Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, gençleri tehdit gibi algılayan bir siyasi iktidarla karşı karşıya olduklarını belirterek “Gençlerimiz bizim fırsat penceremiz ve geleceğimizdir” belirtti.
Oran, Gençlik Kolları Genel Başkanlığı tarafından başlatılan ”Yerelde İktidarı Gençlik Kuracak” kampanyasının tanıtım toplantısına katıldı. Genel merkez bahçesinde kampanya süresince Türkiye’yi dolaşacak mobil araçların önünde açıklamalarda bulunan Oran, gençlik kollarının sayısını en az iki, üç katına çıkarmak gibi bir iddialarının olduğunu anımsattı.
Yerel seçimlere yönelik çalışmalardan söz eden Oran, şunları kaydetti:
”Önümüzde yerel seçimler var, bu konuda yerel iktidarın gençlerin örgütlenmesinden, gençlerin katılım süreçlerinde yer almasından geçtiğine inanıyoruz. Bu anlamda gençlerimiz tabii ki bizim fırsat penceremiz, geleceğimiz ama bugün baktığınızda karşımızda gençlerimizi bir tehdit gibi algılayan bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız. Onların konuşmasına izin vermiyor. Onların üniversitelerde çalışmalarına izin vermiyor. Üniversitelerde örgütlenmelerine izin vermiyor. Onlara fırsat eşitliği sağlamıyor, protesto yapmasına izin vermiyor. Yani öyle bir siyasi iktidar var ki ‘onlar konuşmayacak onlar duymayacak, onlar görmeyecek’ o şekilde tanımlamak istiyor. Tamamen kendisine bağımlı bir gençlik oluşturmak istiyor. Önümüzdeki süreçte internete bile bir sınırlama getirilecek. CHP olarak biz gençlerimizi önemsiyoruz. Onları geleceğimiz olarak, cumhuriyetimizin teminatı olarak görüyoruz.”
Oran, eylül ayından itibaren ”parti okulunun” açılacağını ve yeni üye çalışmaları ile partide bir gençleşme sürecinin de başlatılacağını belirtti.
Konuşmasının ardından bir gazetecinin, Ankara il örgütünde yeni üyeliklerin engellendiği yönünde iddialar bulunduğuna işaret etmesi üzerine Oran, ”İddiaları çok fazla dikkate almamak lazım, partimizde üyelik süreci bellidir. Üç aylık bir süreç işlemektedir. Genel merkeze ve il örgütlerimize başvurabiliyorlar. Bu konuda polemik yaratılıyor olarak değerlendiriyorum herhangi bir engelleme yok” dedi.
Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız da gençlerin aktif siyasete katılımının artması ve toplumsal farkındalığın yaratılması için 5 mobil aracın tüm Türkiye’de gençlerle buluşacağını, yeni üye kayıtları yapılacağını söyledi.
Mobil araçların öncelikli olarak 16 büyükşehire giderek çalışmalarda bulunacağını ifade eden Yıldız, ”Bu araçlar gündüzleri şehir merkezlerinde konumlanarak üye kaydı yapıp parti politikalarını yurttaşlarımıza aktaracak, geceleri ise köy kahvehaneleri önünde konumlanarak ramazan ayı nedeniyle Hacivat-Karagöz oyununun sinematik gösterimini yapacak” dedi.
Tanıtım toplantısına Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve İzzet Çetin de katıldı.
Öncelikle partinizin gençleri geleceğimiz olarak onore edip destekleme kararı -gecikmeli de olsa- son derece yerinde bir karar oldu. Bunun için müteşekkiriz.
Seçim öncesi dönemde bağlı bulunduğumuz ilçe örgütü tüm uyarılarımıza karşın gençleri kazanma ve örgütleme yönünde bir çalışma içerisine girmedi.
Burada parti ismi zikretmek doğru mudur bilemiyorum ancak bazı gerçeklerin bilinmesi alınacak aksiyonlar açısından yararlı olacaktır kanısındayım.
MHP Gençlik Kolları bünyesinde yer alan çoğu üniversite öğrencisi bazı genç arkadaşlar semtimiz ve çevresinde bulunan gençleri toparlayıp, üye olarak kaydettiler ve seçim öncesinde aktif görevler vererek desteklediler. Partinize ait oyların çoğu bu nedenle oraya kaymış oldu çünkü çocuklar CHP ilçe örgütüne başvurduklarında gerekli ilgi ve alakayı göremediklerini ifade ediyorlar. Bu gençler hala da çocuklarımıza okul sorunları, iş bulma vb. konularda destek vermeyi sürdürüyorlar.
