CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) nezdinde yaptığı girişimlerin de etkisiyle Komite dün akşam itibariyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a içerisinde çok sert ifadelerin yer aldığı  bir mektup gönderdi.  Süreci özetleyen açıklamamız  ve Başbakan Erdoğan’a gönderilen mektup aşağıdadır.

  • Umut Oran’ın tutuklu gazeteci girişimi ses getirdi
  •  CPJ’den Başbakan Erdoğan’a çok sert mektup var:
  •  “Sekiz gazetecinin hapsedildiğine dair listemiz sicilinizde kara bir leke ve bir utanç kaynağı olarak görülmeli”

 ANKARA
New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) 8 Aralık 2011’de tüm dünyadaki tutuklu gazetecilerle ilgili bir rapor yayımlayarak Türkiye’de sadece 8 gazetecinin tutuklu olduğunu öne sürmesiyle başlayan tartışma dün yeni bir boyuta ulaştı. 70 değil de 8 gazetecinin tutuklu olduğu yönündeki raporun Türk Hükümeti tarafından kullanılması üzerine CPJ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a dün çok sert bir dille mektup yazdı. CPJ mektubunda “Sayın Başbakan, hükümetinizin CPJ’in sekiz gazetecinin mesleklerinden dolayı hapiste oldukları kararına varmış olmasından dolayı herhangi bir şekilde teselli bulması ters olur. Burma’nın gerisinde ve Etiyopya’nın ilerisinde olan bu sayı, Türkiye’yi kesinlikle dünyanın en baskıcı ülkelerinin arasına katıyor ve hükümetinizin demokrasi ile hukukun egemenliğine dair taahhütlerine büyük ölçüde gölge düşürüyor. Sekiz gazetecinin hapsedildiğine dair listemiz sicilinizde kara bir leke ve bir utanç kaynağı olarak görülmeli” denilmesi dikkat çekti.
Baş döndüren trafik
New York Merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 8 Aralık 2011’de tüm dünyadaki tutuklu gazetecilerle ilgili bir rapor yayımladı. Raporda geçen yıldan bu yana hapisteki gazeteci sayısında yüzde 20’lik bir sıçrama kaydedildiği ve en kötü durumdaki ülkenin de 42 tutukluyla İran olduğu belirtildi. CPJ’ye göre Türkiye’den sadece 8 gazeteci hapisteydi.
Adalet Bakanı Ergin raporu hemen kullandı
Bu rapor 9 Aralık’ta Türk basınında haber oldu ve 10 Aralık’ta Adalet bakanı Sadullah Ergin, TBMM Genel Kurulu’nda ‘8 gazeteci’ saptamasını şu şekilde kullandı:
“Bakınız, bu tutuklu gazeteciler meselesi,  Sayın Kılıçdaroğlu’nun da dile getirdiği bir konu ama bakınız, Sayın Kılıçdaroğu ‘70’in üzerinde gazeteci’ dedi ve dünyada en fazla gazeteci tutuklusu bulunan ülke olarak takdim etti Türkiye’yi.
 Ama dünkü Milliyet gazetesinde Gazetecileri Koruma Komitesi’nin bir bülteni yayınlandı. O bültende Türkiye’den 8 gazeteciyi koymuşlar. Bir tarafta 70 gazeteci bir tarafta 8 gazeteci. Milliyet gazetesi diyor ki…  Bunun kaynağını sorduk, nedir?  CPJ şu açıklamayı yapıyor: “Rapor için yapılan araştırma sırasında sadece, listedeki isimlerin gazetecilik faaliyetleri ve tutuklanmaları arasında güvenilir bir bağ kurabildik’ diyor yani ‘Sadece bu 8 kişinin gazetecilik mesleği ile tutuklanma sebebi arasında güvenilir bir bağ kurabildik, onun dışındakileri kuramadık’ diyor.” (http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/Tutanak_B_SD.birlesim_baslangic?P4=21065&P5=H&PAGE1=1&PAGE2=107)
