CHP’den AKP’ye “barajlı demokrasi” eleştirisi

“AKP ile AB’ye girmeye çalışmak, uzaya çıkmaktan daha zor” 

“Sayın Bağış’ı, AB Bakanlığı için Hırvatistan’a staja gönderelim”

ANKARA

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AKP’nin getirdiği “demokrasiye baraj paketinin” samimi olmadığın belirtirken, “Halkımıza diyorum ki eğer daha güçlü demokrasi için AKP paketini beklerseniz kıyamete kadar beklersiniz. Gerçek bir demokrasi ve özgürlük isteyenlerin adresi CHP’dir” dedi. Yarın AB ile tam üylik müzakerelerinin 8. Yıldönümü olduğunu anımsatan Umut Oran, “AKP ile AB’ye girmeye çalışmak, uzaya çıkmaktan daha zor. Sayın Egemen Bağış’ı, AB Bakanlığı için Hırvatistan’a staja gönderelim” diye eleştirdi.

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek, “demokrasiye baraj paketi” ve AB ile ilişkileri değerlendirdi.

Demokrasi paketi fıkrası

“Önümüze gelen demokrasiye baraj paketi hakkında çok güzel bir fıkra var” diyerek söze başlayan Oran, şu fıkrayı anlattı:
“Bir Türk, bir Rus bir de Amerikalı ölmüşler. Karşılarına bir melek çıkmış. Demiş ki, hepinize bir soru hakkı, ne sorarsanız sorun.
Amerikalı hemen araya girmiş, sormuş “Amerika finansal krizi ne zaman aşacak?” Melek “10 yıl sonra” diyince Amerikalı başlamış ağlamaya “erken öldüm, ben göremeyeceğim.”

Sonra sıraya Rus girmiş “Rusya ne zaman dünyada eski gücüne kavuşacak” diye sormuş. Melek “20 yıl sonra” diyince, Rus da başlamış ağlamaya “ben erken öldüm, ben göremeyeceğim”

Sıra Türk’e gelmiş. “yahu” demiş, “AKP’nin demokrasiye baraj paketiyle ne zaman Türkiye’de demokrasi gelişecek”. Bu kez Melek ağlamaya başlamış “ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim.”

Paketin çıkması kıyamete kadar sürer

“Halkımıza diyorum ki eğer daha güçlü demokrasi için AKP paketini beklerseniz kıyamete kadar beklersiniz. Gerçek bir demokrasi ve özgürlük isteyenlerin adresi CHP’dir. Gerçek bir demokrasi istiyorsanız CHP’yi destekleyin” çağrısında bulunan Oran, hükümetin AB tavrıyla ilgili olarak ise şu saptamalar yaptı:

AB ile tam üyelik müzakerelerinde son durum da AKP’nin demokrasiye baraj paketi gibi. Ambalaj güzel, içerik boş. Türkiye ile AB müzakereleri başlayalı tam 8 yıl oldu. O tarihte doğan çocuklar şimdi okullarında okuyorlar. Bu 8 yılda ne yapıldı? Hiçbir şey yapılmadı.

Üye olmak için kapatılması gereken 33 faslın sadece bir tanesi kapatıldı. Türkiye Kopenhag kriterlerinden daha da uzaklaştı.

Özellikle siyasal haklar noktasında Avrupa standartlarından iyice koptuk. Yargı bağımsızlığı alanında çok derin sıkıntılar var. HSYK’da hala reform yapılmadı. Bağımsız yargı kurulmadı. Ergenekon ve Balyoz davalarındaki hak ihlalleri eleştiri konusu oldu. Özel yetkili mahkemeler olduğu gibi duruyor. Basın özgürlüğü alanında Türkiye 179 ülke arasında 155. sıraya düştü. Bugün bütün dünyada Türkiye “en büyük gazeteci hapishanesi” olarak anılıyor. Toplantı ve gösteri hakkı alanında hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Türkiye daha da geriye gitti. Sendikal haklar budandı. İşçi hakları bakımından İLO standartlarının çok altındayız. Seçim sistemi ve Siyasal Partiler Kanunu kapsamında yapılması gereken düzenlemeler hala yapılmadı.

