Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, yazılı açıklamasında, Merkez Bankasının enflasyon beklentisiyle ilgili raporuna dikkati çekti. Oran, şunları kaydetti:
Bugün açıklanan Enflasyon Raporu AKP iktidarı içinde ince uyarılar bulunmakta. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın her şeyden önce küresel krizin hala devam ettiğini kabul etmekte. TCMB açikca şöyle ifade ediyor:
“Küresel ekonomiye ilişkin aşağı yönlü riskler.. halen önemini korumaktadır. Birçok gelişmiş ülkede kredi, gayrimenkul ve emek piyasalarındaki sorunlar henüz tam anlamıyla çözülmemiştir. Ayrıca borç dinamiklerinin sürdürülebilirliği ve olası mali konsolidasyonun etkilerine yönelik belirsizlikler sürmektedir. Öte yandan, petrol fiyatlarındaki hızlı artışlar da küresel büyümeyi yavaşlatma potansiyeli taşımaktadır. Bütün bu unsurlar, küresel ekonominin toparlanma hızına ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır”.
Bu ifadeler ekonomide büyüme sarhoşluğuna düşen hükümet için açık bir uyarıdır. Enflasyon raporunda Türkiye’de enflasyon oranının yukarı doğru eğilim gösterme riskinin devam ettiği saptamasında bulunulmaktadır. TCMB, bu durumu “Enflasyonun, %70 olasılıkla, 2011 yılı sonunda %5,6 ile %8,2 aralığında, 2012 yılı sonunda ise %3,4 ile %7,0 aralığında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir” şeklinde açıklamaktadır.
Ücretler üzerinde sürekli baskı kuran AKP iktidarı, halkın enflasyonu olarak adlandırdığımız gıda malları enflasyonunu görmezlikten gelmektedir. TCMB dahi gıda malları enflasyonunun 2011 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yükseleceğini beklemektedir. Bu durum halkın yine enflasyon karşısında ezileceğini ortaya koymaktadır.
TCMB açıkladığı raporda fiyat istikrarı ve finansal istikrar birlikte sağlamaya çalışacağını söylüyor. Fakat bu istikrarın bedeli kime ödetilecek bunun yanıtı yok. Alsında, yanıt belli; ücretliler ve KOBİ’ler. Kemerler sıkılacak; ücretler düşürülecek; bankacılık sektörüne ‘kredi verme’ denilecek; ilk kredi kanalı kesilecek olanlar da esnaf ve küçük işletmeler olacak. Nitekim, gelişmeler hızla bu yönde gidildigini göstermektedir.
TCMB yayınladığı raporda, hükümetin aksine ihracatın patlamadığını söylemektedir. Raporda aynen şöyle denilmekte: “Üçüncü çeyrekte olduğu gibi son çeyrekte de yıllık büyümeye en yüksek katkıyı gerek tüketim gerekse yatırım kaynaklı olmak üzere özel kesim talebi yapmıştır. İhracattaki artışa rağmen ithal mallar talebindeki ivmelenmeye bağlı olarak net dış talep yıllık büyümeye olumsuz katkı yapmıştır. Özetle, yakın dönemde açıklanan veriler dış ticaret dengesindeki bozulmanın 2011 yılının ilk çeyreğinde de sürdüğüne işaret etmektedir. İhracattaki toparlanmaya rağmen ithal mal talebindeki ivmelenme neticesinde net dış talebin yıllık büyümeye olumsuz katkısı devam etmektedir. Nitekim, son dönemde cari dengedeki bozulma eğilimi sürmektedir. Bu görünüm, iç ve dış talebin toparlanma hızlarındaki ayrışmanın ilk çeyrek itibarıyla finansal istikrar ve sürdürülebilir büyüme konusundaki riskleri canlı tuttuğuna işaret etmektedir. Dolayısıyla, dış talep koşulları zayıf seyrederken yurt içi talebin kontrol altında tutulması, dış ticaret açığı ve cari açığın istikrar kazanması açısından da önemini korumaktadır.”
Bunları ne CHP ne de köşe yazarları söylüyor. Bu ifadeler Türkiye Cumhuryeti Merkez Bankası’nın resmi açıklamasında yer alıyor. Ana muhalefet partisi olarak, hükümeti, sanal ve hayal projelerin peşinde koşmayı bırakıp, Türkiye’nin ve halkın gerçek gündemini ve önceliklerini ele almaya, bunlara çözüm üretmeye davet ediyoruz.
Saygılarımla,
Umut Oran
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Baskan Yardımcısı

Print Friendly, PDF & Email