“17-25 Aralık AKP iktidarının özetidir” 

Davutoğlu’na çağrıda bulundu: Lafla peynir gemisi yürümez, kol koparmana gerek yok gel siyasal ahlak yasasını çıkaralım 
Hükümet her kademede yolsuzluğa bulaştı 

AKP, siyasal üstünlüğü yitirdi 

TRABZON 

17-25 Aralık yolsuzluklarının yıldönümünde CHP, 18 ayrı ilde görevlendirilen milletvekilleriyle yolsuzluk konulu toplantılar yaptı. Parti göreviyle Trabzon’a gelen CHP İstanbul Milletvekili, Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Umut Oran, AKP hükümetinin neredeyse bütün kademeleriyle yolsuzluğa bulaştığını belirtti. Oran, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da çağrıda bulunarak,  “CHP olarak yasa teklifimizi 17 Aralık’ın yıldönümünde bu hafta TBMM Başkanlığına sunduk, Davutoğlu’na ve büyük ağabeyine ‘hodri meydan’ dedik. Öyle lafla peynir gemisi yürümez, kol koparmana gerek yok, Gel bu yasayı çıkaralım, Bu yasa çıktığında ortada zaten koparılacak kol kalmayacak, kimse harama, yetimin hakkına elini dahi uzatamayacak” dedi.

Umut Oran, Trabzon’da CHP il-ilçe yönetimleri, belediye meclis üyeleri ve partililerinin geniş katılımıyla yapılan toplantıda şöyle konuştu:

Şüphen yoksa aklan da gel

Eğer temizseniz Yüce Divana gitmekten niye çekiniyorsunuz gidin Yüce Divana yargı gereğini yapsın, aklanın gelin. Protestoları yapıyor diye CHP binalarını kanunsuz emirlerle basıp arama yapanları kınıyorum.

Hükümet her kademede yolsuzluğa bulaştı

Türkiye’de yolsuzluklar ne yazık ki yakın siyasi tarihimizde hep görülmüştür. Pek çok hükümet döneminde Bakanlar Kurulu’nun bir ya da iki üyesi Yüce Divan’a gönderilmiştir. Ancak geçen yıl, 17-25 Aralık 2013’te ortaya çıkan tablo bir hükümetin neredeyse tüm kademeleriyle yolsuzluğa bulaştığını ortaya sermiştir. CHP’nin hırsızlık ve yolsuzlukla mücadele haftası olarak, toplumla paylaştığı bu süreçte, AKP milletvekilleri de ciddi bir sınav vermektedir.

AKP, siyasal üstünlüğü yitirdi

Meclis’te kurulan yolsuzluk komisyonu 9 AKP’li, 4 CHP’li, 1 MHP’li ve 1 HDP’li üyeden oluşmaktadır. Sayısal üstünlüğe sahip olan AKP, siyasal üstünlüğü yitirdi ve 22 aralık günü 4 eski bakanla ilgili yapılması gereken yüce divan oylamasını ertelemek durumunda kaldı. Çünkü AKP, bırakın bu olayı topluma anlatmayı, kendi içinde birbirlerine anlatmaktan dahi aciz duruma düşmüştür.

Kılıçdaroğlu ısrarla gündeme getiriyor

CHP’nin öncü girişimiyle, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun ısrarla gündemde tutmasıyla, toplumun belleğinde yerini koruyan yolsuzluklar, bir iddia olmaktan öte AKP’nin gerçek yüzüdür. Özgürlüğün ve umudun ülkesini, herkesin mutlu olacağı Türkiye’yi yaratacak olan CHP, AKP’nin gerçek yüzünü de açığa çıkarmaya devam edecektir.

Beş bakandan birisi Yüce Divan yolunda

Bakanlar Kurulu’nun beşte biri, yani her beş AKP bakanından birisi yüce divan yolundadır. CHP, hukuk zemininden sapmadan tüm yolsuzlukların hesabını halk adına soracaktır, bundan kimsenin kuşkusu olmasın

Devleti soyan AKP’nin TBMM’yi de kirletmesine izin vermeyeceğiz 

TBMM Soruşturma Komisyonu yeni bir bahane bulmazsa hükümet içinde yeni bir kriz yaşanmazsa yüce divan oylaması 5 Ocak 2015’te yapılacak. Bu nedenle CHP, 17-25 Aralık arasındaki Yolsuzluk ve Hırsızlıkla Mücadele Haftası’nı 5 Ocak gününe dek uzatmıştır. Ancak buradan ilan ediyorum ki hükümet olup devleti soyan AKP’nin TBMM’yi de kirletmesine izin vermeyeceğiz!

