Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Anayasa’sı, 7 Nisan 1948 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle her yıl 7 Nisan “Dünya Sağlık Günü”, bugünü takip eden hafta da “Dünya Sağlık Haftası” olarak kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, 9 Haziran 1949 tarih ve 5062 sayılı Kanunla Dünya Sağlık Örgütü Anayasası’nı onaylayarak Dünya Sağlık Örgütü’ne resmen üye olmuştur.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl halk sağlığı ile ilgili bir konu seçilerek, bu konu çerçevesinde tüm dünyada çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, antibiyotik direncinin artık küresel bir tehdit oluşturduğu gerekçesiyle, bu yıl ‘7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nde, ‘Antibiyotik Direncini’ ana tema olarak belirlemiştir.
Sağlık bireyler için önemli olduğu kadar toplumlar için de önemlidir. Halk sağlığı düzeyinin geliştirilmesi için halkın sağlık konusunda aydınlatılması ve aktif işbirliğinin sağlanması büyük önem taşımaktadır. Hükümetler kendi halklarının sağlığından sorumludur ve bunu korumak, geliştirmek için yeterli sağlık ve sosyal önlemleri almakla yükümlüdür.
Sağlıklı bir toplum, sağlıklı bireyleri ile mümkündür. Ulu Önder Atatürk’ün de söylediği gibi “ Kendine devrimin ve devrimciliğin çeşitli ve yaşamsal görevler verdiği Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı her zaman üzerinde dikkatle durulacak ulusal sorunumuzdur. Çünkü Cumhuriyet, düşünsel, bilimsel ve bedensel bakımlardan güçlü ve yüksek düzeyli koruyucular ister.”
Türkiye’de sağlık sisteminin adil çalışması gerektiğine, doğru ve adil düzenin ancak sistem için çalışan ve mücadele edenler tarafından düzeltilebileceğine olan inancım ile 7 Nisan Dünya Sağlık Gününüzü kutlarım.
Saygılarımla,
Umut Oran
DEĞERLİ UMUT ORAN SİZİNDE KUTLU OLSUN
Sağlığımızı tehdit eden unsurların başında, sağlık hizmetlerine erişimin giderek zorlaşması, bütün Dünya’da sosyal devlet ilkesinden uzaklaşılması ve sağlığın hak olmaktan çıkarılması gayretleri gelmektedir. Ülkemiz de de AKP iktidarı sağlığa özelleştirme penceresinden bakmış, sağlık hizmetlerinin piyasa koşullarına bir tüketim malzemesi gibi sunulmasına sebep olmuştur. Böyle bir yaklaşım insan sağlığı ve insanlık için sürdürülemez bir durumdur. Milyarlarca dolarlık savaş yatırımları devam ederken, insan sağlığından çalınması 21. Yüzyıl da geldiğimiz uygarlık düzeyi ve insanlık onuruyla bağdaşmamaktadır. Bir eczacı olarak bu yıl belirlenen temanın antibiyotik direnci olmasını doğru bulmakla beraber, bir insan hakkı olan sağlıklı yaşam hakkının bütün sağlık hizmetlerini planlayan ve yönetenlerce unutulmamasını dilerim. Türkiye’ de Dünya Sağlık Örgütü desteğiyle yürütülen Sağlıklı Kentler Birliği’nin çalışmalarını ülkemizin sağlıklı topluma ulaşmasında bir kilometre taşı olarak görüyor ve yararlı buluyorum. Yaklaşık 7 sene önce Antalya Kent Konseyi’nde Derneğimiz öncülüğünde kararlaştırdığımız Antalya Sağlıklı Kent Projesinin hayata geçirilmesini konuyla ilgili kurumlara tekrar hatırlatmak isterim.SEVGİ,SAYGI VE SELAMLARIMLA.
HASTA VE HASTA YAKINI HAKLARI DERNEĞİ GENEL BAŞKANI
CHP ANTALYA MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI
İNSAN HAKLARI KURULU ÜYESİ
HASTA HAKLARI KURULU ÜYESİ
ECZ-OPT.NURİ ÖZKUL