– AKP’NİN IŞİD İLE DANSI TÜRKİYE İÇİN SADECE TEHDİT DEĞİL ARTIK GERÇEK BİR KABUS

– IŞİD kaosu büyüyor Türkiye’nin hem güvenliğini hem de ekonomisini vuruyor

  • AKP’nin “Esad’ı devirme” yolunda aktif destek verip 76 milyonun vergileriyle finanse ettiği fanatik şeriatçı terör örgütlerinden IŞİD, işgal ettiği Musul ve çevresinde katliamlarına devam ederken, silahlarının namlusunu Türkiye’ye de çevirdi.

  • IŞİD halen 49 Türk konsolosluk görevlisi ve 31 TIR şoförü toplam 80 Türk’ü rehin olarak elinde tutuyor. Ülkeye dönüşlere rağmen Irak’ta hala 3-4 bin dolayında Türk bulunuyor. Irak’taki insan unsuru, firmaları ve yatırımları ile bölgedeki tüm Türk varlığı tehdit altında… AKP, rehineler konusundaki kayıtsızlık ve basiretsizlik sergiliyor.

  • IŞİD “cihad alanı”na Türkiye’yi de ekleyip “İstanbul’u almak”tan dem vururken, AKP bunlara “terör örgütü” bile diyemiyor.

  • Yıllık 11.9 milyar dolar ihracatımızın olduğu Irak’ta iş ya da bu ülkeyle ticaret yapan firmalar zorda, devlet ihalesi alan firmaların durumu belirsiz. Irak’ın güneyinde doğrudan ya da ortaklı çalışan 600 civarında Türk firması alacaklarını tahsil edemiyor.

  • IŞİD terörü, ihracatta ilk darbeyi kanatlı sektörüne vurdu. IŞİD yolları kestiği için güneye götürülemeyen mallar depolarda çürüyor. Kuzey’deki toptancılar güneye mal gönderemedikleri için alımlarını durdurmaya başladı.

  • Kuzey Irak’ta bugüne kadar 20 milyar dolarlık iş üstlenmiş Türk firmalarını da tedirgin. Bölgede 1500’ün üzerinde Türk firması faaliyet gösteriyor.

  • Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Ortadoğu politikasında işler tam “arapsaçına” dönmüş; bu ikili, Ortadoğu satrancını eline yüzüne bulaştırmıştır. Dışişleri Bakanı, Irak’ta ortaya çıkan duruma “kaos” denmesinden bile rahatsız oluyor.

  • Türkiye’nin çıkarı Ortadoğu’nun istikrarından yanadır. Suriye ya da Irak’ın bölünmesi Türkiye’nin de bölünmesi; bu ülkelerin toprak bütünlüğü ise Türkiye’nin de bütünlüğü demektir.Türkiye, iki ülke merkezi yönetimleriyle karşılıklı toprak bütünlüğünü teyit etmeli, sınır güvenliği anlaşmaları imzalamalıdır.

AKP’nin dış politikasının temeline koyduğu Esad’ı devirme hedefi doğrultusunda aktif destek verdiği fanatik şeriatçı güçlerden Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı örgütün Musul’u işgaliyle Irak’ta ortaya çıkan kaos, Türkiye’yi doğrudan tehdit ediyor. Ortadoğu’da güç dengeleri bir kez daha yeniden şekillenirken, en fazla sıkıntı yaşayacak ülkelerin başında Türkiye geliyor.

Irak, Suriye, Filistin ve Ürdün topraklarını içine alan bölgede şeriata dayalı bir devlet kurmayı hedefleyen IŞİD, Musul’un ardından işgalini Irak’ın diğer şehirlere de yaymaya başladı. Kuzey Irak’ta başat güç haline gelmeyen başlayan IŞİD, seri katliamlarına ve vandalizme devam ediyor; Şii olmayı sorgusuz öldürülme sebebi sayıyor. Irak, bölünme tehlikesiyle karşı karşıya.“Cihad alanı” ilan ettiği bölgeye Türkiye’yi de ekleyen IŞİD, “İstanbul’u almak”tan dem vuruyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ise “Kimse gücümüzü test etmeye kalkmasın” şeklinde içi boş hamasi nutuklar atmaya devam ediyor. Dışişleri Bakanı, ortaya çıkmasında büyük payının bulunduğu Irak’taki duruma “kaos” denmesine karşı çıkıyor, AKP IŞİD’e “terör örgütü” bile diyemiyor. Dahası yandaş kalemlerden IŞİD yayılmasını “Sünni devrimi” olarak niteleyenler çıktı.

