Umut Oran, iş yaşamı boyunca savunduğu kümelenme modelini Genel Başkan Yardımcısı olduğu CHP’nin parti programına soktu. CHP iktidara geldiğinde Amerika, İtalya, Çin’de başarıyla uygulanan ve belirli sektörleri, yan sanayileriyle birlikte belirli kentlerde toplayan bu yöntemi, kalkınma modeli olarak uygulayacak
CHP’de yaşanan malum görüntü krizinden sonra gerçekleşen tarihi yönetim değişikliği ile birlikte Türkiye  Giyim Sanayicileri Derneği eski Başkanı Umut Oran, partinin başkan yardımcılığına getirildi. Bu durum sürpriz gibi görünse de onu takip edenler için şaşırtıcı olmadı. Üç yıl önce başkanlığa soyunmasına karşın, Deniz Baykal karşısında istediği sonuçları alamayan Umut Oran, o tarihten sonra CHP’nin bir neferi gibi ülkenin dört yanını dolaştı.
İş ve sanayiden sorumlu
CHP’nin il, ilçe örgütlerini tek tek ve tek başına gezdi. Deyim yerindeyse bu yola baş koydu. Üniversitelerde, sivil toplum örgütlerinde konuşmalar yaptı. Başkan adaylığında yöneltilen ‘tepeden inme’, ‘deneyimsiz’ yakıştırmalarını yıkmak istercesine çalıştı ve bunun meyvelerini de Kemal Kılıçdaroğlu partinin başına geçince aldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun iş ve sanayiden sorumlu yardımcısı olarak siyasetin ortasına oturdu.
Yöneticileri ortak yaptı
Mesaisinin yönünü tamamen siyasete çeviren Umut Oran, 18 yıl önce kurduğu Domino Tekstil’den de kurultayla birlikte ayrıldı. Bolu’da 300 kişinin çalıştığı Domino Tekstil’de profesyonellerden meydana gelen yönetim kurulu oluşturuldu. İşlerini bu kadrolara devreden Oran, yöneticileri de ortak yapacak. Bu aralar harıl harıl, iktidara geldiklerinde oluşturacakları kümelenme modeliyle kalkınma üzerinde çalışan Umut Oran sorularımızı yanıtladı…
CHP ekonomik program konusunda ne yapıyor?
Şu anda çalışma yapıyoruz. Ekonomi için tanı, teşhis, ilaç, tedavi, takip programı hazırladık. Tanı için şu anda ekonominin aktörlerini dinliyoruz. Bunun içinde hem işveren hem de işçi kesimi var. Genel başkanla katıldığımız mitinglerden sonra, o ilin sivil toplum örgütleriyle bir araya geliyoruz. Emek ve sermayeyi aynı masaya oturtup resmin arkasına bakıyoruz. Ben buna tomografi diyorum. Dış ticareti, tarımı, hayvancılığı, turizmi masaya yatırıyoruz. Tanıyı koyup sorunları öğrendikten sonra insan odaklı, daha halkça ve adil kaynaşan bir ekonomi programı oluşturacağız.
İstihdamda yük azalacak vergi tabana yayılacak
Türkiye’nin ekonomideki sorunları sizce neler?
Birincisi işsizlik. İkincisi de kayıt dışı ekonomi.
İşsizliğe nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz?
Türkiye’de şirketlerin yüzde 98’i küçük ve orta ölçekli (KOBİ). Onları rekabetçi, yenilikçi hale getirecek KOBİ koçluğu, hatta KOBİ bakanlığı düşünüyoruz. İstihdam üzerindeki yükleri indireceğiz. Girişimci, sanayici, çiftçi, ihracatçı, üretici teşvik edilecek. KOBİ’lere düşük faiz, uzun vadeli krediler büyük teminatlar olmadan verilecek.
