Umut Oran bütçe uygulama sonuçlarını değerlendirdi:
 “AKP, tüm vergi artışı ve zamlara karşın ekonomide dikiş tutturamıyor”
 “Hükümet yılın ilk çeyreğinde kucağında üçüz açık buldu”
 ANKARA
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in merkez yönetim bütçe uygulama sonuçlarını açıklamasının ardından ortaya çıkan tabloyu değerlendirdi. Oran, “Hükümet yılın ilk çeyreğinde kucağında üçüz açık buldu. AKP, tüm vergi artışı ve zamlara karşın ekonomide dikiş tutturamıyor” dedi.
Kırılganlıklar görünmeye başladı
Maliye Bakanı Şimşek’in değerlendirmelerinin ardından yazılı açıklama yapan Oran, “2012 yılının ekonomik verileri yayınlandıkça ekonomideki kırılganlıklar daha açık gözükmeye başladı. Ocak-Mart aylarına ilişkin bütçe verileri ile Ocak-Şubat cari açık verileri AKP Hükümeti’nin yaptığı tüm zamlara ve vergi artışlarına rağmen ekonomide bir türlü dikiş tutturamadığını göstermekte” dedi. Oran açıklamasında  şunları kaydetti:
Açık, hükümet öngörüsünün çok üstünde
“Bugün açıklanan bütçe rakamları bütçe açığının hükümetin öngörüsünün çok üstünde gerçekleştiğini gösteriyor. Buna göre:
– Bütçe 2012 yılı Mart ayında 5,5 milyar TL açık verdi
– Bütçe 2012 yılı Mart ayında 2,2 milyar TL faiz dışı açık verdi.
– 2011 yılı Ocak-Mart döneminde bütçe, 4,1 milyar TL açık vermiş iken 2012 yılı Ocak-Mart döneminde 6,4 milyar TL açık verdi.
– 2011 yılı Ocak-Mart döneminde 9,8 milyar TL faiz dışı fazla verilmişti, bu yıl ancak 10,9 milyar TL faiz dışı fazla verilebildi.
Bütçenin arka yüzüne baktığımızda ise
Bu veriler bütçenin görünen yüzü. Bütçenin arka yüzüne baktığımızda ilginç sonuçlar çıkmakta:
-Alınan önlemlere rağmen cari transferler bütçe içinde ağırlığını aynen %47 oranında koruyor. Çünkü SGK açıkları ve belediyelerin açıkları devam ediyor. İktidarın Yerel yönetimlerde ayrımcı ve kayırmacı siyaset anlayışı bütçeyi vuruyor, bütçe açığının artmasına neden oluyor.
– AKP hükümeti altyapı yatırımından vazgeçmiş durumda. Sermaye giderlerinin yani yatırımların bütçe giderleri içindeki payı 2011 yılı Mart ayında %0,4 iken, bu oran %0,3’e geriledi. Daha basit dil ile geçen yıl Mart ayında 1.061 milyon TL’lik yatırım yapılırken, bu yıl sadece 751 bin TL tutarında yatırım yapılmış durumda.
-AKP hükümeti 2012 yılına girerken KDV ve ÖTV oranlarını artırmıştı. Bu politikası da geri tepti.
*  Çünkü Ocak-Mart döneminde ithalattan alınan katma değer vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı geçen yılı %17 iken, bu yıl %16’ya geriledi.
* Ocak-Mart döneminde ÖTV’nin toplam vergi gelirleri içindeki payı geçen yılı %23 iken, bu yıl %21’e geriledi.
* Ocak-Mart döneminde dahilden alınan katma değer vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı ise ancak aynı %12 olarak kalabildi.
Ekonomi küçülüyor vergi toplanamıyor
Türkiye ekonomisi reel anlamda küçüldüğü için vergi toplanamıyor. Türkiye ekonomisi AKP’nin yarattığı dışa bağımlı ekonomi nedeni ile ancak dış ticaret açığı ve cari açık verirse büyüyebiliyor.
Nitekim cari işlemler açığı 2012’nin ilk iki aylık döneminde 2011 yılına göre 1 milyar 915 milyon dolar azalarak 10 milyar 143 milyon dolara geriledi. Bu düşüşün nedeni dış ticaret açığının 1.606 milyon dolar azalarak, 10.681 milyon dolara inmesi oldu. Türkiye’nin ithalatının %75’i de ara malı, yani Türkiye ancak ithalat yaparak üretim yapabiliyor. İthalattan alınan KDV tahsilatın düşmesi Mart ayında ithalattın düşeceğini, bununla birlikte üretimim yani büyümenin azalacağını işaret etmekte.
Üretimi düşen bir ekonomide işsizlik oranının artması doğal bir sonuçtur. Nitekim bugün açıklanan %10,2’lik işsizlik oranı bunun göstergesidir.
En yüksek işsizlik oranı Türkiye’de
Hükümet yılın ilk çeyreğinde kucağında üçüz açık buldu. Bunlardan bir tanesi bütçe açığı, diğeri cari açık, üçüncüsü de yüksek işsizlik oranı. Şu anda OECD ülkeleri içerisinde en yüksek işsizlik oranı Türkiye’de. Bütün dünyanın şu anda birinci gündem maddesi istihdam. Bugün bütün dünya iş ve yeni olanaklar yaratmak için çalışıyor. Ekonomik krizin en somut göstergesi de istihdam oranıdır. Başarılı ekonomi topluma daha çok iş ve daha iyi imkanlar yaratmak zorunda. Daha çok iş yaratırsak, daha güçlü bir sosyal barış, daha yüksek bir sosyal barış da daha kaliteli demokrasi demek. Türkiye’nin aktif demokrasiyle, eşitlikçi bir toplumu kuracak yeni bir ekonomi programına, yeni bir kalkınma hikayesine ihtiyacı var. Sosyal devleti güçlendirmek, girişimciliği desteklemek, teknolojiye ve yenilikçiliğe önem vermek, özgürlüğün ve umudun ülkesi, herkesin Türkiye’sini kurmak için birincil önceliğimiz.”
 

Print Friendly, PDF & Email