Bugün yeni eğitim öğretim yılının ilk zili çaldı ve 18 milyon öğrenci ile 900 bin öğretmen ders başı yaptı. Maalesef ülkedeki her alanda olduğu gibi eğitim dünyası da büyük güçlüklerle karşı karşıya. Türkiye, OECD küresel eğitim raporuna göre 76 ülke içinde 41. sırada bulunmayı hak etmiyor. Küçücük bir sınıfta 37’nin üzerinde öğrenci eğitim görüyor halbuki OECD ülkelerinin ortalaması sadece 17 çocuk. Çocuklar bu yıl kaç sınav sisteminin değişeceğini, kendilerinin hangisine gireceğini bilmedikleri, yapboz tahtasına dönmüş belirsiz bir eğitim dönemine giriyor. Üstelik 4+4+4 ile kız çocukları örgün öğretimden kopartıldı, hiç talep olmadığı halde neredeyse tüm liselerin imam hatip lisesi yapılması için, başında bir gölge bakanın bulunduğu MEB’te seferberlik ilan edildi. Eğitimin içeriğinin dışında ayrıca işin maddi güçlükleri de bulunuyor. Asgari ücretle geçim savaşı veren aileler bir de çocuklarının okul masraflarını karşılamak, okul binasının boya badanasından tutun da kışın dersliklerin ısıtılmasına kadar sayısız harcama kaleminde mecburi olarak okula maddi destek sağlamak zorunda. Kışın sert geçtiği bölgelerde sabahleyin okula sırtında defteri, kitabı elinde taşıdığı tezekle giden minikleri görmek AKP dönemi klasiklerinden biri haline geldi.
Her alanda olduğu gibi eğitimde de biran önce ciddi bir bilimsel dönüşüm artık zorunlu ve kaçınılmazdır. 13 yıldır ülkeyi bu hale getirenlerin, Türkiye’yi kurtarması mümkün olan eğitimde bilimsel dönüşüm yapmayacağı ortaya çıkmıştır. Eğitimde ülkenin içine düşürüldüğü sefaletten kurtuluşu CHP sağlayacaktır. Anne babalar ve öğretmenlerimiz morallerini bozmasınlar, güzel ve mutlu bir gelecek bizi bekliyor. 1 Kasım’da yapılacak seçim bilimsel, özgürleştirici, yaratıcı ve parasız eğitimin müjdecisi olacaktır. Çünkü bugünün miniklerinin zihinlerinin özgürleştirilmesi, yaratıcılıklarının artırılması uzun vadede ülkemizi kurtaracak yegane güçtür.
Öğrencilerimize, öğretmenlerimize, ailelere sağlıklı ve başarılı bir eğitim-öğretim yılı diliyorum.
Sevgi ve saygılarımla,
Umut Oran
