Dünya emekçilerinin 160 yıllık mücadeleleriyle elde ettikleri kazanımlar bugün 1 Mayıs’ta simgeselleşmiştir. Çünkü emek en yüce değerdir ve alınteri olmadan üretim sağlamak, ileriye gitmek mümkün değildir. “İşçinin parasını teri soğumadan ödeyin” anlayışının yanından dahi geçmeyen 14 yıllık iktidar, insanların bir araya gelmesini önlemek için kent merkezlerindeki meydanları dahi yok etme yoluna gitmektedir. İktidar, taşıma kalabalıklar olmadan milyonlarca insanın bir araya gelme olasılığından korkmaktadır. 

Sırf bu nedenle meydanları küçültüp, betonlaştırmak için elinden geleni yapan iktidar Taksim’den korkmaktadır. Halbuki 1 Mayıs denilince Türkiye’de maalesef Taksim’de 1977’de yaşamını yitiren 34 yurttaşımız akıllara gelmektedir. Hükümetin samimiyetsizliği nedeniyle Taksim yıllardır bir çekişme konusu haline gelmiştir. Oysa “Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen” anlayışını savunan CHP iktidarında meydanlar yasaklanmayacak tam tersine buralar serbest kürsülere dönüştürülecek, konuştuğu için kimse gözaltına alınmayacak. 

Peki CHP iktidarını nasıl kuracağız? Bunun için öncelikle bizim kiminle yürüyeceğimize, doğal tabanımızın kimler olduğuna karar vermemiz gerekmektedir. CHP yönetiminin iş dünyasıyla birlikte olmak, onların gönlünü hoş tutmak gibi bir kaygısı olamaz çünkü CHP çalışanlardan, işçiden, memurdan, köylüden yeniden oy almaya başlamalı, yüzünü işçiye emekçiye dönmelidir. CHP hiç çekinmeden “zenginden çok fakirden az vergi alacağım” diyebilmeli, asgari ücret üzerindeki vergiyi sıfırlamalıdır. Ancak bunları samimiyetle yaptığımızda işçi kardeşlerimiz de taşeron kardeşlerimiz de aynen şu an AKP iktidarının yaptığı gibi samimi olmayan, takiyeci, demokrasiyi amaca götüren tramvay olarak görenlerden kendisine bir yarar gelmeyeceğini; kendisine sözü verilen ücretin bile eline geçmeyeceğini, kadro beklerken tam tersine taşeronların işsiz kalacağını, açıkçası bu iktidarın çalışanın, köylünün, çiftçinin değil faizcinin, rantçının, doğadan nefret edenlerin iktidarı olduğunu görecektir. 

Tüm çalışanlarımızın, köylülerimizin, çiftçilerimizin ancak CHP iktidarında emeklerinin karşılığını tam olarak alacaklarını ve çalışarak birlikte zenginleşeceklerini unutmamalarını istiyorum. Biz samimiyiz ve laf olsun diye işçi emekçi bayramını kutlamıyoruz: Evet işçi kardeşim, emekçi kardeşim 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günün kutlu olsun. 

Bu vesileyle 1977’de yaşamını yitiren 34 insanımızın yanı sıra çalışma hayatının kazanımlarına büyük katkılar sağlayan 3. Genel Başkanımız “Karaoğlan” Bülent Ecevit’i de rahmetle, saygıyla bir kez daha anıyorum. 

Saygılarımla, 

Umut Oran

Print Friendly, PDF & Email