Doktor bir anne ve babanın evladı olarak, Tıp Bayramı münasebetiyle zor şartlar altında bu mukaddes hizmeti vermekte olan tüm sağlık emekçilerine en içten saygılarımı sunuyorum.

Gönül isterdi ki hekimlik mesleği piyasacılığa, performansa ya da ticari kaygılara indirgenmesin ve doktorlar Hipokrat yeminlerinin gereğini, sadece insanı ve toplumun sağlığını referans alarak yerine getirebilsinler.

Ne yazık ki her şeyin olduğu gibi sağlığın dahi ticarileştirildiği ve paraya tahvil edildiği bir dönemde yaşıyoruz.

Kamunun sağladığı sağlık hizmetleri kasıtlı olarak düşürülürken “beş yıldızlı otel” görünümlü binalarda sadece “parası olanların” hizmet alabildiği bir anlayış hâkim kılınıyor.

Oysa devletin asli görevlerinden biri doğumdan ölüme kadar kaliteli sağlık hizmetini tüm yurttaşlar için sağlamak olmalıdır. Hekimler, adeta birer makine gibi belli dakikada belli hastaya bakmak zorunda bırakılmamalıdır. Hekimlik mesleği “insan odaklı” olmaktan çıkarılarak “kar odaklı” hale asla getirilmemelidir.

Devlet, sosyal devlet anlayışına uygun olarak sağlık sistemini tamamen ücretsiz ve kamu hizmeti olarak görmediği müddetçe sağlık çalışanlarının sorunları da çözülemeyecektir. Zira mevcut sistem sağlık çalışanıyla hastaları ve hasta yakınlarını her kademede karşı karşıya getirmektedir. Bu durum sağlık çalışanlarına yapılan en büyük haksızlıktır.

Bu itibarla hekiminden hemşiresine ve hasta bakıcısına kadar tüm sağlık çalışanlarının bundan böyle her 14 Mart’ta yalnızca sorunlarını dile getirmek yerine artık daha fazla çözümü konuşabilmelerini umuyorum.

Tüm sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı’nı kutluyor,  halkımıza sağlıklı günler diliyorum.

Saygı, sevgi ve dostlukla,
Umut Oran

Print Friendly, PDF & Email