Bugüne kadar hiçbir hükümet kayıt dışı sorununu çözemedi…
Türkiye’de dolaylı vergi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesi ülkelerle aynı. Milli gelire oranı Türkiye’de yüzde 11.9, OECD’de yüzde 11.1, vergi gelirlerinin oranı ise Türkiye’de yüzde 24, OECD’de yüzde 35.9, sigorta primleri oranı Türkiye’de yüzde 5.5, OECD’de yüzde 9.1. Ama Gelir Vergisi’ne bakıyorsunuz Türkiye’de 3.8, OECD’de 9.2. Yani Türkiye direkt vergi toplayamıyor. Bunun için de vergi reformu yapılması lazım. Vergi oranlarını düşürüp vergiyi tabana yayacağız. Vergi ödemeyen de sisteme girecek. Vergisini düzgün ödeyen için de avantaj doğacak. Belli sektörler belli illerde toplanacak
Yatırımlar için ne yapacaksınız? Destekleriniz ne olacak?
İstihdam odaklı, ihracat hedefli bölgesel kalkınma modelleri uygulayacağız. Devlet, denetleyici ve düzenleyici olacak. Sermaye gidip istediği yerde istediği yatırımı yapamayacak. Hayvancılık yatırımı yapacaksa devlet ona yer gösterecek. Hatta kamu ve özel sektör ortak olacak. Dünyadaki sanayi yapılanması kümelenme üzerine kurulmaya başlandı. Yani belirli sektörler yan sanayileriyle birlikte belirli kentlerde toplanıyor. Kentin altyapısı da buna göre oluşturuluyor. Nakliye sistemi, var olan sektöre göre oluşturuluyor. Şu anda hangi sektörün hangi bölgede ya da kentte kümelenmesi gerektiği ile ilgili bir çalışma yapıyoruz. ABD’de de, İtalya’da da, Çin’de de kümelenme uygulaması ile üstün başarılar elde edildi. Bu sistem doğru teşvik politikaları ile devreye alındığında, büyük başarılar getiriyor.
Fakire maaş bağlanacak para kadına verilecek
Türkiye’de geniş bir yoksul kesim var. Bunlar için ne yapacaksınız?
Yoksul aileler için aile sigortası getireceğiz. Bu, insanlara sadaka vermek yerine sosyal devleti oluşturan bir unsur olacak.
Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adaylığında benzer bir şey söylemişti. Bu nasıl işleyecek?
Şu anda Ak Parti yoksullara yardım yapıyor. Ama bunu partisel yapıyor. Yardımların milli gelire oranı Türkiye’de on binde 4 iken Brezilya’da binde 4. Onlarda bir sigorta sistemi var. Yardım direkt aileye yapılıyor. Buradaki gibi istenen mahalleye değil, yerel yönetimler kanalıyla gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Biz ‘As-Kur’u (Aile Sigortası Kurumu) hayata geçireceğiz. Geliri olmayan ya da asgari ücretin altında olan ailelere düzenli aylık verilecek. Aylık, ailede kadının hesabına yatırılacak ve asgari ücret kadar olacak. Yoksul ailelerin çocuklarının yurt ve harç gereksinimleri ve tüm öğretim masrafları da yine fondan karşılanacak.
Rekabetçi bir döviz kuruna ihtiyaç var
İhracatçılar TL değerli olduğu için Merkez Bankası’na yükleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Rekabetçi bir kura ihtiyaç var şüphesiz. Bu da Merkez Bankası’nın müdahaleleri ile sağlanabilir. Ancak yasalarla Merkez Bankası’na verilmiş bir görev var. O da fiyat istikrarı. Ama sonuçta bu bir devlet politikası. Biz şu anda sıcak parayla ekonomiyi çevirip, enflasyonu düşürmeye odaklı bir politika uyguluyoruz. Devlet politikası eğer istihdama ve büyümeye odaklanırsa ya da odaklandığı büyümenin sonuçları istihdam ve net ihracat fazlası olacaksa, Merkez Bankası da bu yönde politikalar üretebilir. Sıcak para uyuşturucu gibidir, günün birinde çıkıp gittiği zaman harap olmuş bir vücut bırakır. Bizim bir an önce sıcak parayı, yurtdışından gelecek doğrudan yabancı yatırımla desteklememiz lazım. Ancak şu anda Türkiye’nin rekabetçi bir kura ve ciddi bir yatırım ortamına ihtiyacı var. Şu anda yatırım ortamı uygun değil. Türkiye’nin kur politikası da rekabetçi değil.
