Biz, “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” şiarıyla büyüyen, bunu kalbinde yaşatan bir kültürden geliyoruz.
Bizim için öğretmenler ailelerimizden sonra bizi biz yapan en önemli insanlar, hakları ödenmeyecek abidelerdir.
Bugün öğretmenlerimiz açısından Türkiye’de acı bir manzara var.
126.000 öğretmen açığı var. Sadece 40.000 öğretmenin ataması yapılabildi. 300.000 öğretmen atama bekliyor.
Atamasını beklerken hayatını kaybeden Şafak Öğretmenin acısı ve hatırası hala kalbimizde.
OECD ülkeleri arasında en fazla çalışıp en az maaş alanlar da bizim öğretmenlerimiz.
Tam 80.000 öğretmen sözleşmeli personel statüsünde iş güvencesi ve örgütlenme hakkı bile olmadan hizmet vermeye devam ediyor.
Öğretmenlerimiz zor çalışma şartlarında, düşük maaşla çalışıyor. Eş durumu mağduriyeti sebebiyle aileleri ile bile birlikte olamıyor.
 Atatürk;  “Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.” diyordu.
Biliyoruz ki öğretmelerin  sağlıklı bir şekilde hizmet verebilmesi için iyi imkanlara da sahip olması gerekir.
Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenler de Türkiye Cumhuriyeti’ne emanettir.
Bizler gelecekte insani gelişmişlik seviyesinde ilk 10 ülke içerisinde olmak istiyorsak, çağdaş medeniyet seviyesinin bile üstüne çıkalım diyorsak öğretmenlere gereken önemi ve desteği vermek zorundayız.
Bu, boş laf ile değil, icraat ile olur. Türkiye 10 yılda eğitim politikasını kaybetmiş bir ülkeye dönüştü.
Bu ülkenin çocukları 4+4+4 sistemi ile sefil, aileleri de perişan edildi.
İnsan odaklı, nitelikli öğrenci yetiştirmeye adanan, ezberi değil düşünmeyi güçlendiren kapsamlı bir eğitim reformu olmadan hedeflerimize ulaşamayız.
21. yüzyılda başarı hikayemizi eğitim sistemimiz ve öğretmenlerimize verdiğimiz değer yazacak.
Bugün demokratik, çağdaş, adil bir ülkeye inanan herkes, eğitim sistemine bu sebeple daha hassas yaklaşmak zorundadır.
Bu duygularla, başta Başöğretmen Atatürk olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenlerimizi saygı, rahmet ve şükranla anıyor;  geleceğimize yön veren değerli öğretmenlerimizin, Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Öğretmenlerimizin hak ettiği seviyede yaşadığı, çocuklarımızın nitelikli ve kaliteli bir eğitim aldığı günler için herkesi mücadeleye davet ediyorum. 
Saygı ve sevgilerimle,
Umut Oran
 
 

Print Friendly, PDF & Email