• TWITTER’DA DÜNYA LİDERİ, GERÇEK HAYATTA ESAMESİ YOK
  • İFTAR SOFRASINDA NEFRET TOHUMU EKME

 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, TBMM’nin 14 Ağustos’ta toplanması önerisi ile ilgili konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları üzerine aşağıdaki değerlendirmede bulundu:
“Başbakan’ın düzeyi belli. Türkiye tarihinde hiçbir Başbakan’ın düşmediği noktalara düşen, bunu yaşatmış bir Başbakan. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan’ın üslubu, ifadesi, kendisine yakışır. Onun mizacı budur.
Bu mizacın örneği 2002 yılından beri yaşadığımız hikayedir. Tayyip Erdoğan elindeki tüm kaynakları kendi egemenlik rejimini güçlendirmek için kullandı. AB süreci de, demokratikleşme de dilinde bir bıçağa döndü, işi bitince bir kenara attı. Onun döneminde yazarlar, gazeteciler, öğrenciler en adi suçlamalarla hapse atıldı. Başbakan’ın gerçek yüzü kurduğu rejimde saklı.  Aynaya baksa göreceği manzara belli. Senin Genelkurmay Başkanını terör örgütü üyesi diye suçladılar, sağda solda iki demeç vermekten başka bir şey yapmadın. Böyle bir başbakansın. Bütün muhaliflerin üzerinde özel yetkili bir baskı rejimi oluşturdun. Herkesi dinleyen, herkesi takip eden, bulguları medyaya servis eden, insanların itibarını linç eden bir canavar yarattın.
Neticede parti devleti gibi bir ülke oldu. Emniyetin kantincisi de partiden, TOKİ ihalesi alan da partiden, her alanda çifte standart var. Terörle mücadelede AKP yok, dış güvenlikte yok, milli iradeye saygıdan anladığı kendi milletvekillerine fırça çekmek, 20. Yüzyılın başındaki faşist liderler gibi, tahammülsüz, hoşgörüsüz, farklı kimliklere karşı hodbin bir dille demokratik, sosyal, hukuk devletinin içi boşaldı.
TAYYİP ERDOĞAN BDP’NİN VAGONU DEĞİL, PKK’NIN LOKOMOTİFİ
Bakın bu ülkede muhalefet gerçeği haykırıyor. Nedir o gerçek? Yalın gerçek, terörle mücadele konusunda Başbakan’ın aciz hale geldiğidir. Çünkü Tayyip Erdoğan,  Kayseri’de “şerefsizlik” diye nitelediği görüşmeyi, kendi özel temsilcisiyle Oslo’da yapmış bir Başbakandır. Türkiye tarihinde açık açık, kendi özel temsilcileriyle PKK’yı görüştüren ilk Başbakandır. Tayyip Erdoğan Habur’da devleti teröristin önünde küçük düşürtmüş, yarattığı içeriği boş açılım projesi ile bu olaylara sebebiyet vermiş bir Başbakandır. Tayyip Erdoğan BDP’nin vagonu değil, PKK’nın lokomotifi olmuş, bitmiş PKK’ya politikalarıyla can veren bir Başbakandır.
2002 yılında bu ülkede 0 terör vardı, AKP döneminde Türkiye 10.080 olayda 818 evladını şehit verdi. Sadece 1 Ocak 2010 – 16 Temmuz 2012 tarihleri arasında 268 askerimiz hayatını kaybetti. Bu Başbakan bıçak kemiğe dayandı diye, iftar sofralarında, yandaş TV kanallarında hançeresini patlatırken, bu  ülkenin aslan gibi çocukları kara toprağa girdi. Peki kardeşim sen ne yaptın? Hükümet programında terörle mücadele için tek bir satır yok. TBMM iki kere terör özel gündemiyle toplandı, sen Meclis’e bile gelemedin. Milletin iradesinden fellik fellik kaçıyorsun. Senin işin ne? Senin işin bu ülkede yaşayan insanların can ve mal güvenliğini korumak.  Sen bu en temel görevini bile yapamıyorsun.  
TAYYİP ERDOĞAN TWİTTERDA “DÜNYA LİDERİ” GERÇEK HAYATTA ESAMESİ YOK
Yetmedi Tayyip Erdoğan Türkiye tarihinin dış politikada en başarısız Başbakanı’dır. Kendi parti teşkilatının ağzına bir cümle koymuş, duydukça mutlu oluyor. Twitter’da “Dünya lideri” gerçek hayatta esamen okunmuyor. Tarihe de böyle geçeceksin.
Neden? AKP döneminde askerimizin başına çuval geçirdiler, gemimizi bastılar insanlarımızı öldürdüler, uçağımızı düşürdüler. Kafkas politikasında yoksun, el kapılarında bizi Şengay Beşlisine al diye yalvarıyorsun yüzüne gülüyorlar. AB politikasında yoksun, süreç dondu. Ortadoğu’da Irak merkezi yönetimi seni tehdit ediyor, hem İran hem İsrail ile kavgalı olan dünyadaki tek ülkesin. Suriye konusunda balıklama suya atladın, kafa üstü çakıldın. Somali’de bile yanlış ata oynadın, korsanlar gemimizi bastı. Ben ne hale düştüm diye soruyorsan uzağa bakma, dünyada aranın en iyi olduğu insan seninle konuşurken eline beyzbol sopası alıyor. Her alanda iflas etmiş bir haldesin.
Eğer çarkçıbaşı arıyorsan bir kendine bakacaksın. Esad sevgili dostundu. O zamanlar Suriye demokrasinin beşiği miydi? Birlikte kabine toplantısı yapmayı planlarken, Suriyeli aydınlar zulüm zindanlarında inliyordu. İş ihaleye gelince gözün dünyayı görmüyor. Sudan’da Ömer El Beşir’in katliamlarına da arka çıktın, Kaddafi’den insan hakları ödülü de aldın. İhale bitti, dostluk bitti. Bir günde ağzında Bush kelimeleriyle hepsine savaş açtın.
İFTAR SOFRASINDA NEFRET TOHUMU EKME
Sonra çıkmış iftar sofralarında nefret tohumları ekiyorsun. Artık iftar sofralarını nefretine alet etme. Biz CHP olarak dedik ki her gün evlatlarımız ölürken biz tatil filan yapamayız. Kimse kusura bakmasın. Bunun nesine kızıyorsun? Başbakan, tatil yapacak diye, Tayyip Erdoğan’ın partilileri, yandaşları üç ay daha dinlenecek diye TBMM kapısına kilit vurulmuş bir şekilde kalamaz. Bu meclis, Gazi Meclis. Bu ülkenin milletvekilleri, Polatlı kapılarında top patlarken “biz buraya kaçmaya değil, kavga ederek ölmeye geldik” diye bağırıyordu, Başbakan “meclis toplansın” diyince öfke krizi geçiriyor. Sayın Tayyip Erdoğan, bu öfke bir suçluluğun ifadesidir. Korkunun ecele faydası yok. Bu milletin temsilcilerinden neden kaçıyorsun? Bu milletin iradesi tecelli etmiş, milletvekillerini seçmiş. Bu ülkede iki kişiden biri sana oy vermedi. Onlara da hesap vermek zorundasın. Milli iradeden korkarak, türlü bahane ile kaçma, gel er meydanına da bir boyunu posunu görelim.
 

Print Friendly, PDF & Email