Bugün benim doğum günüm. Bundan 52 yıl önce Annem ve Babam ismimi koyarken eminim daha mutlu ve umutlu bir ‪#‎Türkiye‬ hayal etmişlerdi. Güçlü yönleri zayıf yönlerinden, fırsatları tehditlerden daha fazla olan güzel ülkemde insanlarımızın acı çektiğini görmek beni çok üzüyor.
Belki ismimin hakkını vermek üzere her şeyimi bir kenara bırakarak; çözümün parçası olmak, hizmet etmek, umut veren kararların alınmasını sağlamak sorumluluğu ve zorunluluğu taşıyarak dahil olduğum siyaset sisteminin nerdeyse olumsuzluk-çözümsüzlük-umutsuzluk üzerine işlediğini görüyorum.
Aslında bugün yaşananların tek sorumlusu Siyaset Kurumudur. Terör belasının hortlaması ve akan kanın sorumlusu AKP ve HDP politikalarının bir sonucudur.

Ayrıca, MHP’nin kimseyle uzlaşmaz ve sürekli hayırcı tavrı bugünkü ortama zemin hazırlamıştır.
Tarih bir kez daha Türkiyemizin kurucu gücü olan Cumhuriyet Halk Partisi – CHP ve yönetimine büyük sorumluluk yüklemektedir. ‪#‎Önceinsan‬,‪#‎ÖnceTürkiye‬ diyen CHP tabanına sahip çıkmalı, topluma liderlik etmeli, 6 ok ideolojisine bağlı kalarak, sol ideallerini yenileyerek daha ilerici olmalı ve tek başına iktidar iddiası dışında hiçbir şey düşünmemelidir.
Emanet ya da stratejik oy adı altında başka partilere oy kayması konusunda son derece hassas olmalı ve bu duruma asla sessiz kalmamalı ve kuruluş dönemindeki kadar cesur ve kararlı olmalıdır.

Umut Oran
Basın Açıklaması
16.10.2015

  • Bugün yaşananların sorumlusu AKP-HDP politikalarıdır 
  • Tarih bir kez daha Türkiye’nin kurucu gücü olan CHP ve yönetimine büyük bir sorumluluk yüklemektedir. 
  • Öncelikle Cumhurbaşkanı çatı adayının belirlenmesiyle başlayan sol ve muhalif kesimlerin HDP’ye yönelmesi konusuna sessiz kalınmamalı. “Emanet – stratejik oy” adı altında başka partilere oy verilmesi algısı yok edilmeli, buna izin verilmemelidir. 
  • CHP, tabanına sahip çıkmalı, topluma liderlik etmeli, 6 Ok ideolojisine bağlı kalarak, sol ideallerini yenileyerek daha ilerici olmalı, tek başına iktidar iddiası dışında başka bir şeyi düşünmemeli, kuruluş dönemindeki kadar cesur ve kararlı olmalıdır. 
  • Ankara katliamında yaşamını yitirenlerin anılarını yaşatmanın yolu; AKP ile koalisyon ihtimalini dahi düşünmeden tek başına iktidar olup Türkiye’yi huzura kavuşturmak için mücadele etmektir. 
  • Ülkemizi AKP-HDP kayıkçı kavgasından kurtarmak, daha özgür, daha huzurlu, daha demokratik bir ülke kurmak CHP’nin ertelenemez görevidir. 

Güçlü yönleri zayıf yönlerinden, fırsatları tehditlerinden daha fazla olan güzel ülkemde insanlarımızın acı çektiklerini görmek beni kahrediyor. İsmimin hakkını vermek üzere her şeyimi kenara bırakarak çözümün bir parçası olmak, hizmet etmek, umut veren kararların alınmasını sağlamak sorumluluğu ve zorunluluğu taşıdığım için bir süre önce parçası olduğum siyaset sisteminin bugün artık neredeyse olumsuzluk-çözümsüzlük-umutsuzluk üzerine işlemesi kabul edilemez Çünkü gerçekte bugün yaşananların tek sorumlusu var: Siyaset Kurumu. Bugün terör belasının hortlamasının, akan kanın sorumlusu AKP-HDP politikalarıdır. MHP’nin kimseyle uzlaşmaz ve sürekli hayırcı tavrı da bugünkü ortama zemin hazırlamıştır.

Tarihin en sorunlu dönemlerinden geçtiğimiz bu günlerde, siyasi partilerin ve bir kısım yöneticinin ciddiyetsiz tutumları sabırları zorlamaktadır. Ülkemizin kalbinde, Başkent Ankara’da patlatılan bombalarla 100’ün üzerinde vatan evladı parçalara ayrılmışken Başbakan Davutoğlu’nun halen siyasi sorumluluk üstlenmeyerek, herhangi bir olaydan sonra yapılabilecek sıradan açıklamalarla yetinmesi düşündürücüdür. Daha önce onlarca defa kullanılan kelimelerle hazırlanmış açıklamaları ekranlarda okumayı marifet sanan Davutoğlu’na sesleniyorum: Ülke kan gölüne dönmüşken her şey normalmiş gibi davranma hakkınız yoktur! Hastanelerde onlarca yurttaşımız yaşam mücadelesi verirken, onlarca evladımız toprağa düşmüşken sorumluluğu üç bürokrata yükleyerek sıradan açıklamalar yapmak ve artık herkesin tahmin ettiği şekilde muhalefet lideriyle göstermelik görüşmeler gerçekleştirmek, hiç bir anlam ifade etmemektedir. Görüşmelere dair yapılan açıklamalar göstermiştir ki terörle mücadele konusunda hiçbir fikriniz bulunmamaktadır. Gaziantep ve Reyhanlı’dan sonra hamaset dışında hiçbir şey yapmadığınız gibi, Suruç’tan sonra ezberlenmiş cümleleri tekrarladığınız gibi, Türkiye’nin kalbinde patlayan bombalardan sonra da hala ciddiyetsiz bir şekilde davranıyorsunuz ve hiçbir şey yapmıyorsunuz. Ancak unutmayın ki böyle davranarak gelecek nesillerin gözünde şimdiden mahkûm oldunuz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yurttaşı olarak milletim adına sizi uyarıyorum! Ya hükümet etmenin gereklerini ciddiyetle yerine getirin ya da hemen görevden ayrılın. Emin olun Türkiye, sizin yokluğunuzda çok daha huzurlu bir yer olacaktır.

