CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, arz fazlası halinde bekleyen 800 bin konutun üniversitelilere yurt olmasını istedi.

Umut Oran
Basın Açıklaması
22.3.2015  

  • Yıllarca devlet gazıyla şişirilen konut sektöründe talep durmuş, stoklar büyümüştür. 300-400 bini İstanbul’da toplam 1 milyonun üstünde arz fazlası var, alıcı yoktur. Ekonomideki kötü gidişatta, arz fazlasının makul vadede eritilmesi imkânsızdır.
  • Öbür yanda ülkemizde 6 milyona yakın üniversite öğrencisinin yüzde 10’una yetecek sayıda bile yurt bulunmamaktadır.
  • Konuttaki arz fazlası; yapılacak mevzuat düzenlemeleri, sağlanacak teşvikler ve akılcı politikalarla, üniversiteliler için yurt kapasitesine dönüştürülerek eritilebilir.
  • Öncelikle TOKİ’nin elinde satılmayan 120 bin dolayındaki konut içinde üniversite-yoğun illerde bulunanlar, öğrenci yurduna çevrilebilir. Ürettiği konutları satamayan müteahhitlere ve bu konutların mülkiyetini devralacak girişimcilere; bunları yurt olarak işletmeleri için, kolaylıklar, teşvikler getirilebilir.

İnşaat yatırımlarını kolay yoldan ekonomiyi canlandırma aracı olarak gören AKP’nin bu büyüme stratejisi artık işlemez hale gelirken, sektörde yıllardır devlet eliyle şişirilen balonla 1 milyonun üzerinde arz fazlası ortaya çıkmıştır. Öte yandan ülkemizde 6 milyona yakın üniversite öğrencisinin ancak yüzde 8’ine yetecek yurt kapasitesi vardır. Ekonomideki mevcut kötü gidişat nedeniyle eritilme imkânı bulunmayan konuttaki arz fazlası; akılcı politikalar ve sağlanacak etkin teşviklerle üniversite öğrencileri için “yurt” kapasitesine dönüştürülebilir.

SADECE SON 2 YILDA 800 BİNE YAKIN ARZ FAZLASI OLUŞTU 

Resmi istatistiklere göre son iki yılda tamamlanarak kullanım izni alınan konutların yarıdan fazlası elde kaldı. 2013 ve 2014’te 1 milyon 488 bin 78 daire için kullanım izni alınırken, “ilk satış” şeklinde satışı yapılan daire sayısı 695 bin 20 oldu. Buna göre sadece son iki yılda 800 bine yakın bir konut fazlası ortaya çıktı. Sektör uzmanları, konutta 300-400 bini İstanbul’da olmak üzere Türkiye genelinde 1 milyonun üstünde arz fazlası olduğunu bildiriyor.

Özellikle ekonomide daralmanın ivme kazandığı 2014’te alt-orta gelir grubu konut talebini öteledi. Geçen yıl mortgage kapsamındaki satışlarda yüzde 15 gerileme yaşandı; toplam konut satışındaki artış yüzde 1’in altında kaldı. Konut kredisine dayalı satışların toplam satışlarda 2013’te yüzde 42 olan payı geçen yıl yüzde 33’e düştü. Sektör son dönemde daha çok yabancı alımlarıyla ayakta dururken, yabancıların da siyasi risk nedeniyle yatırımlarını beklemeye alması, konut piyasasında ciddi bir sıkıntıya yol açtı. Konut arzı fazlasına rağmen fiyatlar artmaya devam ediyor. Bunun temel nedeni inşaat malzemelerindeki fiyat artışı. Sektörün temel girdilerini sağlayan demir çelik ve çimentoda ithal girdi bağımlılığı son derece yüksek. Kurlardaki artış girdi maliyetlerine direkt yansıyor. 2014’te bina inşaat maliyetleri yüzde 11, konut satış fiyatları yüzde 16 arttı. Diğer bir faktör de İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentler başta arsa fiyatlarındaki yükseliş.

Konut arz-talebi (Daire sayısı)

Çeyrekler Yapı ruhsatı Kullanım izni İlk satış Fark
2013 I. 162.895 153.399 71.671 81.728
II. 249.451 159.714 75.245 84.469
III. 194.931 194.131 82.573 111.558
IV. 230.005 214.257 95.685 118.572
I. 279.306 225.231 83.695 141.536
2014 II. 246.214 189.401 84.572 104.829
III. 284.077 153.938 93.238 60.700
IV. 205.081 198.007 108.341 89.666
TOPLAM 1.851.960 1.488.078 695.020 793.058

Kaynak: TÜİK 

ÜNİVERSİTE ÇOK, “YURT” YOK… 

Ülkemizde her yıl yüzbinlerce konut üretilip 1 milyonluk arz fazlası ortaya çıkarken, sayıları 200’e yaklaşan üniversite ile üniversitesiz il kalmamıştır. Üniversite öğrencilerimiz ise ciddi barınma sorunu yaşamaktadır. Son yıllarda yurt kapasitesi, üniversite ve öğrenci sayısındaki hızlı artış paralelinde büyütülememiştir. Bu dönemde üniversiteli sayısı 2.5 kat artarken, yurt kapasitesindeki artış yüzde 60 dolayında kalmıştır. 6 milyona yakın yükseköğretim öğrencisine karşılık, yurtta barınma imkânı bulan öğrenci sayısı 430 bini bulmamaktadır. Bunların da dörtte üçü devlet yurtlarındadır. 2014-2015 eğitim öğretim yılında 384 kamu (YURT-KUR) yurdu için başvuranların üçte ikisi açıkta kalmıştır. Gerekli yaşam koşullarını yeterince sağlayamayan devlet yurtları talebi karşılamazken, maddi durumu elveren ailelerin çocuklarına hizmet veren 2 bine yakın da özel yurt bulunmaktadır. Bu imkânlara sahip olamayan milyonlarca öğrenci ise müşterek kiralama yoluyla, asgari yaşam koşullarından yoksun evlere yüksek kiralar ödemekte, üniversite kentlerinde kiralar aşırı yükselmektedir.

