Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Türkiye’de uygulanan yanlış politikalar nedeniyle hayvancılığın bitme noktasına geldiğini savunarak, ”Vatandaş tenceresinde et değil, dert pişiriyor” dedi.
Oran, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, hükümetin hayvancılık ve et konusunda yanlış politikalar ürettiğini, bu politikalarda da ısrar ettiğini söyledi.
Türkiye ekonomisinin ithalata dayalı olduğunu, bu durumun hayvancılıkta uygulandığını anlatan Genel Başkan Yardımcısı Oran, ”Türkiye bir çok üründen sonra, kurban bayramında ilk defa hayvan ithalatı gerçekleştirdi. Bu süreli bir uygulamaydı, ancak, süresiz bir hal aldı. Yaklaşık 2 milyon civarında olan ve aileleri 10 milyon kişiye ulaşan besicilikle uğraşan kesim adeta perişan oldu” dedi.
Hayvancılıkla geçinen bu ailelerin yanı sıra dünya çapındaki büyük hayvan üreticilerinin de üretimlerini ya durdurma, ya da kapasite düşürme yoluna gittiklerini anlatan Genel Başkan Yardımcısı Oran, bu durumun Türkiye’nin hayvancılık geleceği için kapanamaz yaralar açacağını söyledi.
Ekonominin ”hesap-kitap” yapılarak yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Oran, ”Gelinen noktada, Türkiye’de son 5 yılda üretim yüzde 45 azalırken, tüketim ise yüzde 28 arttı. Acil önlemler alınmazsa hayvancılıkta kısa bir süre içerisinde dışa bağımlı hale gelmemiz kaçınılmaz. Yaşananlar sadece besicilik yapan kesimi değil, 72 milyon vatandaşımızı da yakından ilgilendiriyor. Vatandaş artık ne yazık ki tenceresinde et değil, dert pişiriyor” dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Oran, “Gerekli durumlarda ithalatın yapılabileceğini, ancak bunun sınırsız bir hal almaması gerekir.” dedi.
Hükümetin bir an önce yerli üretimi, dış pazar odaklı teşvik politikası uygulayarak desteklemesi gerektiğini ifade eden Oran, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan ayrı, hayvancılık konusunda politika üreten bağımsız bir kurum oluşturulması gerektiğini söyledi.
Genel Başkan Yardımcısı Oran, “Mera alanlarında düzenleme yapılması ve süt tozu ithalatını da durdurulması gerekiyor. Hükümet, seçimler öncesi yaptığı popülist politikalardan da vazgeçmeli dedi.
”Üreticilerin üzerinden ithal danalar geçiyor, Anguslar geçiyor. Türkiye bu şekilde kalkınamaz. Hükümetin uyguladığı politikalar kalkınma politikaları değil halkı aldatma politikalarıdır. Türkiye hayvancılıkta olduğu kadar tüm alanlarda ancak üreterek kalkınabilir” dedi.
“Türkiye’nin cari açığı büyük oranda artmıştır. Milli ürünlere milli değerlere sahip çıkılması
”En önemli görev halka düşüyor. Halk biraz daha fazla sesini çıkartmalı, ayağa kalmalı” diye konuştu
Halk sesini çıkartmalı evet de nasıl ?
Korku imparatorluğu ! halkı öylesine sindirdi ki; adeta kabus gibi halkın üzerine çöktü.
Baskılar, farklı yaptırımlar halkımızı hiç birşeye ses çıkartamaz hale getirdi. Ancak birkaç kişi bir araya gelince kendini rahatlatmak için karşılıklı içindekileri döküyor ama kitlesel eylemlerde sokaktakilerin başına gelenleri gördükçe sessiz kalıyor.
Umarım tüm bunların hesabı sandıkta sorulur.