Sevgili Dostlarım,
10 Kasım; büyük devrimci, devlet adamı, başkumandanımız, başöğretmenimiz, ilk ve ebedi Genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün olduğu gibi, onun kararlı askerlerinden biri olan babam, Prof.Dr. Mehmet Oran’ın da hayata gözlerini yumduğu gün.

Bu yüzden her 10 Kasım’da farklı duygular yaşarım. Biri Atam, diğeri Babam olan iki abideyi hatırlar ve anarım. Her ikisine de layık olmak için yeterince çalıştığımdan emin olmak isterim. 10 Kasım, bu anlamda benim en çok özeleştiri yaptığım gündür. Umarım her ikisinin de gurur duyduğu örnek bir mücadele verebilmişimdir ve bundan sonra da aynı azim ve kararlılıkla mücadele vermeye ve onlara layık olmaya devam edebilirim.

Babam Mehmet Oran, iş bilmez meslektaşlarının ihmali yüzünden aramızdan ayrılana kadar gerçek bir Cumhuriyet aydını ve Atatürkçü olarak yaşadı. Hastalarına karşı sınıf ve hayat arkadaşı, aynı zamanda doktor olan Annem gibi her zaman duyarlı ve şefkatliydi. Nerden gelirlerse gelsinler, her bir hastanın yolunu gözleyen çocukların, eşlerin ya da ana-babaların olduğunu bilerek onları tedavi ederlerdi. Hastalarının sağlığı ve mutluluğu anne ve babamın en büyük memnuniyet kaynağı olurdu.

Hayatım boyunca ben de babam gibi olmaya, onun öğrettiklerini hayatımın her anında uygulamaya çalıştım. Halka hizmetin aynı zamanda hakka ve tüm insanlığa hizmet olduğuna inandım. Paranın değil ama hayır dualarının, minnet dolu bakışların, samimi ve sımsıcak sarılışların değerli olduğunu gördüm. Siyaseti de idealist bir doktorun, fedakâr bir öğretmenin ya da yürekli askerlerin yaptığı gibi, kendimi bir mum kabul ederek, yapmaya çalıştım. Çünkü babam da bir mum gibi çalışırdı. Hastalarına şifa vermek için hep kendinden verir, bitip yitme pahasına ışıldamaya devam ederdi.

Aramızdan ayrılışının yıldönümünde “mum gibi yaşayan” babamı, “mum gibi mücadele eden” fikri babamı ve “mum gibi” evlatlarını yetiştiren tüm babaları eşim Tuna ve ailemle beraber özlemle ve minnetle anıyoruz.

Mekânlarınız cennet olsun.
umut oran

Print Friendly, PDF & Email