Umut Oran’ı anlamaya çalışıyorum

Umut Oran’ın adını iki yıl önce, ilk kez bir eski bakandan duymuştum. Son kurultayda hiçbir şansı olmadığı halde CHP Genel Başkanlığı’na aday adayı olmuştu. Adaylık için yeteri sayıda delegeyi arkasına alamadığı halde ortaya çıkmaktaki amacının, gelecekte genel başkanlık yarışında meydanı Haluk Koç’a bırakmamak olduğu belliydi.
Diğerleri gibi Umut Oran da özellikle 2007 seçim sonrası CHP’nin temel sorununun salt Genel Başkan olduğunu sananlardan! Kurultay biter bitmez Haluk Koç’un Baykal’a karşı muhalefetini sürdürmek için yeni bir “karargâh” oluşturduğu duyulmuştu. Umut Oran’dan ses çıkmıyor derken, geçen hafta onun da, yaşına ve mesleğine daha uygun bir planı olduğu anlaşıldı.
En çok satan gazetelerimizden birinde iki gün yayımlanan söyleşisi ile CHP Genel Başkanlığı için yarışın içinde olduğunu açıkladı. İlk bakışta uzun söyleşiyi, TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meclis Başkanı olarak, dışsatım sorunlarımız üzerine yapmış gözüküyor. Oysa sonunda açıkça ortaya çıkıyor ki, söyleşi Umut Oran’ın Baykal’a karşı sürdüreceği muhalefet stratejisinin bir aşamasıdır.
Söyledikleri ile planının kısa erimli olmadığını göstermek ve Baykal’a karşı çıkışının gerekçelerini somutlaştırmak istiyor: “Ben siyasete bir dönüşüm ihtiyacı olduğu için girdim. Dünyadaki siyaseti gördükten, demokrasi işleyişini izledikten sonra Türkiye’deki yanlışlığı görüyorsunuz. Türkiye’de siyaset devamlı ritim bozukluğu yaratıyor. Bunun sonucu koma ile bitebilir. Ben şimdi mesela özeleştiri yaptığımda, Genel Başkanımızın davetini kabul etmeyip de başka türlü çıkmamın nedeni, bir ezber bozmaktı. Sistemsizliğin bir parçası olmak değil, bir değişim ve dönüşümün umudu olmaktı. Bizim parti programımız bile 1993’te hazırlanmış. Aradan 15 sene geçmiş. Nasıl olacak bu dönüşüm? Türkiye’de siyasetin değişim ve dönüşümüne ihtiyaç var. Ben bunun CHP ile yapılacağını düşünüyorum. Girerken de inanıyordum, örgütü yakından tanıdıkça inancım iyice pekişti. Türkiye’de bizim vatandaş olarak sosyal devletten eşit bir şekilde yararlanabilmemiz için siyasetin yeniden yapılanması gerekiyor. Bunun için de bir devrim lazım ve bunu ancak CHP yapabilir. Fakat CHP bunu yapmadan önce kendi içerisindeki değişimi ve dönüşümü yapmalı. Onu bedel ödemek pahasına da olsa yapacak. Bugün olmazsa yarın yapacak. Bundan kaçınılamaz. Ben şu aşamada partime yardımcı olmaya çalışıyorum. Ülkedeki duyarlılıkları da algılayarak, saha kenarında her an oyuna girecek bir sporcu gibi çalışmalarımı devam ettiriyorum. Görev geldiğinde onun gereğini yapmak için kenarda ısınıyorum.”
Şu günlerde, “her an oyuna girmek için ısınmak” derken Umut Oran’ın kastı, büyük olasılıkla gelecek genel seçimden sonra yapılacak kurultay olamaz. Asıl hedefi genel başkanlık olan uzun erimli planının bu aşamadaki ara hedefi ne olabilir diye düşündüğümde aklıma ilk, yerel seçimlerde bir büyük kentin belediye başkanı adaylığı geldi. Tayyip Erdoğan’ın da bugünlere öyle geldiğini ve özellikle üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa’nın birçok ülkesinde liderlik savında olanların, bu yolu zorladıklarını bilenlerin, Umut Oran’ın da bu yolda olduğunu düşüneceklerini sanıyorum. Ancak herkesten önce Umut Oran’ın, daha ilk adımından beri Baykal’ın özenle kendisini izlediğini ve gerektiğinde önlemini almakta hiç gecikmeyeceğini biliyor olması gerekir. Murat Karayalçın’ın, Mustafa Sarıgül’ün, Ertuğrul Günay’ın ve diğer bazılarının durumuna düşmemesi için öncelikle, politika değirmenimizin son on yıldır nasıl dönmekte olduğunu doğru anlıyor ve dersini iyi çalışıyor olmalıdır. Eğer, söylediği gibi “örgütü yakından tanıdıkça bu inancım iyice pekişti” sanısına yaslanıyorsa, Oran da, Umut’larını söyleşiler yaparak tazelemeye, daha uzun yıllar devam edecek demektir.
Kaynak: Vatan Gazetesi 01.09.2008

Print Friendly, PDF & Email