ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
(2014/1542) 
ŞİKAYET EDEN  : Umut ORAN (İstanbul Milletvekili) – TBMM/Ankara
VEKİLİ                : Av.Haluk PEKŞEN (T.C. 25484656580)   
ŞÜPHELİ             : Süleyman Soylu
Genel Başkan Yardımcısı, AKP Genel Merkezi, Söğütözü,
Çankaya,ANKARA                            
SUÇ                     : TCK m.267 İftira, TCK m.125 Hakaret
SUÇ TARİHİ        : 23.03.2014 
KONU                  :Şüphelinin eylemlerine uyan suçlar gereğince cezalandırılmaları için kamu davası açılmasına ilişkin şikâyetlerimizin sunulmasıdır. 
AÇIKLAMALARIMIZ: 
Şüpheli Süleyman Soylu, 23.03.2014 tarihinde İzmir’in Gaziemir ilçesi AK Parti ilçe teşkilatının düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, müvekkilimiz aleyhine gerçeğe aykırı hakaretamiz sözler sarf etmiş, açıkça iftirada bulunmuştur. 
Ulusal kamuoyu tarafından yakinen tanınan ve bilinen müvekkil Sayın Umut ORAN, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekilliği ve CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütmektedir. Müvekkilin milletvekilliği döneminde adı hiçbir olumsuz hareket içerisinde anılmadığı gibi, gerek kişiliği gerekse de ilkeli, tutarlı çizgisi tüm kamuoyunun takdiridir.
Ne var ki, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı şüpheli suç unsuru içeren konuşmasında;
Umut Oran demiş ki (30 Mart’ta bu ülkenin Başbakanı kaçacak). Bu ülkenin Başbakanı kaçmaz da 30 Mart’ta Umut Oran da Kemal Kılıçdaroğlu da altına kaçıracak. …Milliyetçilik üzerinden bu ülkenin değerlerini ve insanlarını istismar edeceksiniz, Türkçe olimpiyatları üzerinden bu ülkenin değerlerini istismar edeceksiniz… Başka ülkedeki çocuklar bizim dilimizi kullanıyorlar diye hepimizin hoşuna gitmiyormuydu? Milliyetçilik duygularımız bir şekilde yukarı çıkıyordu. Meğer bunlar ne yapıyorlarmış biliyor musunuz ? Pazarlama faaliyeti yapıp devleti ele geçirmeye çalışıyorlar, foyaları ortaya çıktı…
Kemal Kılıçdaroğlu’nda o cesaret yok, Devlet Bahçeli’de de o cesaret yok. Kendi milletvekillerine kaset tuzağı kurdular. Sesleri çıkamadı, gıkını çıkaramadı. Baykal’a kaset tuzağı kuruldu. Buradan söylüyorum; Baykal’a kaset tuzağı kuranlardan bir tanesi de CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’dır. Yakında ortaya çıkacak. 30 Mart’tan sonra kim gidecek kim kalacak göreceğiz.
Şeklinde GERÇEĞE TAMAMIYLA AYKIRI beyanları ile müvekkilin itibarını zedelemekle kalmamış, AÇIKÇA VE ALENEN iftira suçunu işlemiştir.
Bilindiği üzere, Türk Ceza Kanunu’nun 267.maddesi 1.fıkrası iftira suçunu düzenlemekte olup şöyledir;
Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
İftira suçunun konusunu “hukuka aykırı fiil” oluşturmaktadır. Bu suçun oluşması için isnat, ihbar veya şikâyet yoluyla yapılabileceği gibi, sadece basın yayın veya diğer kitle iletişim araçlarında yayın yapılması suretiyle de bir kimseye hukuka aykırı fiil isnadında bulunulması halinde iftira suçu oluşacaktır.
Söz konusu konuşmanın basın yoluyla yapılması suretiyle bir takım asılsız iddialarla açıkça ve alçakça iftirada bulunularak, müvekkil zan altında bırakılmıştır. Zira, söz konusu açıklamada müvekkil Umut ORAN’ın, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’a kaset tuzağı kuranlardan biri olduğu iddia edilmiş olup,​​
böylesi çirkin bir iftiranın kabulü mümkün değildir.
Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere şüpheli, müvekkile yönelik hukuka aykırı ve müvekkil tarafından yapılmamış olan bir fiil isnat etmeye çalışmakta ve açık bir şekilde TCK ya göre iftira suçunu işlemektedir.
Nitekim Yargıtay 4. CD T. 27.6.2007, E. 2006/3107, K. 2007/6143 sayılı kararında; “…suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye suç yüklemek suretiyle iftira suçunu işlediği gözetilmeden, yetersiz gerekçelerle beraat hükmü kurulması sebebiyle hükmün bozulmasına…” şeklinde hüküm verilmiştir.