Umut Oran ve Bilgehan New York CPJ merkezinde
CHP heyetinin 11-18 Aralık 2011 arasındaki ABD programının durakları arasında New York’taki CPJ de vardı. 16 Aralık’ta Umut Oran, CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan ile birlikte CPJ’e giderek direktör Joel Simon ve üst yönetim ile görüştü. Oran, CPJ’nin son raporunun Türkiye’de basın üzerinde antidemokratik baskı uygulayan hükümetin daha da hoyratlaşmasına yol açacağı uyarısında bulundu. Oran’ın yerinde inceleme yapmak ve gazetecilerin yargılandığı davaları görmek için duruşmalara katılmaları çağrısını kabul eden Simon ve ekibi, Ocak-Şubat 2012’de Türkiye’ye gelme kararı aldı. CPJ direktörü Simon, Oran’ın tutuklu gazeteci sayısının 70’i aştığı görüşünü yeniden araştıracaklarını söyledi. Oran, Başkanlığını Orhan Erinç’in yaptığı Gazetecilere Özgürlük Platformu ile bağlantı kurulmasını da istedi.
Son tutuklamalar bardağı taşırdı
Ancak bu görüşmeden sadece 4 gün sonra 20 Aralık’ta KCK Soruşturmasıyla bağlantılı olduğu belirtilen bir gözaltı dalgasıyla 40 kadar gazetecinin daha gözaltına alınıp tutuklanması bardağı taşıran son damla oldu. Bunun üzerine CPJ yöneticisi Simon, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sert ifadelerin yer aldığı bir mektup kaleme aldı.
Başbakan Erdoğan’a sert mektup
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Catherine Ashton (AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikasından Sorumlu Yüksek Temsilcisi), Stefan Füle (Avrupa Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Komiseri), Hélène Flautre (Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı), Thomas Hammarberg’e (Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri) de gönderilen “CPJ, gazeteci tutuklamalarını kınadı” başlıklı söz konusu mektupta satırbaşlarıyla şunlar kaydedildi:
Ölümcül zararı kınamak için
– CPJ bu mektubu, medyaya süregelen baskıların Türkiye’ye dünyanın en kötü basın hakları ihlalcilerinden biri olma şöhretini kazandırmasını ve Türkiye demokrasisinin sağlamlaşmasına verdiği ölümcül zararı kınamak için yazıyor.
– Bizi rahatsız eden şey raporumuzun hükümetinizi harekete geçmeye teşvik etmiş olma olasılığı.
Tutuklu 8 gazeteci sicilinizdeki kara bir leke
– Sayın Başbakan, hükümetinizin CPJ’in sekiz gazetecinin mesleklerinden dolayı hapiste oldukları kararına varmış olmasından dolayı herhangi bir şekilde teselli bulması ters olur. Burma’nın gerisinde ve Etiyopya’nın ilerisinde olan bu sayı, Türkiye’yi kesinlikle dünyanın en baskıcı ülkelerinin arasına katıyor ve hükümetinizin demokrasi ile hukukun egemenliğine dair taahhütlerine büyük ölçüde gölge düşürüyor. Sekiz gazetecinin hapsedildiğine dair listemiz sicilinizde kara bir leke ve bir utanç kaynağı olarak görülmeli.