Biz dürüst olacağız

Bizim AKP ile en büyük farkımız atacağımız, her adımda dürüst olmamızdır. Şimdi buradan bunları söylüyorum ama tüm yurttaşlarımız bilmelidir ki CHP iktidarının birinci ayında çıkaracağımız ilk yasalardan birisi siyasi etik ve ahlak yasası olacaktır.

Kol koparma, siyasi ahlak yasasını çıkar yeter

CHP olarak yasa teklifimizi 17 Aralık’ın yıldönümünde bu hafta TBMM Başkanlığına sunduk, Davutoğlu’na ve büyük ağabeyine hodri meydan dedik. Öyle lafla peynir gemisi yürümez, kol koparmana gerek yok, Gel bu yasayı çıkaralım, Bu yasa çıktığında ortada zaten koparılacak kol kalmayacak, kimse harama, yetimin hakkına elini dahi uzatamayacak.

Hayırlı evlat bahanesi bitecek

Çünkü tüm milletvekillerinin ve doğal olarak bakanların tamamının malvarlığı daha seçilir seçilmez resmi gazete’de yayınlanacak. Öyle yayınladım gitti yok, milletvekilliğinin sonunda malbeyanı öncekiyle karşılaştırılacak. Arada büyük farklar, açıklanamaz meblağlar varsa; o zaman hiçbir AKP’li bakan “efendim ben hayırlı evladımdan borç aldım, vay efendim o para oğlumun takı parası” falan diyerek martaval okuyamayacak. Hodri meydan! Öyle el kırmayla, kol kopartmayla değil, çaldırmayarak çırptırmayarak bu yolsuzluğu ahlaksızlığı önlersin. Gel 2015 seçimleri öncesinde bu yasayı çıkaralım, erozyona uğrayan siyaseti ayağa kaldıralım, milletvekilliğini – TBMM’yi eski saygınlığına yeniden kavuşturalım. İşte o zaman iktidar milletvekilleri sadece milletvekilliği yapacak, TBMM de grupların çekiştiği değil her toplantısında vatandaşın derdine derman olacak yasaları görüşür hale gelecektir.

CHP, Senin Kadar Güçlüdür

Önümüzde seçim var partimizi, partilerimizi de değerlendirmek gerekir. 12 Eylül’den bu yana müthiş acılar çekti örgütümüz işkenceler gördü, yılmadı, direndi. Sizler nasıl yılmadıysanız biz de milim geriletmeden mücadelemizi sürdüreceğiz. Partimiz bütün gücünü, örgütünden, geçmişten geleceğe uzanan tarihinden, çağın gerçekleriyle bütünleşen siyasal çizgisinden almaktadır. CHP’nin Türkiye’nin geleceğini belirleme gücüne ulaşması için ülke çapındaki tüm örgütlerinin buna inanması gerekir. Örgüt, kendisine üye olan bireylerden oluşur. Bir CHP üyesinin “partimin gücü nedir?”, sorusuna vereceği yanıt şudur; partim benimle güçlüdür! CHP üyelerinin partisine duyduğu güveni ve inancı çevresinde hissettirmesi başarıya giden yolun birinci adımıdır.

Umut; Hedef, Emek ve Sevgi İster

Siyaset, umut üretme sanatıdır. Mevcut iktidarın olumsuzluklarını topluma anlatmanın yanında, en az bunun kadar önemli olan topluma umut verebilmektir. Ülkemizde ve dünyada sandığa giden seçmen hep gelecek umudu ve beklentisiyle oyunu kullanır. Umut nasıl büyür? Bunun başlıca yolu, topluma bir hedef göstermek, o hedef için emek harcamak ve bunu sevgi temelinde yapmaktır. CHP’nin önümüzdeki dönem için başlıca hedefi halkın iktidarını kurup ülkeyi düzlüğe çıkarmaktır. Bu hedefi topluma anlatmak ve inandırmak büyük emek ister. CHP’de bu emek gücü mevcuttur. Yapılması gereken bu emeğin doğru yönde doğru zamanda doğru yerde kullanılmasıdır. Umut ve umutsuzluk, tıpkı nezle gibi çok bulaşıcıdır. Hangisi baskınsa örgüt yapısını o etkiler. Umutsuzluğa meydan vermemek çalışmaya başlama işaretidir. Umudu diri tutmak bir araca benzin koymak gibidir. Nasıl ki bir araç ne kadar sağlam, ne kadar donanımlı olursa olsun benzini yoksa çalışmazsa, umut yoksa örgütün harekete geçmesi de zordur. 

