-TÜRKİYE NÜFUSUNUN %9,1’İ AÇLIK SINIRININ, %63,3’Ü DE AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA BİR GELİR ELDE EDİYOR.
-YAKLAŞIK 6,6 MİLYON KİŞİNİN YAŞADIĞI 1,9 MİLYON AİLENİN HARCANABİLİR GELİRİ TÜRK-İŞ’İN HESAPLADIĞI AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALIYOR.
-YAKLAŞIK 46 MİLYON KİŞİNİN YAŞADIĞI 12,5 MİLYON AİLENİN GELİRİ İSE YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA BULUNUYOR.
Başbakan Başdanışmanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 1 doların altında geçinen vatandaşin olmadiginin ve 2,15 dolar günlük geliri olan da cok az vatandasimiz oldugunun altini gunlerdir cizmektedir. Oysaki bu rakamlar, Dunya Bankasi’nin , en yoksul Afrika ulkeleri basta olmak uzere, Dunya’daki az gelismis ulkelerin gelismelerini takip etmek icin belirledigi sinirlardir.
Sayin Celik ve sayin Babacan’in bahsettikleri 1 dolar ve 2.15 dolar aylik 45 TL ve 97 TL’ye tekabul etmektedir. “Ulkede bu rakamlarin altinda gelire sahip cok vatandasimiz yok” diyerek boburlenmek ancak ve ancak milleti kandirmak olur. Vatandas, bu zafer cigliklari attiklari rakamlarla gunde sadece 3 simit ancak yiyebilir.
YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA EZİLENLER
TÜRK-İŞ’İN hesapladigi bir aile icin aclik siniri olan 839 TL baz alinarak yapilan hesaba gore Turkiye’de 1,92 milyon aile, yani 6.6 milyon kisi (nufusun %9,1’i) aclik sinirinin altina yasamaktadir.
Yine, TÜRK-İŞ’İN belirledigi bir aile icin yoksulluk siniri olan 2.734 TL baz alinarak yapilan hesaba gore Turkiye’de 46 milyon kisi, nufusun %63,3’u, yoksulluk sinirinin altina yasamaktadir.
Ote yandan, 6,7 milyon aile, yani 26,7 milyon kisi (nufusun %36,7’si), milli gelirin %62,6’sini alarak aile basina 5 bin TL kazanmaktadir.
BASBAKANLIK TURKIYE ISTATISTIK KURUMU’NUN (TÜİK) AÇLIK VE YOKSULLUK HESABINDAKI CARPIKLIK
TÜİK, 2010 yılı aclik ve yoksulluk sinirlari rakamlarında, dört kişilik bir ailenin ayda 308 lira harcamayla beslenebileceğini ve 896 liralık harcamayla da beslenme de dâhil eğitim, sağlık, giyim, barınma, ısınma ve diğer tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceğini varsaymakta.
TÜİK’in Aralık 2010 enflasyonunu kendi rakamlarina gore hesaplarken dahi kullandigi konut kirasının 488 lira olduğunu dikkate alırsak, acikladiklari hem aclik hem de yoksulluk sınırının nasıl gercek disi rakamlar olduğu ortadadir.
Bu rakamlarla dahi goruluyor ki, Türkiye’de 339 bin kişi aclik, 12 milyon 751 bin kişi de yoksulluk sınırının altinda yasamaktadir.
VATANDAS BORC BATAGINDA
AKP donemi Cumhuriyet tarihine borclanma donemi olarak gececektir. AKP’nin basari diye sundugu 8 yillik ekonomi programinin sonuncunda, 2002 yilinda vatandasin toplam 3.4 milyar lira olan borcu 50 kat artarak 2010 yilinda 146 milyar liraya tirmandi.
Bu su demek: AKP hukumete gelmeden once her 100 liralik harcamasinin 3,4 lirasini borcla yaparken 2010 yilinda her 100 liralik harcamasinin tam 46 lirasini borcla yapar hale gelmistir.
