AKP’NİN GÖZLERİ BAĞLI

AKP’nin Ekonomiden Sorumlu Bakanı Ali Babacan, AKP iktidarında yoksulluğun azaldığını söyledi. Sayın Bakan ne yazık ki gerçekleri söylemiyor:

  • Başbakanlık’ın verdiği rakamlara göre yoksulluk oranı, 2002 yılında %14,7’den 2010’da %18’lerin üzerine çıkmıştır. Son verilere göre, kayıtdışı hariç, 12 milyon 751 bin kişi yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Yoksulluk artmaktadır, buna ilişkin güvenilir bir yoksulluk envanteri çıkarılmamıştır.
  • Benzer şekilde, yeşil kart sahibi vatandaşlarımızın sayısı 2004’de 6 milyon 852 bin kişi iken 2010’da 9 milyon 323 bin kişiye çıkmıştır. Yani, AKP iktidarında yeşil kartlı vatandaşlarımızın sayısı 2 milyon 471 bin kişi artmıştır.
  • Öte yandan, vatandaşın borcu 2002 yılında 3.4 milyar lira iken 2010 yılında 50 kat artarak 146 milyar liraya çıkmıştır.

22 Nisan tarihinde The Economist Dergisi dünyada gelir eşitsizliği olan ülkeleri sıralayan bir grafik yayınlandı. Bu grafiği TÜİK’in verilerini kullanarak geliştirdiğimizde, Türkiye’nin 2005-2009 döneminde dünyada gelir eşitsizliği en yüksek olan ülkeler sıralamasında en yukarılarda yer aldığı ortada.
Grafikte rahatça görülüyor ki gelir eşitsizliği en yüksek olan ülke Latin Amerika ülkesi olan Kolombiya’dır. Bu ülkenin gelir eşitsizliği katsayısı 58. Benzer ölçümle, Türkiye’nin katsayısı 41.5’dir. Ülkemizdeki gelir eşitsizliği Katar, Fas, Hindistan, Pakistan, Mısır gibi ülkelerden bile çok daha vahim bir hal almıştır.
2003’den itibaren yoksul halkı bir çuval kömür, bir file erzak ile kandıran, yoksullukla mücadele ediyoruz diyen AKP’nin ülkeyi getirdiği nokta budur. Cumhuriyet Halk Partisi sürekli olarak yardım programı ile yoksulluk programının farklı olduğunu anlatmaya çalıştı. Unutulmamalıdır ki, yoksulluk ancak yoksullukla mücadele programı ile olur.
CHP’nin Aile Sigortası Sistemi bir yardım programı uygulaması değil, yoksullukla mücadele programıdır. Halk bu sistemle yoksulluğunun ortadan kalkacağını fark ettiği için CHP’ye yöneldi. Ali Babacan’ın anlamak istemediği, saklamaya çalıştığı olgu tam da budur.
Aslına bakarsanız Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AKP Hükümeti’nin işsizliği çözemeyeceğini açıkça itiraf etti. 22 Nisan’da, Forum İstanbul 2011’in açılışında konuşan Babacan, %11,9’a tırmanan işsizlik oranını azaltmanın tek yolunun çalışma saatlerini kısmak olduğunu kendisi söyledi.
Açıkça görüyoruz ki AKP çözüm önermiyor; halkı uyutuyor. 8,5 yıllık performansı geleceğin aynasıdır. Bu zihniyetle AKP Hükümeti’nin ülkemizi sürüklediği durum şudur:

  • Milli gelirde dünyanın 17.’si en büyük ekonomisi iken kişi başına gelirde 80. sıradayız.
  • Büyüme ve kalkınma yarışında Türkiye diğer ülkelerin gerisine düşmüş,
  • İşsizlik artmış ve yoksulluk derinleşmiş,
  • İthalata ve dış kaynaklara bağımlı, kırılgan bir ekonomi yaratılmıştır.

CHP iktidarı ise ithalat yerine üretim odaklı, halkla üreten, hakça paylaşan, insana değer veren, çevreyi dikkate alan, hızlı, nitelikli ve sürdürülebilir bir büyüme ortamı sağlayacaktır. CHP olarak biz:
Nitelikli, kalıcı ve yüksek büyüme ile Türkiye’yi dünya ekonomi liginin üst sıralarına taşımayı,

  • İşsizliği hızla azaltmayı, düzgün ve nitelikli istihdam yaratılmasını kolaylaştırmayı, başta kadınlar ve gençler olmak üzere toplumun geniş kesimlerinin üretim süreçlerine katılımını sağlamayı,
  • Yoksulluğu yönetmeyi değil, yoksulluğu bitirmeyi,
  • Toplumsal gelişme ve dayanışmayı güçlendirmeyi,
  • Bölgesel gelir ve gelişmişlik farklarını azaltmayı,
  • Gelir dağılımındaki adaletsizliği gidermeyi amaçlıyoruz.

Özgürlüğün ve umudun Türkiye’sinde herkes rahat bir nefes alacak.
Saygılarımla,
Umut Oran
Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkan Yardımcısı

Print Friendly, PDF & Email