Sizi sicili düzeltmeye teşvik ediyoruz
Sayın Başbakan, sizi bir Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imzacısı olan Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine, özellikle de gazetecilere karşı gizli delillerin kullanılmasını dizginleyerek, saygı göstermesini sağlamanız yönünde teşvik ediyoruz. Hükümetinizin gazetecileri ve profesyonel medya çalışanlarını kanuni esaslar dışında kitle halinde hapsetmeye yönelik sicili, ülkenizin yükselen bir demokratik güç olarak itibarına büyük zarar veriyor. Türkiye’de gazetecilere karşı binlerce ceza davası açılmış olması gerçeği de bu tehlikeyi artırmakta.
Sizi bu sicili düzeltmeye, hükümetinizin çabalarını yasal sürecin şeffaf ve açık şekilde işlemesine adamaya ve Türkiye’de hiçbir gazetecinin muhalif görüşler ifade etmekten dolayı asla hapsedilmeyeceğini güvence altına almaya teşvik ediyoruz.
Hükümet artık adım atsın
KPK toplantıları için 2-3 haftada bir gittiği Avrupa’da ve Sosyalist Enternasyonal toplantılarında tutuklu milletvekili, gazeteci, öğrenci sorununu sürekli gündeme getirdiğini vurgulayan Oran, gelinen son durum için şu değerlendirmeyi yaptı:
“Fransa’daki düşünce ve ifade özgürlüğüne yapılan bu çirkin saldırıyı kınıyoruz, ulusal meselede tek vücuduz. Ancak bu saldırıyı kınarken Türkiye kendi evinde de gazetecileri terörist diye tutuklayarak, tarafsız haberciliği bertaraf etme ayıbından da kurtulmalı. AKP Hükümeti ve kabine üyelerinin AB’nin de eleştirdiği baskıcı tutumlarına artık son verme zamanı geldi de geçiyor bile. Daha önce boş bırakılmış olan alanlarda bundan böyle istedikleri gibi at koşturamayacaklar, CHP olarak artık her yerdeyiz. Karaman’ın da Washington’ın da göbeğindeyiz. Hak ve özgürlükler noktasında hükümet artık adım atmalı, bıçak kemiğe dayandı. Bu alandaki engellerin kaldırılması için TBMM’de atılacak her adımın arkasındayız, katkı vermeye hazırız. İçeride birbirimizi kandırmayalım, kendi ayıbımızı çözelim, hem dışarıda düşünce özgürlüğünü savunup hem de içeride kitaplara bomba diye bakmak doğru değil. Paris’te nasıl fikir ve düşünce özgürlüğünü savunuyorsak, Ankara’da da savunmamız lazım. Bugün Türkiye’de, 8 milletvekili, 120’ye yakın tutuklu gazeteci ve 500 öğrenci tutuklu. Bir tek gazetecinin tutuklu olması, masum bir insanın suçsuz yere bir gününü dahi cezaevinde geçirmesi kabul edilemezken gördüğümüz bu tablo Türkiye’ye yakışmıyor. CPJ yapmış olduğu son açıklama ile hem bu durumu teyit etti, hem de hükümetin bakış açısı farkıyla demokratik dünya arasındaki farkı da gösterdi. Bizim hükümeti sevindiren şey, normalde dünyanın yüzünü kızartıyor.”