Kâbus Yılları Bitiyor, Umut Yılı Başlıyor

2015 yılına giriyoruz. Genel seçimler önümüzdeki yılın ortasında yapılacak. 12 yıllık AKP iktidarına son vermek, ülkeyi daha iyi, daha huzurlu yönetecek bir iktidar kurmak CHP’nin başlıca hedefidir.  CHP genel merkezinin bu hedef için başlattığı hazırlıklar son aşamasına geldi. Yeni yılla birlikte toplumun bütün kesimlerine hitap eden projeler akılda kalacak, ikna edici başlıklarla kamuoyuna açıklanacak.  Bu aşamadan sonra partimizin kılcal damarları, yani sizler devreye gireceksiniz. 2015’i umut yılı haline getirmek bizim elimizdedir. Buna önce örgütümüzün inanması sonra topluma inandırması gerekir.  Örgütlerimizin içinde toplumla diyalog kurma gücü yüksek yerel önderlere ayrıca gereksiniz vardır. Onları şimdiden bu sorumluluğa hazırlamalıyız. Şundan kimsenin şüphesi olmasın; Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı “Cumhuriyet İlkelerini” bayrak edinmiş iktidarımızda kutlanacaktır. 100. yıla giden yolu CHP döşeyecektir.

Gerçek Türkiye

AKP iktidarı bütün köhnemiş düşünce ve hedeflerini “yeni” diye topluma sunmaktadır. Bu anlamda “yeni” sözcüğü eskimiştir. İktidarın iç barıştan uluslararası ilişkilere, ekonomiden eğitime kadar her alanda sahtelik kokan icraatına karşı biz Türkiye’yi “gerçek” yerine oturmak istiyoruz. Gerçek Türkiye, iç ve dış barışını bir bütün olarak rayına sokmuş, Avrupa’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Karadeniz’e kadar tüm çevre ülkelerin katıldığı kurumlarla ilişkilerini yeniden kurmuş, ekonomisinin temeli tüketimden üretime dönmüş bir Türkiye’dir. 

Parti İçi Demokrasi, Parti İçi Disiplin

Ciddi, köklü, hedefleri olan, kurumlaşmış bir siyasal partiyi ayakta tutan iki sütun vardır; parti içi demokrasi ve parti içi disiplin. Biri ötekine feda edilemez.  Örgütlü mücadelede disiplin, özgürlüktür. Çünkü disiplin, örgüt tablosunda kimin sorumluluğunun nereye kadar olduğunu belirleyen bir çerçevedir. Örgüt içi sorunları çözüm hedefli olarak örgüt içinde konuşmak parti içi demokrasinin ve parti içi disiplinin ilk koşuludur.  Seçime giderken partimizin dışarıdan algılanışı çok önemlidir. Karşımızda algı siyasetini kural tanımadan yapan bir kontrolsüz güç vardır. Bu nedenle örgütlerimizin ortaya koyacağı birlik ve dinamizm ruhu ayrıca önem taşımaktadır. 

Hedef Ortaklığı

AKP iktidarının karşısında başlıca alternatif güç CHP’dir. Bu herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bunun yanında AKP iktidarına karşı olduğunu ilan eden ancak CHP’ye yönelik ağır eleştirileri de siyaset geleneği haline getirmiş, parlamento dışında siyaset yapan başka partiler vardır.  Ana hedefi iktidara gelmek olan CHP, seçime giderken bu partilerle ayrıca polemiğe girmek yerine, “mademki temel hedef AKP iktidarı, tüm mücadelenizi oraya yöneltin. Bu, sağduyulu herkesin ortak hedefi olmalı” düşüncesini işlemek daha sağlıklıdır.

CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na Yönelik Algı Operasyonu

CHP bugüne dek 3 temel devrimi gerçekleştirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreci, çok partili demokrasiye geçiş, sosyal devlet kavramı ve sosyal demokrasi ideolojisini siyasete katış, birbirini tamamlayan önemli devrimlerdir. CHP’nin önünde 4. devrimi yani demokrasi ve özgürlükleri yaşama geçirme sorumluluğu vardır. İlk 3 devrimi gerçekleştirilen CHP dördüncüsünü de yapacak ve Türkiye’yi gerçek anlamda 21. yüzyıla taşıyacaktır. AKP, CHP’nin önünü kesmek için her türlü yöntemi kullanarak fütursuz bir algı operasyonuna girişmiştir. Bunun için devletin istihbarat organlarından yandaş medyaya kadar her alanı kullanmaktadır. Seçime giderken başlıca hedefleri, CHP’yi güçsüz göstermek, Sayın Genel Başkanımızın ülkeyi yönetme gücünden uzak olduğu, imajını vermektir. Oysa CHP’nin tarihinden gelen gücü, örgütünde ve Genel Başkanında vücut bulmaktadır. Bu algı operasyonuna karşı özgüveni yüksek tutmak, partimizin gücü ve hedeflerini bütün kesimlere anlatmak, kadrolarımızın temel görevi olmalıdır.

Print Friendly, PDF & Email