AKP ise Sahte karne hazırladı

AKP bu dönemde ne yaptı? İlerleme raporuna karşı “sahte karne hazırladı” kendi notların kendileri verdiler. Dünyada kimse ciddiye almadı. Basın özgürlüğünü geliştirmek yerine tutuklu gazetecilere terörist dediler. Dünya bu yalanı da kabul etmedi. Gerekirse AB’yi bırakırız Şangay Beşlisi’ne gireriz dediler. Şangay Beşlisi bile kendilerini reddetti. Müzakere sürecinde AB üyesi ülkeler ile saygı çerçevesinde ilişkiler kurmak gerekirken, AB Bakanı bunu bile yapamadı.

Merkel’e hakaret etti oyu arttı

Örneğin Sayın Bağış Merkel’e “Sarkozy gibi balık tutmaya gidecek” diye hakaret etti. Merkel oyunu arttırarak seçildi. Bir yıl boyunca Sayın Bağış AB’ye tam üye olmak için hiçbir şey yapmadı.

AKP ile AB, uzaya gitmekten zor

“AB’ye üye olacağımıza uzaya gitmeye kalksak bu kadar yorulmazdık” dedi. Esasında bu cümle durumu özetliyor. AKP ile AB’ye girmeye çalışmak, uzaya çıkmaktan daha zor.

Bağış’ı Hırvatistan’a staja gönderelim

En sonunda da dedi ki, “AB’ye girmeyebiliriz.” AB’ye tam üye olmak için yola çıkıp AB’ye girmeyebiliriz diyen ilk bakan Sayın Egemen Bağış. Bu iş nasıl olur öğrenmek istiyorsa bir tavsiyem var. Hırvatistan bu yola bizimle birlikte başladı geçen sene AB’ye tam üye oldu.  Hırvat bakanın mesaisi de biraz rahatladı. Sayın Bağış, AB Bakanlığı nasıl yapılır öğrenmek istiyorsa yanına staja gönderelim.

Münakaşadan sorumlu bakan

AB Bakanının görevi AB ile tam üyelik müzakerelerini yönetmektir. Sayın Bağış müzakereyi bıraktı münakaşaya başladı. AB ile müzakerelerden değil münakaşadan sorumlu bakan gibi davrandı, artık Avrupa da kendisini ciddiye almıyor.

Sonuç olarak: Türkiye bu yılı da kaybetti. Boş geçirdi. Türkiye’nin kıymetli vakti çalındı.

Bu konuda yapıcı muhalefet de yapsak bir ilerleme yok. Biz AB süreciyle ilgili 46 yazılı soru önergesi verdik. Yarısına cevap verilmedi.
4 araştırma önergesi verdik. Neyse sorun birlikte tespit edelim, hep birlikte çözelim dedik. Reddettiler.

İlerleme raporlarında AB Uyum Komisyonunun asli komisyon olması talep ediliyordu.. İnisiyatif aldık. Gittik Sayın Yaşar Yakış ile de görüştük. Daha önce AKP’nin hazırladığı teklifi aldık, geliştirdik, meclise kanun teklifi sunduk. O da reddedildi.

Bütçeye ret oyu vereceğim

Bu hükümetin AB’ye girmek gibi bir hedefi yok. Bu seneye kadar AB Bakanlığı bütçesini hep destekledik. Bu sene AB Bakanlığı bütçesine ret oyu kullanacağız. Hiçbir işe yaramıyor. Fuzuli bir harcama. Bari milletin parası çarçur olmasın, daha faydalı bir yere harcayalım. Egemen Bey de artık görevini bıraksın. Zaten yerine getirmiyor. AB Bakanlığı bürokratlarının da kıymetli zamanı boşa gidiyor. Türkiye zaman kaybediyor.

Print Friendly, PDF & Email