Başbakan’a Gönderilen Mektup;

CPJ, GAZETECİ TUTUKLAMALARINI KINADI

22 Aralık 2011
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
Ceyhun Atıf Kansu Caddesi No:122
Balgat
Ankara, Turkey

Faks ile: +90 312 473 64 55
Sayın Başbakan Erdoğan,
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) bu mektubu 29 kadar gazetecinin Salı günkü baskınlarda gözaltına alınmasını olduğu kadar, medyaya süregelen baskıların Türkiye’ye dünyanın en kötü basın hakları ihlalcilerinden biri olma şöhretini kazandırmasını ve Türkiye demokrasisinin sağlamlaşmasına verdiği ölümcül zararı kınamak için yazıyor.
Resmi medyaya göre, polis, İstanbul’dan Diyarbakır’a, Ankara’dan İzmir’e dek uzanan koordine baskınlarla 40 kişiyi tutukladı. Yapılan haberlere bakılırsa, tam sayı net olmasa da, bunların çoğunluğu gazetecilerden oluşuyor. CPJ şu ana dek 29 gazeteciyi isimleri ve mesleki bağlantılarıyla tanımladı ve kalan 11 kişiyi incelemeyi sürdürüyor. Hükümetiniz, operasyonun Kürdistan Topluluklar Birliği’nin (KCK) “basın ve propaganda” kolunu hedef aldığını iddia ediyor ancak bu savı destekleyici bir delil sunmuyor. Yetkili çevreler KCK’nın yasadışı PKK’nın “şehir yapılanması” olduğunu savunuyorlar; bu Türkiye’de geniş çaplı tartışılan bir iddia.
Bizi bundan da çok rahatsız eden şey ise, Türk medyasından bazı kişilerin kısa süre önce yayınlanan bir CPJ raporunun sekiz Türkiye vatandaşı gazetecinin mesleklerinden dolayı hapiste olduğunu doğruladığını öne sürmelerinin hükümetinizi harekete geçmeye teşvik etmiş olma olasılığı. Dünya gazetesinin haberine göre, Adalet Bakanınız 8 Aralık günü meclis kürsüsünde CPJ bulgularını kaynak göstererek açıklamalarda bulundu.
Sayın Başbakan, hükümetinizin CPJ’in sekiz gazetecinin mesleklerinden dolayı hapiste oldukları kararına varmış olmasından dolayı herhangi bir şekilde teselli bulması ters olur. Burma’nın gerisinde ve Etiyopya’nın ilerisinde olan bu sayı, Türkiye’yi kesinlikle dünyanın en baskıcı ülkelerinin arasına katıyor ve hükümetinizin demokrasi ile hukukun egemenliğine dair taahhütlerine büyük ölçüde gölge düşürüyor. Sekiz gazetecinin hapsedildiğine dair listemiz sicilinizde kara bir leke ve bir utanç kaynağı olarak görülmeli.
Bunun da ötesinde, o minimum sayı. CPJ’in araştırmacıları, 1 Aralık itibariyle 64 kişi oldukları tahmin edilen, ülkenizdeki hapsedilmiş gazetecilerin her birine dair hapsedilme nedenlerini belirlemeye yönelik sistematik araştırmalar yaptılar. Sekiz davada iddiaların gazetecilikle ilgisini kesin olarak belirlememiş olmakla beraber, yaygın kanuni prosedür ihlallerinden hapsedilen her gazetecinin içinde bulunduğu durumu kınıyoruz. CPJ’in araştırdığı pek çok davada yargısal süreç şeffaf değildi ve iddialar ispatlanmamıştı.
Araştırmamız sürüyor ve 2012 dahilinde öne çıkan davaları daha yakından incelemek üzere Türkiye’ye bir heyet göndermek niyetindeyiz. Hükümetinizin CPJ heyetiyle işbirliği yaparak kanunların şeffaf uygulanışına bağlılığını göstereceğini umut ediyoruz. Adalet Bakanınıza tutuklamaların çokluğuna dair bilgi istemek için 25 Temmuz 2011 tarihinde gönderdiğimiz mektuba cevap alamadığımızı derin üzüntülerimizle not düşeriz.
Sayın Başbakan, sizi bir Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imzacısı olan Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine, özellikle de gazetecilere karşı gizli delillerin kullanılmasını dizginleyerek, saygı göstermesini sağlamanız yönünde teşvik ediyoruz. Hükümetinizin gazetecileri ve profesyonel medya çalışanlarını kanuni esaslar dışında kitle halinde hapsetmeye yönelik sicili, ülkenizin yükselen bir demokratik güç olarak itibarına büyük zarar veriyor. Türkiye’de gazetecilere karşı binlerce ceza davası açılmış olması gerçeği de bu tehlikeyi artırmakta.
Sizi bu sicili düzeltmeye, hükümetinizin çabalarını yasal sürecin şeffaf ve açık şekilde işlemesine adamaya ve Türkiye’de hiçbir gazetecinin muhalif görüşler ifade etmekten dolayı asla hapsedilmeyeceğini güvence altına almaya teşvik ediyoruz.
Saygılarımla,
Joel Simon
DİREKTÖR
Diğer alıcılar:
Sadullah Ergin, Türkiye Adalet Bakanı
Catherine Ashton, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikasından Sorumlu Yüksek Temsilcisi
Stefan Füle, Avrupa Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Komiseri
Hélène Flautre, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı
Thomas Hammarberg, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri
http://cpj.org/2011/12/cpj-condemns-journalist-arrests-in-turkey.php
 

