Hükümet cari açık rakamlarını bugün açıkladı.

  • Cari açık, ülkenin ihraç ettiği mal ve hizmetlerden elde ettiği gelirin, ülkenin yurt dışından ithal ettiği mal ve hizmetlere yaptığı ödemelerden az olması demektir.
  • Peki, cari açık son sekiz senede nereden nereye getirildi? AKP hükümeti başa geldiğinden bu yana cari açık 81 katına çıktı!
  • 2002’de 0,6 milyar dolar olan cari açık, 2010’da 48,6 milyar dolara çıktı.
  • Durumun vehametini daha iyi anlamak icin AKP hükümetinden önceki 80 yılımıza ve AKP hükümeti dönemindeki tabloya bir bakalım:
  • 1923 ile 2002 arasında 57 milyar dolar olan cari açık son 8 yılda  206.6 milyar dolar.
  • Cari açıktakı bu kötü gidişin bir yansıması da dış ticaret dengesinde görülüyor. Hükümet, ihracatta patlama yaptık diyor. Peki, ihracatın 3 kat arttığını söylerken ithalatın 4 kat arttığından neden bahsetmiyor?
  • 2002’de Türkiye 15 milyar dolar dış ticaret açığı verirken, 2010’da 71 milyar dolar açık verdi. Yani, dış  ticaret açığımız neredeyse 5 kat arttı.
  • Öte yandan, 80 yılda toplam  246 milyar dolar olan dış ticaret açığı son 8 yılda 380 milyar dolara çıktı.
  • Hükümet, defalarca milli gelirde dünya 17.si olduğumuzu vurguluyor. Peki doğru mu? Yanıltıcı!
  • Evet “toplam” milli gelirde dünyada 17. sıradayız, ama zaten dunyadaki en büyük 17. nüfusa  sahip ülke de biziz. Yani, dünya ortalaması kadar kişi başına gelişmişliğimiz olsa, zaten toplam  milli gelirde olmamız gereken yer burası.
  • Öte yandan, 1999 yılında kurulan G20’nin ilk üyelerinden olan ülkemiz o yıllarda bile 16. sıradaydı. Hatta biraz daha geriye gidersek, 1987 yılında Türkiye dünyadaki 14. en büyük ekonomiydi.
  • Durum böyleyken, bizim gerçek gelişmişliğimizi gösterecek kriter nedir? Kişi başına gelişmişlikteki dünyadaki sıramızdır. Peki kaçıncı sıradayız?  79!
  • Peki hükümet bunu hiç dile getirdi mi? Hayır!
  • Bütün bunlar ne demek: Halkımızın 8 yıllık çalışmasının çok ciddi bir kısmıyla ülkemizde  iş – aş yaratmak yerine başka ülkelerin refahları arttırıldı demek.
  • Bütün bunlar ne demek: Ülkemizde üretmek, ülkemizin sanayisini geliştirmek, ülkemizin işçisine istihdam sağlamak yerine, başka ülkelerde üretilen malı ülkemize getirip ülkemizin çiftçisinin, sanayicisinin, zanaatkarınn, emekçisinin hakkını  hiçe saymak demek.
  • Bütün bunlar ne demek: Üretip tüketeceğimiz yere dışardan alıp tüketiyoruz demek.
  • Peki ne yapmalıyız? Al-sat mantığından çıkıp, yap-sat merkezli bir ekonomi kurgulamalıyız. Rantiye yerine şantiyeler tesis etmeliyiz. Ancak üreten bir ülke mutlu birey ve mutlu toplum yolunda adımlar atabilir.

Umut Oran,
Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkan Yardımcısı

Print Friendly, PDF & Email