Allah korusun, bir şey olursa bunun hesabını kim verecek?
“Başbakan Van’a gidiyor, kongre yapacak hayırlı olsun. Sormak lazım, Başbakan 6 yaşındaki İsmail Tolukan’ı tanıyor mu? Bu günahsız çocuk deprem çadırlarında yanarak vefat etti. 127 çadır yangınında 11 evladımızı kaybettik. Biz yazılı soru önerge ile bunu sorduğumuz zaman Başbakan Yardımcısı bize bunların “münferit” olduğunu söyledi. Hazır Van’a gitmişken Başbakan çevresine bu çocuklar için, onların aileleri için biz ne yaptık diye bir sorsun.
Deprem belası güzel Van şehrini vurduğunda “potansiyellerini” görmek için yardımları reddettiler. Deprem için bu ülkenin ödediği vergilerin duble yollara gittiği ortaya çıktı, Ocak ayında Van’da çadır kalmayacaktı, Şubat ayında konteynırların kurulması daha yeni başladı. Bakanlar “bir daha deprem olmaz” dedi, bir sonraki depremde Van gene insanlarını kaybetti.
Koca bir şehir yokluğu gördü, acıyı gördü, gıda silolarının yandığını gördük. Hepimiz AKP’nin partizanca davranıp, gelen yardımları önce kendi yandaşlarına dağıttığını, belediye başkanlığı ve yerel yöneticiler ile koordinasyon kurmadan tek elden bütün her şeyi yapmaya çalıştığını, hatta seçilmiş yöneticilerin Cumhurbaşkanını bile isyan ettiren suçlamalarla hapse atıldığını gördük.
Bütün bunları uzaktan maç seyreder gibi seyretti. Biz Van için, Van’ın ekonomisi güçlü, halkı mutlu olsun diye istihdam odaklı, ihracat hedefli, sektörel kümelenmelerle bölgesel kalkınma sağlayan, hayvancılık sektörü teşvik paketini önerdik, onu da AKP’liler TBMM’de reddettiler.
Bunların hiçbirinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yok. Başbakan Rio’ya gitti, Moskova’ya gitti, Afrika’ya gitti, Van’ın acısı varken Van’a gitmedi. Şimdi Başbakan Van’a gidiyor. Başbakan Van’a geliyor diye alelacele asfaltlama çalışması yapılıyor. Ne mutlu. Acıda yok ama şölende en önde yürüyor.
Vanlıları, Vanspor’un bir sene boyunca maç yapmadığı, Belediye’nin yaptığı karot testine göre “tam hasarlı” çıkan statta topluyor. Belediyeye güvenmediği için de karot testine daha yeni gönderiyor. Adeta felakete davetiye çıkartıyor. Allah korusun, bir şey olursa bunun hesabını kim verecek? Bu milletin yüzüne nasıl bakacak?
Bakıyoruz, her şeye bir lafı olan Hüseyin Çelik de kenarda durmuş sessiz sessiz izliyor. Artık zaten şehre gidemeyecek bir halde, ağzını bile açamıyor. Başbakan bir sorsun, madem bu stat bu kadar sağlamdı, Vanspor neden bu statta bir yıl boyunca oynamadı? Sen eğer Başbakan’san bu stadı neden daha önce yaptırtmadın? Burada sünnet düğünü yaptınız, kongre yaptınız, depremzede çocuklar başka statlarda futbol oynadılar, binlerce Vanlı bu stattan yararlanamadı bir ağzınızı bile açmadınız.
Türkiye’nin Başbakanı, Van’da gerçek bir şölen yaşatmak istiyorsa, önce sitemini haykıran Van’lı depremzedelere biber gazı ve copla müdahale edenlerden bir hesap sorsun. Yerel yöneticilerin tutuksuz yargılanıp, halka hizmete devam etmesi için gereken adımları atsın. Tek başına olduğu için konteynır bulamayan kadınların hakkını arasın. Demokrasi halkın önünde bindirme kıtalarla şov yapma rejimi değil, halkın sorunlarını, halk için, halkın verdiği yetkiyle çözme rejimidir. Başbakan demokrat bir lider gibi davransın, kongrede kendi çalıp kendi oynayacağına, Van sokaklarına karışsın, halka derdini sorsun.
Biz CHP olarak, Van ve Türkiye’nin bütün dertlerinin hesabını Başbakan’dan sormaya kararlıyız ve bu yolda da tüm gücümüzle devam edeceğiz. Kimse merak etmesin.”

Print Friendly, PDF & Email