80 TÜRK REHİNE NE OLACAK?

İşgalle birlikte silahlarının namlusunu Türkiye’ye çeviren IŞİD, 31 Türk TIR şoförünü rehin aldı, ardından Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’na saldırdı, Başkonsolos Öztürk Yılmaz da dahil 49 personeli rehin aldı. AKP’nin, 76 milyonun vergileriyle besleyip büyüttüğü “cihatçı” teröristler, Türkiye’yi hedef almıştır. Halen 80 Türk vatandaşı günlerdir bu terör örgütünün elinde rehin tutuluyor. Almanya başarılı bir operasyonla 50 vatandaşını bölgeden kurtararak ülkesine götürmeyi başarırken, AKP Türk rehinler için aynı tavrı gösteremedi. Bu konuda kamuoyuna sağlıklı bilgi de vermeyen AKP, medyaya bu konuyu görmeme, yazmama talimatı veriyor.

IRAK’TA HALA 3-4 BİN TÜRK VAR…

11 Haziran’dan bu yana THY uçakları ile 7 bin dolayında vatandaşın Türkiye’ye döndüğü bildiriliyor. Irak’ın 15 farklı vilayetinde hala 3-4 bin civarında Türkiye vatandaşı bulunduğu tahmin ediliyor. Irak’taki insan unsuru, firmaları ve yatırımları ile bölgedeki tüm Türk varlığı tehdit altındadır. Bu gelişmeler Türkiye’ye siyasi ve ekonomik açıdan büyük darbe vuracaktır. Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Ortadoğu politikasında işler tam “arapsaçına” dönmüş; bu ikili, Ortadoğu satrancını eline yüzüne bulaştırmıştır. Uluslararası alanda ve Ortadoğu’da büyük oranda izole olan Tayyip Erdoğan, tüm mesaisini Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklamış gözüküyor.

KATLİAMA DOYMUYORLAR

Suriye’de işledikleri kan dondurucu cinayetler hafızalardan silinmeyen IŞİD militanları, Irak’ta da seri halde katliamlara başladı. Tikrit kentinde 2 bin 500 emniyet görevlisinin esir al an IŞİD, bunlardan 1.700’ünü Şii oldukları gerekçesiyle kurşuna dizerek öldürdü. AKP’nin aktif destek verdiği Selefi çizgideki IŞİD teröristleri Alevi, Şii, Hristiyan vb. olmayı sorgusuz sualsiz öldürülme sebebi sayıyor.

TÜRKMENLER HEDEFTE, AKP SEYİRCİ…

Kuzey Irak’ta birçok bölgeyi ele geçiren IŞİD’in hedefinde yüzyıllardır bu toprakların sahibi olan Türkmenler de bulunuyor. Can güvenliği kalmayan Türkmenler, bölgeyi terk ediyorlar. Sünni’siyle Şii’siyle Türkmenlerin kimliği, varlığı, tarihi, coğrafyası yok edilmek isteniyor. Kerkük ve diğer kent ve kasabalarda Türkmenler çok zor şartlar altında, perişan durumda. Nakşibendi gruplar, Saddam’ın kalıntıları, diğer silahlı teröristler ve Peşmergeler, Türkmen topraklarını gasp ediyor. Dahası Irak Türkmenleri katliama uğramaktadır. Irak’ta Selahaddin vilayetinde Tuzhurmatu ilçesine bağlı Biravcılı köyünü basan IŞİD militanları 3’ü kadın 23 Şii Türkmen’i kurşuna dizdi. Rehin vatandaşlarımızı kurtaramayan AKP, Türkmenlerin katledilmesine de kör ve sağırdır, sadece seyirci konumundadır.

IRAK’LA TİCARET YAPAN FİRMALAR ZORDA…

IŞİD kaosu, bölgedeki Türk firmalarını zorda bıraktı. Türkiye’den taşımalar ağırlıklı olarak Irak’ın kuzeyine Türk araçlarıyla gidip oradan Arap plakalı araçlarla güney bölgesine aktarılıyordu. Güneye aktarımların durması hem yatırımcıları hem de nakliye sektörünü sıkıntıya soktu. Özellikle güneye çalışan Türk firmaları, alacaklarını tahsil edemiyor. Irak’ın güneyinde doğrudan ya da ortaklı çalışan 600 civarında Türk firması bulunuyor. Koşullar böyle devam ederse firmalar personelini Türkiye’ye çekmeye hazırlanıyor.