CPJ condemns journalist arrests in Turkey

December 22, 2011
Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan
Ceyhun Atıf Kansu Caddesi No. 122
Balgat
Ankara, Turkey

Via facsimile: +90 312 473 64 55
Dear Prime Minister Erdoğan,
The Committee to Protect Journalists is writing to condemn the arrests of as many as 29 journalists in raids on Tuesday as well as the ongoing media repression that has earned Turkey a reputation as one of the world’s worst press freedom violators and done grave damage to the consolidation of Turkish democracy.
In coordinated raids that stretched from Istanbul to Diyarbakir, and from Ankara to Izmir, police detained 40 individuals, according to state-run media. News reports said many are journalists, although the precise number is not clear. So far, CPJ has been able to identify 29 journalists by name and affiliation, and it continues to examine 11 others. Your government claims that the operation targets “the press and propaganda” arm of the Union of Kurdistan Communities (KCK), but it provides no evidence supporting this assertion. Authorities maintain that the KCK is the “urban wing” of the banned Kurdistan Workers Party, a claim that has been widely disputed.
We are even more deeply troubled by this course of action because some in the Turkish media have alleged that a recent CPJ report confirming that eight Turkish journalist have been jailed for their work may have emboldened your government to take action. Indeed, your justice minister cited CPJ’s finding in remarks before Parliament on December 8, the newspaper Dünya reported.
Mr. Prime Minister, it would be perverse for your government to take any solace whatsoever from CPJ’s conclusion that eight journalists are in jail because of their work. This number–just behind Burma and ahead of Ethiopia–places Turkey firmly in the company of some of the world’s most repressive countries and deeply compromises your government’s commitments to democracy and the rule of the law. Our list of eight journalists jailed should be seen as a black mark on your record and a source of shame.
Moreover, it is a minimum. CPJ’s researchers systematically investigated every one of the estimated 64 journalists in jail in your country on December 1 to determine the reason for their incarceration. While we were able to confirm in eight cases that the charges were related to journalism, we condemn the jailing of every single journalist in Turkey because of pervasive due process violations. In many instances investigated by CPJ, the judicial process itself has been opaque and the charges unsubstantiated.
Our research is ongoing, and we intend to send a delegation to Turkey in 2012 to further review the outstanding cases. We hope that your government will demonstrate its commitment to the transparent application of the law by cooperating with the CPJ delegation. We note with grave concern that we never received a response to our July 25 letter sent to your justice minister and requesting information about the spate of arrests.
Mr. Prime Minister, we urge you to ensure that as a member of the Council of Europe and a signatory to the European Convention on Human Rights, Turkey respect its international obligations, in particular by curbing the use of secret evidence against journalists. Your government’s record of what amounts to mass incarceration of journalists and media professionals without due process is doing grave damage to your country’s reputation as an emerging democratic power. The threat is compounded by the fact that thousands of criminal cases have been opened against journalists across Turkey.
We urge you to amend this record, to commit your government to a transparent and open legal process, and to ensure that no journalists in Turkey are ever jailed for the expression of dissenting ideas.
Sincerely,
Joel Simon
Executive Director
CC
Sadullah Ergin, Turkish Minister of Justice
Catherine Ashton, High Representative of the European Union for Foreign Affairs and Security Policy
Stefan Füle, European Union Commissioner for Enlargement and Neighborhood Policy
Hélène Flautre, Chair of the European Parliament EU-Turkey delegation
Thomas Hammarberg, Commissioner for Human Rights of the Council of Europe

Print Friendly, PDF & Email