HUKUMETIN AMACI YOKSULLUGU COZMEK DEGIL, OY HIRSIZLIGIDIR
Hukumet yoksullugu ic siyasetin bir araci haline getirmistir. Sosyal yardimlari siyasi propagandaya donusturmus, sadaka kulturu olusturmustur:
o Komur yardimi, gida yardimi, iftar cadirlari, giyecek yardimlariyla yoksullukla mucadeleyi populist bir anlayisa oturtulmustur.
o Hukumet, bu yardimlari lutuf olarak gostermis, sosyal devlette vatandasin hakki oldugu gercegini hasiralti etmistir.
o Yapilan yardimlar gelecege donuk bir umut saglamak yerine yalnizca gelecek yardima kadar ayakta kalma imkani vermektedir.
Yoksulluk sorun degil sonuctur. Yoksullugun nedeni gelir dagilimindaki esitsizliktir. Yapilan arastirmalara gore aile yardimlarinin yasamlarini rahatlatmadigini belirtenlerin orani %61’dir. Gelir dagilimi adaletsizligi, vergi politikalari ve bolusum iliskilerine mudehale ile duzeltilebilir.
Sosyal devlette amac yoksullugun yonetilmesi degil yok edilmesi olmalidir. Sadaka anlayisina dayali sosyal yardim dagitimi yapan devlet anlayisi yerine, hak temelli olarak vatandasina gelir transferi yapan sosyal devlet anlayisinin getirilmesi temel hedef olmalidir. Ancak bu sartlar altinda daha mutlu birey, daha mutlu toplum, daha mutlu Turkiye hayalimize ulasabiliriz.
Sasyın Genel Başkan yardımcımı üç yıldırı takip ediyorum. Çok faal birisi. Ne yaptığını iyi bilen, sosyal demokrat bir şiayset benimsemesinin yanında iş adamı olması seçmene istihdam yaratma açısından güven vermektedir. İşsiz ve gençler olaya ekonomik çözümler bağlamında bakmaya özen gösteriyorlar. Bu özelliğini daha öne çıkarırısa çok iyi olur diye düşünüyorum. Saygılar sunuyorum.
Umut bey merhaba,
Yolsuzlukları ve işsizliği her gün dile getırmelisiniz. Akp’yi hergün bombardımana tutmalısınız. Bıkmadan usanmadan. Ta ki onlar pes edinceye kadar.
Sevgiler ve saygılar
Sayın Ali Yıldırım iş dünyasından geliyor olmak kimilerine göre suç !..
İş dünyasından gelip aynı zamanda sosyal demokrat olunamaz diye bir algı var ..
Geçtiğimiz haftalarda Genç Bakış programında Sayın Süheyl Batum konuktu ve ısrarla ayrı ayrı zamanlarda iki kez konu döndü dolaştı ima yoluyla da olsa Sayın Umut Oran’a getirildi.
Yarım yamalak bilgileriyle ya da birilerinin doldurmasıyla oraya gelmiş bir grup, Sayın Oran’ın farklı bir bölgede istihdam yaratarak fark yaratmış ya da farkındalığın artmasını sağlamış bir iş adamı kimliğini değerlendirmek yerine, CHP içinde böyle birinin olmaması gerektiğini savunuyor ve işçi haklarını böyle birisinin nasıl savunabileceğini sorguluyorlardı. Hatta bir yandan siyaset yaparken diğer yandan hala işinin başındaymış gibi de bir iddiaları vardı..
Birilerini suçlarken bir parça hakkında araştırma yapmak gerekir ki birincisi izlediğimiz kadarıyla Sayın Oran siyasete girerken işini profesyonellere devretmiş, ikincisi ise hemen hemen tüm söylemlerinde sosyal devletten, yerinde iş, aş ve bu sayede sağlanacak barıştan söz ediyor. Ama çamur at izi kalsın mantığı ile yol almak en iyi bilinen şey bu memlekette..