Halkımız bilmelidir ki mevcut ciddiyetsizlik sadece hükümette değildir. 7 Haziran öncesinde AKP hükümetinin başına bir şey gelmesin diye demeçler veren HDP yönetimi, bugün AKP’yle tipik bir kayıkçı kavgası içine girerek geçmişi unutturmaya çalışmaktadır. HDP’nin eş genel başkanı Sayın Demirtaş bilmelidir ki Türkiye’nin bugünlere gelmesinin bir sebebi Davutoğlu ve selefi ise diğer sebebi de HDP-Kandil-İmralı üçlüsüdür. Çok değil daha 2 yıl önce Gezi’ye ‘darbe’ diyen sizlerin, 13 yıldır el ele kol kola oynadığınız ortaoyunu bugün artık katliama dönüşmüştür. Yaşanan kaosun, şiddetin ve dökülen gözyaşlarının sorumluluğu TBMM’yi dışlayan AKP’nin ve yıllardır yaptığınız Dolmabahçe benzeri gizemli görüşmelerle AKP’ye destek veren sizlerindir. HDP olarak sizler; kapalı kapılar ardında yaptığınız pazarlıklarla, bugün yaşanılan acıların altyapısını AKP’yle birlikte oluşturdunuz. Eğer gerçekten değiştiyseniz Türkiye’den neleri sakladığınızı, hangi pazarlıkları yaptığınızı, neyin karşılığında AKP’yi desteklediğinizi halkımıza açıklayın ve özür dileyin.

Ülkemizin geleceğinden endişe eden milletimiz!

Türkiye, 13 yıllık AKP hükümetleri döneminde tarihin tanık olmadığı kadar kin ve nefret ortamına sürüklenmiştir. AKP zihniyeti, siyasi çıkar hesaplarıyla herkesi birbirine düşman etmiş; ötekileştirerek, çatıştırarak, şiddet kullanarak kitleleri susturmaya çalışmıştır. Kan ve gözyaşı üzerinden siyaset yapmak bile sıradan yöntemler haline getirilmiştir. Oysa Başkent’te toprağa düşen gençler, kadınlar, erkekler hepimizin ortak değerleri, hepimizin kardeşleridir. Onları sadece bir grupla özdeşleştirmeye çalışmak, siyasi hesaplaşmaların tarafı haline getirmeye uğraşmak; sevenlerine, kendilerine ve yurdun dört bir yanındaki yurttaşlarımıza yapılan büyük bir haksızlıktır. Onlar; 78 milyon yurttaşın ortak acısıdır. Bunun dışındaki her görüş acılara saygısızlık anlamını taşıyacaktır.

Gelinen noktada, tarih bir kez daha Türkiye’nin kurucu gücü olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve yönetimine büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Acıların bile belli odaklar tarafından sömürüldüğü bu siyasi ortam değişmelidir. Öncelikle Cumhurbaşkanlığı için çatı adayının belirlenmesiyle başlayan muhalif ve sol kesimlerin HDP’ye yönelmesi konusunda sessiz kalınmamalı, solun tek adresinin ve tek kalesinin CHP olduğu gerçeği mutlaka anlatılarak bu kişilerin ikna edilmesi sağlanmalıdır. “Emanet ya da stratejik oy” adı altında başka partilere oy kaymasını masum gösterme algısı bir an önce yok edilmeli, bu duruma sessiz kalınmamalıdır. CHP, her seçmenin oyuna talip olmalı ama tek bir seçmeninin bile başka partiye oy vermesine müsaade etmemelidir. Çünkü AKP ve HDP’nin ayrıştırıcı, ötekileştirici, nefret dolu anlayışlarına karşı özgürlükleri, demokrasiyi, barışı, sevgiyi ve huzuru savunacak yegane güç CHP’dir! CHP, tabanına sahip çıkmalı, topluma liderlik etmeli, 6 Ok ideolojisine bağlı kalarak, sol ideallerini yenileyerek daha ilerici olmalı, tek başına iktidar iddiası dışında başka bir şeyi düşünmemeli, kuruluş dönemindeki kadar cesur ve kararlı olmalıdır. Gözyaşları kurumamış olan milletimize karşı temel sorumluluğumuz; iktidar olmak ve bu düzeni değiştirmektir. Bu düzen değişmelidir! Bu ülke yeniden güzel günler yaşamalıdır. Gelinen bu noktada mesele sadece siyaset meselesi değildir; mesele “memleket meselesidir”. Ankara’da hayatını kaybeden yurttaşlarımızın anılarını yaşatmanın yolu; AKP ile koalisyon ihtimalini dahi düşünmeden tek başına iktidar olup Türkiye’yi huzura kavuşturmak için mücadele etmektir. Ülkemizi AKP-HDP kayıkçı kavgasından kurtarmak, daha özgür, daha huzurlu, daha demokratik bir ülke kurmak; CHP’nin ertelenemez görevidir. Aksi her durum felakettir, daha fazla kan ve gözyaşı demektir.

Basın Açıklaması:
akp-hdp-ve-parti-yonetimine_son-2-1

Print Friendly, PDF & Email