CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Suriye ile gerilen ilişkileri ekonominin kırılganlıkları ve enerji bağımlığı kapsamında oluşturduğu “Sıcak Para, Savaşın Gölgesinde Ekonominin Aşil Tendonu” başlıklı kısa raporu ve konuyla ilgili açıklaması aşağıdadır.
Umut Oran
Basın Açıklaması
05.07.2012
Türkiye, İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’nün dediği gibi, “yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de orada yerini alır” diyebilecek güce ve dirayete her zaman sahiptir.
Buna karşın savaş milletlere ağır yıkım ve yokluk getirecek zor bir karardır. Çünkü savaş, insanların canlarını ve mallarını alır, toplumsal yaşamı geri dönülmez bir şekilde kayba uğratır. Büyük Atatürk’ün ifadesiyle “millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir”
Türk milleti fedakâr ve cefakâr bir millettir. Kurtuluş Savaşının kanlı siperlerinden, Kıbrıs’ın Beşparmak dağlarına kadar varıyla yoğuyla hakkı için savaşmış, çocuklarını, evlatlarını millet davasına adamış, “ya istiklal ya ölüm” parolasını kalbine kazımıştır. Haklı bir savaş uğruna bu milletin vermeyeceği bir mal, yapmayacağı fedakârlık, alamayacağı bir karar tarih boyunca görülmemiştir.
Ancak bazı savaşların milli vicdanda daha fazla yer bulduğunu, halkımızın hafızasında bazı müdahaleleri diğerlerine kıyasla daha hayırla yâd ettiğini biliyoruz. Nazım Hikmet’in Kore Harbine ilişkin yazdığı “23 Sentlik Askere Dair” şiiri ne kadar canlı ise, 3. Genel Başkanımız Bülent Ecevit’in hepimizin yüreğini gururla dolduran “hem Rumlara hem de Türklere barış getirme” emri verdiği Kıbrıs müdahalesi de o kadar canlıdır.
Bugün Türkiye’de korkunç bir savaş lobisi, George W. Bush yönetiminin kelimeleriyle, Neo-Conların siyaset diliyle, Türkiye ile Suriye arasında bir savaş çıkarmak istiyor. Bölgeyi içinden çıkılmayacak bir türbülansa sokacak, etnik ve dini sebeplerle bölgesel savaşları tetikleyecek, orta vadede dünya savaşına dahi yol açabilecek böyle bir ihtimali her yönüyle düşünmek ve tartmak gerekir.
Bu zamana kadar hükümet, diplomatik arenada yeri olmayan, çok kızgın, öfkeli ve hamasi bir dil kullanarak bu lobiye büyük bir imkân sağladı. Sükunetli, mantıklı, akılcı ve bölgedeki insan hakları ihlallerini yok edecek çözüme yönelik bir politika yerine, tehdit, saldırganlık ve öfke dolu bir politika tercihi ile iki ülke ilişkileri içinden çıkılmaz bir hal aldı. Artan tansiyonda Suriye Yönetiminin uçağımızı düşürmesi ile kabul edilemez bir noktaya ulaşan süreç ne yazık ki iyi yönetilemedi ve mevcut duruma ulaştı.
Önümüzdeki dönemde, ince elememiz, sık dokumamız lazım. Bunu yaparken dikkate alacağımız en önemli unsurlardan biri de Türkiye’nin ekonomisi. Eğer bu Türk ekonomisindeki kırılganlıkları doğru okuyamazsak, doğru bir karar alamayız ve Enver Paşa’nın hülyalarına benzer hülyalarla millet kaderi ve geleceğini heba ederiz.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN YAPISI SICAK SAVAŞA ENGEL
- Türkiye ekonomisinde park etmiş devasa boyutlardaki sıcak paranın savaş gibi bir durumda kaçma riski, Türkiye’nin Suriye’ye karşı gerçekdışı ve anlamsız savaş kararını da zorlaştırıyor.
.
- Borsa ve DİBS’e park etmiş sıcak para ile yabancıların Türkiye’deki mevduatının toplam hacmi 110 milyar dolar. Yüklü miktarda sıcak para kaçışının sonuçları; hızlı bir devalüasyon, enflasyonun tırmanışa geçmesi, faiz hadlerinin astronomik yükselişi, döviz borçlu şirketlerin mali durumu bozularak iflası, işsizlikte ani ve hızlı bir artış ve uzun yıllara sari ciddi bir ekonomik kriz olarak ortaya çıkabilir.
- Türkiye’nin 95 milyar dolarlık kısa vadeli dış borcunun 83 milyar doları özel sektöre ait. Orijinal vadesine bakılmaksızın önümüzdeki bir yıl içinde gerçekleştirecek 141.5 milyar dolarlık dış borç servisinin de 119 milyar doları yine özel sektörün.
- Sıcak paranın kaçması durumunda ekonomide türbülansın özellikle yüksek dış borcu dolayısıyla ciddi kur riski bulunan özel sektörü zor durumunda bırakacağı, yaşanacak krizin ağır ekonomik ve sosyal tahribata yol açacağı görülüyor.
- Öte yandan Suriye’ye yapılacak bir saldırının kendisine yapılmış sayılacağını ilan eden Rusya ve İran Türkiye’nin sanayi üretimi ve elektrik üretiminde bağımlı olduğu doğalgazın yüzde 80’ini tedarik ediyor. Suriye’ye yönelik bir savaş durumunda Türkiye, enerjide büyük oranda bağımlı olduğu Rusya ve İran ile doğrudan savaş sınırına gireceği gibi, kaldıramayacağı bir yükü de omuzlar.
- Sıcak paraya dayalı büyüme modeli yanında, enerjide, belli ürün ve ülkelere aşırı bağımlılık da AKP’nin 10 yıla yaklaşan iktidar sürecinde izlediği yanlış politikalardan bir diğerini oluşturuyor.
Bu koşullarda alınacak bir savaş kararı, Türkiye için ekonomik bir yıkım anlamına geliyor.
sicakpara-1-1