“AKP’nin 11 yıllık güçlü ekonomi algısı çöktü, fatura özel sektöre çıktı” 

ANKARA 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran‘ın ekonomide gelinen nokta itibariyle reel sektörün içine düştüğü açmaz ve bu tablodan çıkmak için neler yapılması gerektiğini sıralayarak, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘in ekonomi yönetimi yerine reel sektörü suçlayan ifadelerini eleştirdi. “Bunlar ekonomi yönetimi için talihsiz bir ifadelerdir, basiretsizlik ve sorumsuzluk örneğidir” diyen Umut Oran, “Türkiye’nin, içine düştüğü bu girdaptan sağ salim çıkabilmesi ve küresel para otoritelerinin operasyonlarıyla oluşacak yeni şoklara karşı daha dirençli olması isteniyorsa, ekonomide kırılganlıklarını hızla azaltması ve siyasal istikrarı bir şekilde sağlaması gerekiyor. Aslında Türkiye’de çok daha derin ve çok yönlü kriz yaşanıyor: Siyaset krizde, devlet yönetiminde kaos…Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi kurmayları bu kriz ortamından çıkmak istiyorsa öncelikle güven iklimini yaratmak zorunda. İtibarlı, saygın bir Türkiye için güçlü ekonomiye sahip olmamız gerekiyor. Güçlü ekonomi içinse nitelikli, kaliteli demokrasiye ihtiyacımız var. Bunu sağlamak için belli olan adımlar acilen atılmalıdır” dedi. 

CHP İstanbul Milletvekili umut Oran’ın konuyla ilgili olarak bugün yaptığı yazılı açıklama şöyle: 

  • Yüksek faiz ve kur koşulları ilk aşamada en fazla reel sektörü vuruyor, sıkıntı zincirleme olarak tüm kesimlere yayılacak.
  • Ciddi boyutlardaki döviz açığı nedeniyle; dövizdeki yükseliş reel sektörde sıkıntıyı giderek büyütüyor.
  • Reel sektör firmalarının net açık döviz pozisyonu 170 milyar dolar. Firmaların bir yıl içinde ödemeleri gereken dış borç ise 53 milyar dolar.
  • Reel kesimin borçlarını döndürmek için döviz ihtiyacı ciddi boyutlarda, döviz ise giderek kıtlaşıyor ve pahalanıyor, borçları döndürmek zorlaşıyor.
  • Borsada işlem gören 406 şirketten 210’unun toplam 101 milyar TL’lik net yabancı döviz pozisyonu açığı var. Yani ciddi kur riski taşıyorlar. Türk Telekom, Tüpraş ve THY’nin başını çektiği bu şirketler kurdaki artışa aşırı duyarlı.
  • Ekonomi yönetimi, görmezden geldiğinde kötü gidişatın yok olacağını sanıyor; bozulan dengelerin ve biriken risklerin zamanla adeta kendiliğinden düzeleceği gibi bir yaklaşım içinde kayıtsız davranıyor.
  • Başbakan Yardımcısı Ali BabacanKriz diye ifade edeceğimiz bir ortam yok ki bir kriz paketi ortaya koyalım ” diyor.
  • Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise döviz açıkları konusunda ” Kamuda ve bankacılıkta sorun yok, sıkıntının kaynağı reel sektör ” diyerek suçu o kesime atıyor.
  • Bunlar ekonomi yönetimi için talihsiz bir ifadelerdir, basiretsizlik ve sorumsuzluk örneğidir.
  • Reel sektörün aşırı borçluluğu, döviz açıkları ve yüksek kur riskleri AKP iktidarının uyguladığı ekonomi politikalarının kaçınılmaz bir sonucudur.
  • Hükümet ekonomide adım adım gelen krizi yok sayarak, yaşanan sıkıntıların suçunu bir kesime yıkarak sorumluluktan da kaçamaz.
  • Reel sektörün borcu Türkiye’nin borcu demektir. Reel sektör sıkıntı yaşarsa bankalar da yaşar, tüm Türkiye de…
  • Ekonomide Fed’in likiditeyi kısmasıyla başlayan ve artan siyasi tansiyonla zirve yapan olumsuz trend bütün yıla damgasını vuracak, döviz açığı bulunanlar sıkıntı yaşayacak.
  • Döviz borcu olanlar geri dönüşlerini yapmakta giderek daha da zorlanacak, artan maliyetler de şirket karlarını eritecek. Büyüyen finansman giderleri ve kur farkı maliyetleri bilançoları tahrip edecek. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı eğilimi güçlendiğinde daha büyük bir dalga yaşanabilir, sıkıntı daha da büyüyebilir.
  • Fed’in önde gelen 15 gelişmekte olan ülkede ekonomik kırılganlığı ölçen endeksinde en kırılgan ülke Türkiye oldu. Yani sıcak paranın en hızlı kaçacağı ülkelerin başında Türkiye geliyor. Oysa reel sektör başta Türkiye’nin dış borçlarını döndürmek için döviz ihtiyacı ciddi boyutlarda.
  • Reel sektör temsilcileri piyasalarda yaşanan daralmanın işletmelere olumsuz yansımalarının görülmeye başlandığını belirtiyor. Şimdiden birçok işletmenin nakit darlığına girdiği, bir yandan faiz, bir yandan da ara ödemeler nedeniyle kapanma eğilimindeki işyerlerinin sayısındaki artışın Mart ayında hızlanacağı belirtiliyor .
  • İflasların yaygınlaşması ekonomik ve sosyal alanda etkisi uzun yıllar sürecek bir tahribat demek.
  • Reel sektörde yaprak dökümü, aynı zamanda işsizliğin tavan yapması, devletin vergi pastasının küçülmesi demek…
  • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi kurmayları bu kriz ortamından çıkmak istiyorsa öncelikle güven iklimini yaratmak zorunda. İtibarlı, saygın bir Türkiye için güçlü ekonomiye sahip olmamız gerekiyor. Güçlü ekonomi içinse nitelikli, kaliteli demokrasiye ihtiyacımız var. Bunları sağlamak için acilen atılacak adımlar bellidir. 

Ekonomide; Fed’in sıkılaştırmaya giderek piyasaya verdiği likiditeyi kısmasıyla başlayan ve AKP yolsuzluklarının ortaya saçılmasıyla siyasette artan çalkantının da etkisiyle zirve yapan olumsuz trend, yüksek boyutlardaki döviz açıkları nedeniyle en çok reel sektörü vuruyor.
Basın Açıklaması:
faz-1

Print Friendly, PDF & Email