TÜRKİYE EKONOMİSİNE DARBE…

Türkiye’nin dış ticaretinde çok önemli bir yere sahip olan Irak, en çok ihracat yapılan ülkeler sıralamasında Almanya’nın ardından ikinci durumda. Ancak Irak’ın dış ticarette en büyük paylara sahip diğer ülkelerden bir farkı bulunuyor. Türkiye, başlıca dış ticaret partnerlerine karşı yüksek miktarlarda açık verirken, Irak açık farkla en büyük dış ticaret fazlası verilen ülke konumunda. 2013’te Irak’tan yapılan 146 milyon dolarlık ithalata karşılık bu ülkeye 11 milyar 958 milyon dolarlık ihracat yapıldı ve 11 milyar 812 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verildi. Irak’a yapılan ihracat ve elde edilen fazla son 10 yılda adeta katlanarak büyüdü. 2004’te 1.8 milyar dolar olan ihracat 2013’te 12 milyar dolara yaklaşırken, 1.7 milyar dolarlık fazla da 11. 8 milyar dolara çıktı.

Irak pazarı son yıllarda bazı ihracat sektörleri için adeta can simidi olmuştu. Türkiye’nin bu ülkeye sattığı malların başında yıllık 1 milyar dolara yakın tutarla demir çelik ürünleri geliyor. Bunu 500 milyon dolara yakın buğday unu ve tel, kablo, elektrik iletkenleri, fiber optik kablolar izliyor. “Kıymetli metaller ve mücevher” ile “kümes hayvanı etleri” ihracatı 500 milyar dolara, yumurta ihracatı 400 milyon dolara yaklaşıyor.

IŞİD terörüyle başlayan kaos, iki ülke arasındaki Türkiye lehine giderek büyüyen ticareti baltalıyor.

Türkiye-Irak Dış Ticaret Değerleri (Milyon $)

İthalat

İhracat

Hacim

Denge

2004

145

1.821

1.966

1.676

2005

66

2.750

2.816

2.684

2006

121

2.589

2.710

2.468

2007

118

2.845

2.963

2.727

2008

133

3.917

4.050

3.784

2009

120

5.123

5.243

5.003

2010

153

6.036

6.189

5.883

2011

86

8.310

8.396

8.224

2012

149

10.830

10.979

10.681

2013

146

11.958

12.104

11.812

İLK, BEYAZ ET VE YUMURTA İHRACATINI VURDU

Irak’a son yıllarda ihracat patlaması yaşayan sektörlerden kanatlı ürün grubu, ihracatının yüzde 80’ini Irak’a yapar hale gelmişti. Türkiye, geçen yıl 626.9 milyon dolarlık beyaz et ihracatının 440.3 milyon dolarını, 406.7 milyon dolarlık yumurta ihracatının da 372.8 milyon dolarlık bölümünü Irak’a yaptı. Türkiye’den Irak’a geçen yıl 4.1 milyar adet, bu yıl da 15 Haziran’a kadar olan dönemde 2.9 milyar adet yumurta ihraç edildi. Türkiye, Irak pazarı sayesinde yumurta ihracatında dünya ikincisi oldu.

IŞİD terörü, ihracatta şimdiden Türkiye’nin kanatlı sektörüne darbe vurdu. IŞİD yolları kestiği için güneye götürülemeyen mallar depolarda çürüyor. IŞİD işgalinin ardından Kuzey Irak’taki toptancılar güneye mal gönderemedikleri için alımlarını durdurmaya başladı. Henüz tamamen durmasa da ihracatta büyük sıktı yaşanıyor. Çünkü ihracatın önünde güvenlik sıkıntısı var. Nakliye firmaları Irak’a gitmeye çekiniyor. Iraklı firmalar sipariş verdikleri malları çekemiyorlar. Sektör, Irak’taki gelişmeleri endişeyle izliyor. Beyaz et ve yumurta ihracatının tamamen durmasından endişe ediliyor. Bunun sektörü çökerteceği belirtiliyor.