TOKİ KURULUŞ AMACINDAN SAPTIRILMIŞTIR… 

Ülkenin arsa ve konut ihtiyacını karşılamak, dar ve sabit gelirli yurttaşlara uygun fiyatla konut üretmek için kurulan TOKİ, AKP döneminde bu amacından saptırılmış; adeta bir “arsa ofisi” gibi çalıştırılmıştır. “Arsası benden, yapması senden, kar ortak” modeli ile devletin arsa varlığı müteahhitlere satılmıştır. İmar mevzuatı ile oynanarak AKP’li belediyeler eliyle kentlerde üretilen gayrimenkul rantlarının paylaşımı yoluyla AKP bir “yandaş müteahhitler” sınıfı türetmiştir. TOKİ, halkın konut talebini karşılamak yerine lüks konut üretimi ve rant amaçlı yatırımlara yönelmiştir. AKP,  kamu arsalarını TOKİ inşaatları ve rant tesisleri ile donatmayı; tarım ve hayvancılığın ihmali yüzünden yüzde 75’i büyük kentlere yığılan nüfusa konut üretip satmayı bir kalkınma stratejisi olarak görmüştür. Önceleri ekonomiyi canlandıran inşaat, şimdi ciddi arz fazlası ile sıkıntı yaşamaktadır.

KONUT SEKTÖRÜ İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR… 

Ekonomideki yavaşlamadan en çok inşaat sektörü etkilenmiştir. Talep durma noktasında, konutlar satılamamakta, stoklar büyümüş, inşaat sektörü tıkanmıştır, firmalar zor durumdadır. Sıcak para muslukları çoktan kısılmışken, Türkiye’de artan hukuksuzluk, keyfi yönetim ve çok başlılık nedeniyle sermaye, kaçmak için istim üstündedir. Merkez Bankası’nın piyasayı canlandıracak faiz indirimleri için ekonomide uygun ortam bulunmamaktadır. Ekonomideki gidişat, inşaat sektöründe 1 milyonun üzerindeki arz fazlasının eritilme imkânını ortadan kaldırmaktadır. ABD’nin beklenen faiz artırımı, ekonomimiz üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanmaktadır. Geçen hafta S&P “Türkiye’nin dış sermayeye bağımlılığı göz önüne alındığında Fed’in faiz indiriminin Türkiye konut piyasasında riskleri büyüteceği” uyarısında bulunmuştur. Fed’in faiz artırımı sonucu yaşanacak olası sermaye çıkışı ve buna bağlı kur yükselişi, en önce inşaatı vuracaktır. İnşaat sektörünün kullandığı döviz cinsi krediler sektör için önemli bir kırılganlık kaynağı; ipotekli konut satışlarının, ekonomideki kötüleşmeden en fazla etkilenen alt-orta gelir grubuna yoğunlaşıyor olması sektör için önemli bir risktir. Arsa ve inşaat maliyetlerindeki artışlar sektörün kar marjlarını olumsuz yönde etkilemekte, bilançosu zayıf inşaat şirketlerinin hayatta kalmasını zorlaştırmaktadır. Ekonomideki seyir, son derece olumsuzdur. Risklerin arttığı bu süreçte, AKP’nin ekonomide önemli bir oyuncağı olan inşaat sektörü ciddi tehdit altındadır. İnşaatta AKP eliyle şişirilen balonun patlama riski her zamankinden fazladır.

ARZ FAZLASI KONUTLAR ÖĞRENCİ YURDUNA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR…

Ülkemizdeki konut fazlası, mevzuat düzenlemeleri, özel girişimcilere yönelik teşvikler ve akılcı politikalarla öğrenci yurduna dönüştürülebilir. 

Bu bağlamda;

  • Bugüne kadar 641 bin konut üreten TOKİ’nin elinde satılmayan 120 bin dolayında konut vardır. İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Kocaeli, Bursa, Sakarya, Denizli, Antalya, Isparta gibi ülke genelinde üniversite öğrencilerinin yoğun olduğu illerde elde kalan toplu konutlar, üniversitelilere hizmet vermek üzere öğrenci yurduna çevrilebilir.
  • Ürettiği konutları satamayan müteahhitlere; ellerindeki arz fazlası konutları öğrenci yurdu şeklinde tasarruf etmeleri, ya da bunların mülkiyetini devralarak yurt hizmeti vermek isteyen özel girişimcilere bu yönde destek ve teşvikler uygulanmalıdır.
  • Böylece hem inşaat sektöründeki arz fazlası konut stoku eritilmiş; hem de milyonlarca üniversite öğrencisinin yurt sorunu çözülmüş olacaktır.
  • TOKİ; kuruluş amacı doğrultusunda; üniversite öğrencilerin barınma sorununu çözmek için doğrudan kendisi kamu yurtları inşa etmeyi sürdürmeli; bu alanda yatırım yapacak özel girişimcilere de arsa üretimi ve diğer konularda destek ve kolaylık sağlamalıdır.
Print Friendly, PDF & Email