BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu tarafından Balyoz davası hakkında verilen kararı değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran,  BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’nun Balyoz Davasında yargılanan 250 sanığın tutukluluk hallerinin keyfi olduğuna, Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 9 ve 14. maddelerini ihlal ettiğine karar verildiğini belirtti. Bu kararın çok önemli olduğunu ifade eden Umut Oran, şu açıklamada bulundu:

Adalet ağır yürür ama gideceği yere mutlaka ulaşır

“Mirebau diyor ki “adalet ağır yürür ama gideceği yere mutlaka ulaşır.”  Bu davayı başından beri takip eden bir insan olarak söylüyorum, bu davanın başladığı günden beri bu dava hakkında adalete uygun olarak çıkan tek karar bu karardır. Bu karar, savunmanın  iddialarının gerçek olduğunu göstermiş, keyfi, taraflı, baskıcı ve adaletsiz uygulamaları da açığa çıkarmıştır.

Tutarsız delilerle masum insanlar tutuklanamaz

Savunma Bakanı’nın bile imkansız olduğunu kabul ettiği, 2000’e yakın delilde zaman, mekân, kavram tutarsızlıkları bulunan, 30’a yakın ulusal ve uluslararası bilirkişi raporu ile sahte olduğu ortaya çıkan delillerle, masum insanların tutuklanmasının kabul edilemez olduğu bir kere daha görülmüştür.

BM Kararı hemen uygulanmalı

Bu dava mutlaka Türk hukuk tarihine girecektir. Ancak bu utancın büyümemesi ve hukuk devletini güçlendirmek için, hükümetin acilen atması gereken adımlar bulunmaktadır. Davada hukuk ihlallerini neden olan personel soruşturulmalıdır, bu hataların neden yapıldığı ortaya çıkartılmalıdır. Tutuklu sanıklar bir an önce serbest bırakılmalıdır ve bu zamana kadar uğradıkları zararlar mutlaka tazmin edilmelidir.  CHP olarak özel yetkili mahkemede görülen, insan hakları ihlali ile dolu bu davada ortaya çıkan Birleşmiş Milletler kararının Türkiye’ye yüklediği sorumluluğun bir an önce uygulanmasını talep ediyoruz. Türkiye demokratik, çağdaş bir ülke olacaksa, insan haklarının tam olarak uygulandığı bir ülke olarak olacak. Biz güçlünün hukukunu dayattığı bir Türkiye değil, hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir Türkiye istiyoruz.”