Bununla birlikte şüpheli aynı zamanda “Nitelikli Hakaret” suçunu da işlemiştir. Zira, işbu şikayetimize konu konuşma içeriğinde,
Umut Oran demiş ki (30 Mart’ta bu ülkenin Başbakanı kaçacak). Bu ülkenin Başbakanı kaçmaz da 30 Mart’ta Umut Oran da Kemal Kılıçdaroğlu da ALTINA KAÇIRACAK.”
Şeklinde yüz kızartıcı ifadeler kullanmaktan çekinmeyerek, tüm kamuoyuna müvekkil Umut ORAN’ ın, Deniz Baykal’a kaset tuzağı kurduğunu iddia etmiş ve açıkça 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde tanımlanan ‘hakaret’ suçunu işlemiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Hakaret” başlıklı 125/1 maddesinde;
Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.’ hükmü yer almaktadır.
Zira Anayasanın 17. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” Bu itibarla haksız olarak bir kimsenin onuruna, şeref ve haysiyetine saldırıda bulunulması veya bir kimsenin daha az şerefli olduğunun ima edilmesi Türk Ceza Kanunu anlamında hakaret suçunu oluşturacaktır.
Söz konusu hüküm gereğince ve yukarıda da açıklandığı üzere, şüphelinin sarf ettiği AĞIR HAKARET VE İFTİRA İÇEREN sözleri nedeni ile müvekkilin onur, şeref ve saygınlığı rencide edildiği gibi; kişilik haklarına alenen zedelenmiştir.
Yargıtay 4.CD.2005/4980E.,2006/12542K., sayılı kararında;
Belediye meclis üyesi olan sanığın meclis toplantısı sırasında başkana hitaben ve katılanı kastederek “edep ve terbiyesini bildir” diyen sözleri görevliye sövme suçunu oluşturur.’ şeklinde karar vermiştir.
Şüpheli söz konusu açıklama ile müvekkilin kişilik haklarına saldırmış ve bunu basın yoluyla gerçekleştirerek herkesin kolaylıkla görebileceği bir şekilde müvekkilin onurunu ve saygınlığını karalamaya yönelik davranışlarda bulunmuştur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.03.2003 tarih ve 2003/4-37 E., 2003/25 K. sayılı kararında da;
Hakaret ve sövme suçlarında korunan hukuki yarar, kişilerin onur ve sosyal saygınlıklarıdır. Hukuk düzeni her insanın ve ayrıca gösterdiği diğer varlıkların saygın ve onur sahibi olduklarını kabul eder. Kişinin manevi tamlığını ifade eden onur kavramı sübjektif anlamda, ferdin kendi onuru hakkında beslediği düşünceyi (şeref ve haysiyet ), objektif anlamda ise diğer insanların o kişi hakkındaki düşüncelerini (şöhret) içerir. Ferdin sosyal değerini belirleyen koşulların bütününü oluşturan şeref ve şöhret kavramları, iç hukukta olduğu gibi uluslararası sözleşmelerle de korunmuştur.” şeklinde hüküm verilmiştir.
Tüm bu sebeplerle müvekkile yönelik gerçeğe aykırı, kamuoyu önünde kendisini ve mensup olduğu grubu karalamaya yönelik ithamlar neticesinde müvekkilin kişilik değerleri, sosyal saygınlığı rencide edilmiş hakaret ve iftira suçları vücut bulmuştur.
Bu itibarla, müvekkili kamuoyu nezdinde küçük düşürücü, saygınlığını yitirmesine sebebiyet verici iftira ve hakaret içeren sözler sarf eden, asılsız ithamlarda bulunmak sureti ile iftirada bulunmaktan çekinmeyen şüpheli hakkında Savcılığınız nezdinde suç duyurusunda bulunma zaruretimiz hâsıl olmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER    :TCK, TMK, TBK. ve ilgili tüm mevzuat.        
DELİLLER                     :Söz konusu konuşmayı içeren internet sitesi çıktıları, bilirkişi, tanık ve her türlü yasal delil.
NETİCE VE TALEP       :Yukarıda açıklanan ve Başsavcılığınızca da resen gözetilecek nedenlerle, şüpheli hakkında müsnet suçların ağırlaştırıcı nedenleri de göz önüne alınarak gerekli soruşturmanın başlatılması ve cezalandırılması için kamu davası açılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Müşteki Umut ORAN
Vekili
Av. Haluk PEKŞEN

Print Friendly, PDF & Email