklama yapmıştır.
AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu, sosyal medya hesabından yaptığı bu beyanı ile Osmanlı İmparatorluğu’nun 90 yıllık reklam arasının sona erdiğini, cumhuriyetin bir reklam arası olduğunu ve Erdoğan önderliğinde Osmanlı imparatorluğu yeniden yaşatılarak reklam arası olan Cumhuriyet rejiminin son bulacağını dile getirmiştir.
Bunun neticesinde, yazılı ve görsel basında konuya ilişkin birçok habere yer verilmiş ve halkın büyük tepkisini çekmiştir.
Ancak ne var ki Cumhuriyetimiz ve ilkeleri sayesinde kadına seçme ve seçilme hürriyeti verilmiş ve anılan kadın milletvekili ancak bu sayede milletvekilliği yapabilmekteyken, Cumhuriyeti alenen aşağılama, küçük görme ve Osmanlı imparatorluğunun “reklam arası” olarak niteleme tam anlamıyla bir suç teşkil etmektedir.
Bu durum kendi içerisinde bir ironi taşır. Şüpheli kadın milletvekili, Cumhuriyetin kendisine bir kadın olarak tanımış olduğu hak ve yetkileri kullanarak, cumhuriyeti aşağılaması ve Osmanlı İmparatorluğu’nu övmesi gerçekten de hem üzücü hem de gülünç bir durum teşkil etmiştir.
Şüpheli, diğer milletvekilleri gibi bu göreve başlarken namusu ve şerefi üzerine Anayasamızda düzenlenen aşağıdaki yemini etmiştir:
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Şüpheli milletvekilliği görevine başlarken etmiş olduğu bu yemine aykırı hareket ederek, alenen suç işlemiştir. Cumhuriyetimizi aşağılayarak, Osmanlı imparatorluğunun reklam arası olarak değerlendirmiş ve bu reklam arasının son bulacağı temennisinde bulunarak, Cumhuriyet rejiminin yıkılmasına yönelik ayan beyan açık bir şekilde iradesini ortaya koymuştur.
Her ne olursa olsun, Anayasamızı ve Cumhuriyeti koruyacağına, hukukun üstünlüğünü sağlayacağına, ülkemizin değerlerine sahip çıkarak, Cumhuriyeti ilelebet yaşatacağına namusu ve şerefi üzerine yemin eden bir milletvekili tarafından, açıkça Cumhuriyeti yıkmaya ve yok etmeye yönelik beyanlarda bulunulması, Cumhuriyet yönetimini aşağılar şekilde Osmanlı imparatorluğu dönemine öykünmesi ve tekrar bu imparatorluk döneminin başlayacağına inanması, AÇIKÇA ANAYASAL DÜZENİ YIKMAYA YÖNELİK BİR SUÇTUR!
Bilindiği üzere Türk Ceza Kanunun 301. Maddesinde “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçu düzenlenmiştir.
Buna göre;
“(1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu hükümle birlikte şüphelinin eylemi, “anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı” suç içermektedir. Zira, anayasayı koruyacağına ve riayet edeceğine yemin eden şüpheli, Anayasa’mızın ilk 4 maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının olmazsa olmaz unsurlarına Cumhuriyete alenen hakaret etmiş, aşağılamış ve yıkmaya yönelik iradesini ortaya koymuştur.
Bu itibarla TCK 309. Maddesinde düzenlenen “Anayasayı ihlal” suçu hükmü gereğince;
“(1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.”
Bu noktadan hareketle, kanun koyucu, milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına kasteden bir suçu işlemesi halinde cezalandırılacağına hükmetmektedir.
Oysa, ülkenin çeşitli yerlerinde gösteriş olsun diye şatafatlı rant kamu binaları yükselirken, bir yenisini daha ekleyebilmek ve kim bilir ne çıkarlar elde edebilmek için Cumhuriyetin, Osmanlı imparatorluğunun reklam arası olarak nitelendirilmesi, cumhuriyet sayesinde milletvekilliği yapan bir kadın milletvekiline yakışmamakta, içler acısı bir durumdan öteye bir anlam taşımamaktadır.
Bu denli anayasal düzeni yıkmaya yönelik beyanlar ile aynı zamanda halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik ve teşvik etmek, kamu barışının bozulması anlamında ciddi tehdit ve tehlikeler oluşturmaktadır.
Bir kısım halkın Recep Tayyip Erdoğan’ı son zamanlarda padişah olarak nitelemesi ve karşı fikirlerin en sert şekilde cezalandırılacağının, onun sözlerine uymanın sünnet olduğunun ifade edilmesi de Recep Tayyip Erdoğan’ın bu tür beyanlarının sonucudur. Şüphelinin suç içeren işbu beyanı da yine “padişaha” yaranmak ve rant elde etme çabasından başka bir şey değildir.Bu itibarla, Anayasal düzeni ve Cumhuriyeti korumakla mükellef Türkiye Cumhuriyeti Milletvekili, Anayasal düzeni yıkmaya, HAMASİ NUTUKLAR atarak Cumhuriyeti aşağılamaya ve yıkmaya yönelik irade beyanlarında bulunamaz, aksi halde ise BU ÜLKENİN SAVCILARI, MEVCUT ANAYASAL DÜZENİMİZİ KORUMAK, CUMHURİYETİMİZİ SAVUNMAK İÇİN HAREKETE GEÇMELİDİR!
Bu itibarla, böylesi HUKUK DIŞI CÜRETİN, hukuki ve cezai sonuçlarının olması Anayasamız gereği olup, Sayın Başsavcılığınızca konuya gereken önem ve hassasiyet verileceği inancı ile şüpheli hakkında soruşturma başlatılması gerekmektedir.
YASAL DAYANAK : T.C. Anayasası, TCK, CMK ve sair mevzuat.
SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle; şüpheli hakkında müsnet suçtan gerekli soruşturmanın yapılması ve eylemlerine uyan ceza hükmü ile cezalandırılması için fezleke düzenlenerek Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmesini, bilvekale saygılarımızla arz ve talep ederiz.