TÜRK MÜTEAHHİTLİK FİRMALARI TEDİRGİN…

2003 yılında BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararla Irak’a uygulanan uluslararası ambargo kaldırılmış ve böylece ülkede yeniden yapılanma sürecinin önü açılmıştı. Türk firmaları, yeniden yapılanma sürecindeki Irak’ta çeşitli konut projelerinden askeri tesislere, yol, köprü, baraj gibi altyapı projelerinden okul, hastane gibi sosyal tesislere pek çok alanda önemli işler üstlendi. Irak’ta 2013 yılı sonuna kadar Türk müteahhitlik firmalarınca üstlenilen 824 projenin toplam değeri 19.5 milyar dolara ulaştı. Kuzey Irak’ta yaklaşık 1.210 adet resmen tescillenmiş Türk firması faaliyet gösteriyor. Ayrıca yaklaşık 300 kadar firma da Kuzey Irak’ta kurdukları yerel firmalar aracılığıyla faaliyetini sürdürüyor. Kuzey Irak’ta Türk firmalarının yüzde 55-60’ı inşaat, yüzde 30’u genel ticaret ve yüzde 10-15’i ise inşaat elektrik ve enerji, lojistik-nakliye-turizm, reklam – pazarlama, gıda, AVM-lokanta, otel işletmeciliği, yemek servisi hizmetleri, danışmanlık, petrol arama-çıkarma, araç kiralama, sigortacılık gibi alanlarda faaliyet gösteriyor. Türk müteahhitleri sadece Irak’ın kuzeyinde değil, güney bölgelerinde de önemli projeler yürütüyor. Özellikle büyük firmalar daha çok güneyde faaliyet gösteriyor.

İnşaat ve taahhüt sektörünün hızlı bir büyüme dönemine girdiği Irak’ta 2010-2014 Kalkınma

Planına göre 2.700 proje için 170 milyar dolar bütçe ayrılmıştı.

IŞİD, terörü ile baş gösteren ve giderek büyümeye aday gözüken kaos, Irak’ta dev boyutlarda yüklenimlere ve o çapta yatırımlara giren Türk firmalarının konumunu tehdit etmektedir. İstikrarsızlığın büyümesi, ülkenin bölünmesi ya da yıllar sürecek iç savaşta can ve mal güvenliğinin kalmaması, yetki ve egemenlik karmaşası yaşanması, buradaki Türk yatırımlarının devamını sıkıntıya sokacak, Türk firmalarının kazanmış olduğu devlet ihalelerinde belirsizliğe yol açacaktır.

IRAK’LA GELENEKSEL İYİ İLİŞKİLERİ AKP BOZDU

Türkiye, Irak’la geleneksel iyi ilişkiler kurdu. İki ülke 1955’te Bağdat Paktı’nı, 1977’de Kerkük-Ceyhan Petrol Boru Hattı’nı hayata geçirdi. 1990’da Kuveyt’i işgali nedeniyle Irak’a uygulanan ekonomik ambargoların etkisiyle Irak’la ilişkiler kesintiye uğrasa da 2003 sonrası, bu ülke Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarında biri oldu. Türk müteahhitleri Irak’ın yeniden yapılandırıldığı bu dönemde bu ülkede önemli projeler gerçekleştirdi.

Ancak AKP, izlediği mezhepçi dış politika çerçevesinde 2005 sonrasında giderek Irak’la ilişkileri bozdu. AKP, 2005’te yürürlüğe giren yeni anayasanın ardından kurulan koalisyon hükümetinin başı (Şiî) Nuri Al Maliki başkanlığındaki yeni Irak hükümetine karşı, muhalif Haşimi ve Kuzey’deki özerk yönetimin başı Barzani ile yakınlaştı. Tayyip Erdoğan, uluslararası hukuka ve ABD başta tüm küresel çevrelerin uyarılarına rağmen Irak’ın kuzeyindeki petrolü, Bağdat’ı devreden çıkararak satma konusunda Barzani ile anlaştı. Kürt ham petrolü üzerinde öncelik elde edip ekonomiyi rahatlatacağını düşünen Erdoğan, “gerekirse bağımsızlık ilan edersin, korkma arkandayız” diyerek Barzani’ye gaz verdi, Irak’ın bölünmesine ve istikrarsızlaşmasına katkı yaptı.

