Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin Iraklıları yok sayan, anayasayı ve uluslararası hukuku ayaklar altına alan illegal referandumunun ardından İspanya’daki Katalanların da anayasayı, uluslararası hukuku ve İspanyol halkını yok sayan referandum zorlaması geleceğe dair uyarıcı birer kıvılcım olarak görülmelidir. Ulus devletlerin bittiği sloganları arasında egemen devletleri belli etnik grupların isteklerine göre kesip biçmek insanlık için ileri bir adım olmadığı gibi tam tersine gerici ve ırkçı bir yaklaşımdır. İnsanı sadece etnik kökenine ya da mezhebine göre tanımlayan, farklılıkları kurumsallaştırarak bir ötekiyle yabancılaştıran her çaba özünde gericidir. Bu tavır aynı zamanda diğer halkların yok olmasına sebep olabilecek kadar da tehlikelidir.

IKBY ya da Barzani, hukuksuz düzenlerini rahat yürütebilmek için Kerkük gibi tarihin hiçbir döneminde kendilerine ait olmayan bölgeleri sahiplenerek binlerce yıldır aynı kaderi paylaştıkları Arapların, Türkmenlerin, Asurilerin, Yezidilerin ve tüm diğer Iraklı grupların haklarına tecavüz etmiştir. Bu tavır, aynı zamanda, kendi aşiretlerinin sözde kurtuluşu için tüm Iraklıları kaosa sürükleyecek kadar kin ve nefret dolu olduklarını da göstermektedir.

Benzer bir durum Katalonya’da da gerçekleşmektedir. Bilinen hiçbir baskı ya da ayrımcılıkla karşı karşıya olmamalarına rağmen, kendi özerk bölgelerinin “ekonomik zenginliğini” İspanya’nın diğer bölgeleriyle paylaşmamak için ortaya atılan hukuksuz referandum, vahşi kapitalizmin yarattığı “bencilliğin, çıkarcılığın ve de ayrımcılığın” ispatı olduğu gibi, sermayenin sürekli birleşirken ulus devletlerin sürekli ufalanmasını hedefleyen neo-liberal anlatılara da uygundur. Ancak bilinmelidir ki parçalara ayrılmanın sonu olmadığı gibi sürekli bölünerek emperyalizme karşı durmak da mümkün değildir.

Meselenin bir diğer önemli yanıysa “hukuksuzluğun” belli çevrelerde bu denli normalleştirilmesidir. Gelinen noktada anayasalar ve yasalar ayaklar altına alındığı gibi referandumlar da karikatürleştirilmiştir. Seçmen listelerini hazırlayanlar, pusulaları basanlar, oy verme işlemini yürütenler ve sayımları yapanlar “aynı odaklardır” ve hiçbir aşamada hiçbir ciddi denetim olmamasına rağmen referandum sonuçları üzerinden “yeni bir hukuki” durum yaratılmak istenmektedir. Görünen odur ki egemen çevrelerin yeni planı budur ve hukuksuzluk tüm dünyaya yaygınlaştırılmak istemektedir. Bu anlamda hem IKYB’nin hukuksuz referandumu hem de Katalanların karikatürleştirilmiş referandumu ulus devletlere açılan yeni bir savaş dalgası olarak kabul edilmelidir. Herhangi bir hukuksuz referandum üzerinden “hukuki bir sonuç” çıkarılabildiği anda bunun “emsal” olacağı ve tüm dünyada kaosa ve çatışmalara davetiye çıkarılacağı ortadadır. Etnikçiliği ve mezhepçiliği dayatan egemenler için bu durum sorun olarak görülmese de her çatışmadan zararla çıkacak olanlar dünyanın dört bir yanındaki emekçiler olacaktır.

Gelinen nokta tüm insanlık için karanlık bir dönemeçtir. Her şeyin suçlusu ilan edilen “ulus devletleri” parçalara ayırarak çözülecek bir sorun yoktur. Balkanlar onlarca parçaya bölününce Sırp, Boşnak, Hırvat, Kosovalı ya da Arnavut emekçiler daha zengin olmamıştır. Ancak bölgenin parçalanmasından sonra sermaye daha fazla para kazanmış, emperyalizm çok daha rahat at oynatır hale gelmiştir. Elbette savunduğumuz şey her şeyin aynı kalması ve kulakların mevcut eşitsizliklere, sorunlara, sömürü düzenine ya da adaletsizliklere kapatılması değildir. Savunduğumuz şey eşitlik, özgürlük, adalet ve dayanışma doğurmak bir yana mevcut sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirecek neo-liberal fasaryalara karşı direnmek gerektiğidir.

İnsanlığın yeni bir anlayışa; adaleti, eşitliği, kalkınmayı, özgürlüğü ve barışı mümkün kılacak yeni düşüncelere ve düzenlere ihtiyacı vardır. Mutluluğun ve huzurun bir diğerini yok ederek değil bir diğeriyle dayanışarak üretilebileceğini vaaz eden fikirler ortaya çıkmalıdır. Düşmanlaştırarak, kutuplaştırarak değil dost ve kardeş kılarak ulaşılabilecek ufuklar çok daha geniştir. O halde bugün, insanlığın ortak çıkarı için daha fazla parçalanmaya değil, mevcut sınırlar korunarak daha iyiyi aramaya ve bir gün tüm sınırları da aşacak iklimi yaratmak adına işbirliğine ihtiyaç vardır.

Bu itibarla İKBY’nin hukuksuz referandumu da Katalonya’nın hukuksuz ve bencil bağımsızlık tercihi de doğru değildir, ulusun diğer unsurlarını yok sayan her türlü tek yanlı faaliyet sonsuza kadar red edilmelidir. Emperyalizmin çıkarlarına uygun olarak illegal referandumlar üzerinden bağımsızlık tesis edilemeyeceği tüm dünya halklarına ilan edilmelidir.

Dayanışma duygularımla,
umut oran

Print Friendly, PDF & Email