Gençlerimizin aktif siyaset içine çekilmesi için, açılacak olan CHP Parti Okulu’nun çok büyük katkısı olacağına inanıyorum. Herkesin herkes için yapabileceği bir şeyler olduğu inancıyla, okulunuzda “Bankacılık-Finans ve İletişim” konularında gönüllü olarak ders vermek isterim. Bu konuda partiniz nezdinde gerekli girişimlerde bulunacağım ancak bu talebimi burada da dile getirmek istedim.
Sizlerin özverili çalışmalarınıza bizler de küçük de olsa bir destek sağlayabiliriz umarım.
Hürmet ve saygılarımla,
Gençleri eğitecek düzgün bir sistem, iyi ve donanımlı okullar olmadıktan sonra gençlerden verim alamayız.
Zaten genç olmanın yasak olduğu bir dönemde öğrenciler eğitilmiyor, belli bir sisteme uygun tek tip olarak yetiştiriliyor.
PERYÖN Derneği’nin bir araştırmasına göre, üniversite öğrencileri ve mezunlarının yarısından çoğu istemedikleri bir bölümde okuduklarını, istediği bölümde okuyanların da yarıya yakını okuduğu dalda çalışmayacağını belirtmiş.
ERG’ye (Eğitimde Reform Girişimi) göre eğitim sistemimizin en önemli sorunu “mesleki ve teknik orta öğretimin şu anki yapısıyla sektörün talep ettiği yetkinlikleri kazandıramadığı ve işsizlik/mesleksizlik sorununun çözümüne katkıda bulunmadığı”
Meslek liseleri meslek eğitimi vermekten çok, yüksek öğrenim beklentisi olmayan düşük gelirli gençlere hitap eden eğitim kurumları haline geldi.
Örneğin, OECD verilerine göre, Türkiye’de 15-19 yaş grubundaki gençlerin yarısı orta öğretime devam edebiliyor. OECD ortalaması ise %80’in üzerinde. Bu vahim tablo Türkiye’de genç işsizliğin yetişkin işsizliğinin iki katı olmasını ve uzun yıllardır böyle devam etmesini de izah ediyor.
Son yirmi yılda üniversitelerimizin sayısı 25 dolaylarından 150’nin üstüne çıktı. Ancak, daha hiçbir üniversitemiz dünyanın en başarılıları arasına giremedi. Örneğin Webometrics sıralamasında ODTÜ 499. olarak ilk 500’e girdi ve Türkiye 45 ülke arasında son sırada bulunuyor. HEEACT sıralamasında hiçbir Türk üniversitesi ilk 500’e giremedi.
65 ülkede yarım milyon öğrencinin okuma anlama, matematik ve fen bilim alanlarındaki bilgi düzeylerini belli aralıklarla ölçen PISA Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nda öğrencilerimiz kendi kategorimizdeki 35 OECD ülkesi arasında matematik ve fen bilimde sondan ikinci, okuma anlamada ise sondan üçüncü oldu.
15-64 yaş arasındaki nüfusun ortalama eğitim süresinin 6.9 yıl olduğu tahmin edilen ülkemizde öğrenci başında ilköğretimde 1.130 dolar, orta öğretimde 1.983 dolar harcanıyor; OECD ortalamaları ise bunların yaklaşık beş katı.
Eğitim sistemi etkisi uzun yıllar devam edecek ve verimli öğrenci yetiştirecek bir hale gelmediği sürece okullarımızda ezberci, okuldan ve sınavdan nefret eden, kitap okumayan, öğrenmek istemeyen öğrenciler yetiştecek. Öğrenciler çarpık sistem yüzünden küçük yaşlarda geleceği için karar vermeye zorlanıyorlar. Böylece istemediği işleri yapan bireyler yetişecek. Çalışmaya aç verimli nesiller yerine, karın tokluğuna çalışan mutsuz insanlar elde edeceğiz.
Kaynak; Cem Kozlu, “Avrupa’ya Hayır Diyebilen Türkiye” sf. 175-180