ARTAN PETROL FİYATLARI CARİ AÇIĞI BÜYÜTECEK

IŞİD’in Musul’u işgali ile ortaya çıkan kaos ve Irak’ın en büyük petrol rafinerisini ele geçirmesi şeklinde devam eden süreç, petrol fiyatlarında dalgalanmaya yol açtı. Irak’ta yaşanan gelişmelerin bölge ülkeleri ve enerji köprüsü olmayı hedefleyen Türkiye için sadece siyasi değil, ekonomik olarak da önemli etkileri olacak. Bu gelişme, petrolde neredeyse tamamen dışa bağımlı olan Türkiye’nin ekonomisine doğrudan bir tehdittir. Artacak petrol fiyatları Türkiye’nin ekonomisini döndürmek için bu ürünü ithal etmek zorunda olması nedeniyle cari açığı hızla büyütecektir. Ayrıca ekonomide temel girdi niteliğindeki petrolün fiyatındaki yükseliş zincirleme tüm sektörlere yansıyacaktır. Bu da tüm makroekonomik göstergelere olumsuz etki yapacaktır.

İSTİKRARSIZ BİR ORTADOĞU, TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN RİSK…

AKP’nin dış politikada Türkiye’yi aktif konuma getirmekle övündüğü bir son yıllarda, Ortadoğu’da istikrarsızlık ve komşu ülkelerle gerilim giderek arttı. Bu süreçte Türkiye tüm komşularıyla sorunlu, bazılarıyla düşman konumuna geldi. Suriye ile ipler çoktan koptu, Mısır’la ilişkiler en alt seviyeye indi. AKP’nin zaten husumetle yaklaştığı Irak merkezi yönetimiyle de benzer bir sürece girildi. Ortaya çıkan IŞİD kaosu nedeniyle önümüzdeki süreçte Türkiye’nin iç siyaset, dış politika ve ekonomideki istikrarı doğrudan Ortadoğu barışına endeksli olacaktır.

Musul’u işgal eden bir terör örgütünün başkonsolosluğumuzu basarak vatandaşlarımızı kaçırması gibi Türkiye tarihinde görülmemiş bir olayda AKP’nin sinir bozan kayıtsızlığı manidardır. Bu olayda AKP ne gibi bir “kriz yönetimi” modeli izlemektedir ya da böyle bir durum söz konusu mu belli değildir.

Eğer AKP hükümeti Türk milleti ve Türkiye adına görev yapan bir hükümet ise;

  • İlk iş olarak halen Irak’ta rehin tutulan 80 Türk için ağırlığını koymalı, bu yurttaşlarımızın sağ selim evlerine dönmesi için ne gerekiyorsa yapmalıdır.

  • Hükümet, halen Irak’ta bulunan 3-4 bin dolayındaki Türk’ün can güvenliği için gerekli önlemleri almalıdır.

  • Musul’da Türk Konsolosluğuna baskın yapılacağını önceden bildiği, hatta bunun muvazaalı bir eylem, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Erdoğan’a itibar kazandırmaya yönelik bir mizansen olduğu gibi iddialara açıklık getirilmelidir.

  • Irak’la ticaret ya da Irak’ta iş yapan, ortaya çıkan bu kaos nedeniyle alacaklarını tahsil edemeyen Türk firmaların yurt içi borçlarına yönelik ertelemeye gidilmelidir.

  • AKP hükümetinin bölgedeki Türkmen varlığının yok edilmesine karşı kayıtsızlığı kabul edilemez. Türkiye, Türkmenlerin can ve mal güvenliği için devlet olarak ağırlığını koymalıdır. Yurtlarını terk etmek zorunda kalmış mağdur durumdaki Türkmenlere yardım için Kızılay ve diğer ilgili kuruluşlar tarafından her türlü maddi manevi yardım ivedi biçimde ulaştırılmalıdır.

  • AKP, cihatçı fanatik terör örgütleriyle aynı paralelde hareket etmekten, mezhepçi dış politika izlemekten vazgeçmelidir.

  • AKP, bölge ülkeleri arasındaki ticareti, ekonomik ilişkileri, kalkınma ve gelişmeyi sekteye uğratacak bir faktör olan savaş ve istikrarsızlığa oynamaktan vazgeçmelidir. Türkiye siyasal, sosyal ve ekonomik çıkarları gereği Ortadoğu’da barış ve istikrara katkı vermelidir.

  • Türkiye’nin çıkarı Irak ve Suriye’nin ve topyekûn Ortadoğu’nun istikrarından geçer. Suriye ya da Irak’ın bölünmesi Türkiye’nin de bölünmesi; bu ülkelerin toprak bütünlüğü ise Türkiye’nin de bütünlüğü demektir.Türkiye, iki ülkenin merkezi yönetimleriyle karşılıklı toprak bütünlüğünü teyit etmeli, sınır güvenliği anlaşmaları imzalamalıdır…

Print Friendly, PDF & Email