Benim için genel başkanlık bitmiştir
Genel başkan adayıydınız. Bundan sonra bir adaylık söz konusu olabilir mi?
CHP genel başkanlığına aday olduğunuzda artık hayatınız boyunca bu şekilde yaşamalısınız. Ben aday olurken buna karar vermiştim. O aşamadan sonra bütün önceliğim CHP oldu. Aday olduğum kurultayda seçilemedikten sonra da CHP ile ilgili çalışmalar yaptım. Şirketteki yetkilerimi de arkadaşlarıma devretmiştim. Ben 2.5 yıl il il ilçe ilçe gezdim. Zor denilen partide, mevcut yönetimin karşısında aday olduğum halde siyaset yaptım. Bu parti bana ne dirsek gösterdi ne eliyle kenara itti. Beni kucakladı. Dolayısıyla bana gösterilen güven çok onurlu bir şey. Onun için zaten her şeyi bıraktım, bu işe odaklandım. Benim için genel başkanlık artık bitmiştir. Bana verilen görevi en az genel başkanlık kadar önemsiyorum. Bir şey yaptığınız zaman karşılığı geliyor.
Sadece üç üründe kendimize yetiyoruz
Türkiye’nin, net tarım ithalatçısı bir ülke haline geldiğini belirten Umut Oran, “Türkiye 2000’li yıllarda kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydi. Bugün 100’e yakın ülkeden tarım ürünü ithal eder hale geldi. 2000’de yılda 2 milyar dolarlık tarım ürünü ithal ederken, bu rakam 2009 sonunda 4.5 milyar dolara çıktı. Şu anda sadece şeker pancarı, patates ve nohutta kendi kendimize yetiyoruz.”
Elektrik borcu var tarlalar hacizli
Şu anda çiftçilerin tarım yapamadığını söyleyen Umut Oran şöyle konuştu: “Hem maliyetler çok hem de çiftçinin üzerinde büyük bir haciz yükü var. Elektrik borçları ödenmediği için su kuyularının üçte biri hacizli. Çiftçinin elektrik borcu 2.5 milyar lira. Bunun 1.6 milyarı faiz. Faiz alacaklarını makul oranlara çekerek ana para ile taksitlendireceğiz.”
Çiftçi mazotunda vergi kaldırılacak
Tarıma milli gelirin yüzde 1’i kadar destek verilmesi gerektiğini belirten Umut Oran, “Bu oran şu anda binde 1. Çiftçi, milli gelirden pay almıyor. Dünyanın en pahalı mazotu Türkiye’de. Gübre fiyatı arttığı için gübre kullanılmıyor. Çiftçinin milli gelirden aldığı payı yüzde 2’ye çıkaracağız. Ayrıca çiftçinin kullandığı mazottan vergiyi kaldıracağız.
Gübre için KİT bile kurabiliriz
Gübredeki özel sektör tekelini kırmak için özel bir program uygulayacaklarını söyleyen Umut Oran, “Gübre sanayiini yeniden yapılandıracağız. Belki gübre konusunda bir Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) bile kurabiliriz. Amacımız gübreyi kullanılabilir maliyette ve devlet eliyle KDV almadan çiftçiye vermek. Belki bu konuda bir kooperatif de kurabiliriz” diye konuştu.
Tarım istihdam açısından önemli
Devlet Planlama Teşkilatı’nın 2025 yılında tarımda istihdamın yüzde 10’a ineceğini açıkladığını belirten Umut Oran, “Bu, 4 milyon yeni işsiz demek. Bizim temel hedefimiz tarımı desteklemek ve toprakların boş kalmasını engellemek. Türkiye’yi yine önemli tarım ülkelerinden biri haline getireceğiz. Bu, hem kalkınma hem de istihdam açısından önemli.
Posta Gazetesi – Ahmet Çelik

Print Friendly, PDF & Email