22 gün önce, Aydın’da 8 yıldır atama bekleyen 33 yaşındaki bir Beden Eğitimi Öğretmeninin intihar ettiği haberiyle sarsıldık.  Annesi ve felçli babası ile birlikte yaşıyordu, 8 yıldır işsiz kalmanın yarattığı psikolojik tahribatla canına kıydı…

Bugüne kadar atanamadığı için tam 34 öğretmen hayatlarının baharında intihar ettiler. Bin bir emekle yetişmiş, bu ülkenin üniversitelerinden mezun olmuş aslan gibi evlatlarımızı işsizliğin yarattığı büyük yıkıma kurban verdik.

2002 yılında Türkiye’de sadece 70 bin atanamayan öğretmen vardı, bugün 350 bin  öğretmen atama bekliyor.

Türkiye’nin 121 bin 763 öğretmen açığı olmasına rağmen, yüzbinlerce öğretmen hala sınıflarına girip, öğrencilerine kavuşmayı bekliyor. Çünkü Erdoğan onların seslerine, feryatlarına, eğitim sistemimizin gerçek sorunlarına karşı sağır.

Erdoğan’ın ajandasında eğitimin yapısal sorunları yok. Derslik ihtiyacı, okul ihtiyacı, yarışmacı sınav sisteminin çocuklar üzerinde yarattığı tahribat, özerk üniversite, YÖK’ün kapatılması Erdoğan’ın gündeminde yok. Bu yönde yapılan bütün teklifleri de Erdoğan’ın emriyle AKP reddediyor.

Erdoğan’ın eğitim gündeminde gençliği formatlamak var. 4+4+4 dayatması ile çocuk gelinlerin önünü açmak, açık lise sistemi ile kadınları eve hapsetmek istiyor.

Karma eğitim sistemi tartışması da bu amaca yönelmiş bir hareket. Bugün dünyada sadece 2 ülkede, İran ve Suudi Arabistan’da karma eğitim yasak. Erdoğan Türkiye’yi karma eğitimin yasak olduğu üçüncü bir ülke haline getirmek, kız çocuklarımızla erkekleri ayırmak, kızları sosyal yaşamdan daha da uzaklaştırmak için çalışıyor.

Onların gündeminde kızlarla erkeklerin çağdaş bir şekilde birlikte okuduğu, eşit haklara sahip olduğu, laik, demokratik, uygar bir Türkiye yok. Onların hayal ettiği Türkiye’de “fikri hür, vicdanı hür nesiller” değil, kindar nesiller var. Onlar özgür, demokratik bir eğitim sistemi değil, baskıcı bir rejimin emir erlerini yetiştirmek istiyor.

Bugün öğretmenlerimiz hem bu zihniyetle mücadele etmek hem de tarihe karşı görevlerini yerine getirmek zorunda. Bizlerin de görevi çok zor şartlar altında, büyük bir devlet baskısıyla, düşük ücretlerle çalışan eğitim emekçilerinin sorunlarını çözmek için çalışmak. Onların sorunu bizlerin sorunudur çünkü öğretmenlerimiz ne kadar iyi koşullara sahip olurlarsa, çocuklarımız da o kadar nitelikli bir eğitim alma şansına sahip olur.

Atatürk “Öğretmenler!… Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir” diyor. Bugün tüm öğretmenlerimizin görevi bu sözlerle ifade edilebilir. Cumhuriyet, öğretmenlerimizden çağdaş, ufku açık, vizyoner, nitelikli insanlar beklemektedir.

Bu duygularla, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyor, atanamayan öğretmenlerimizin bir an önce öğrencilerine kavuşmasını temenni ediyor, Cumhuriyet’i koruyacak ve yaşatacak nesiller yetiştirmek için mücadele eden tüm öğretmenlerimize de başarılar diliyorum. Birlikte çalışacağız, birlikte mücadele edeceğiz ve birlikte kalacağız. İlerlemeyi, aydınlığı, doğruyu ve haklı olanı savunanlar her zaman kazanır.

Saygı, sevgi ve dostlukla,
Umut Oran