Umut Oran
Basın Açıklaması
09.12.2014

DAVUTOĞLU 2015 İÇİN BÜYÜME HEDEFİNİ YİNE REVİZE ET! 

Petrol fiyatlarında tarihi ucuzluk yaşanırken; siyasi belirsizlik, azalan güven, dövizdeki hızlı yükseliş, maliyetlerdeki artış, sanayinin üretim yapmasını zorlaştırıyor. Tüketici güvenindeki gerileme sürüyor, yatırımlar geriliyor, iç talep daralıyor; Avrupa’daki durgunluk ve Ortadoğu’daki gerginlik ise dış talebi baskılıyor. Bu koşullarda, sanayici kime, nasıl üretim yapacak?

Yılın başında büyüme hedefini yüzde 4 açıkladınız, ancak yanlış hesap Bağdat’tan döndü; Ekim ayında bunu yüzde 3.3’e düşürdünüz. Son çeyrekte ekonomide artan bozulma, bu iddiasız hedefinizin bile tutmayacağına işaret ediyor. 

Ekim ayında sanayi cephesinden bunun öncü göstergesi geldi. Tüketici güvenin yüzde 4.9 gerilediği Ekim’de toplam sanayi üretimi yüzde 1.8’le sert bir düşüş kaydetti. Geniş ekonomik gruplar sınıflamasında bakarsak en hızlı düşüş yüzde 5.5’le sermaye malı üretiminde. Bu da bize yatırımlar cephesindeki hızlı kan kaybını gösteriyor. Sermaye malı üretimi hızla düşüyor; çünkü yatırımlarda hızlı bir düşüş var. Aynı bazda dayanıklı tüketim malları üretimindeki yüzde 2.7’lik düşüş kaygı verici. Dayanıksız tüketim malları üretimi de yüzde 0.4’le yerinde saymış. Enerji üretimindeki yüzde 2.6 düşüş de vahim. Bu gelişmeler bize sanayinin son çeyrekte tepe aşağı gidişinin işaretini veriyor.

Ana sektörlere göre baktığımızda da görünen; madencilik yüzde 2.9, imalat sanayii yüzde 1.7 ve elektrik, gaz, su sektörü yüzde 2.2 olmak üzere üç ana sektörde de Ekim ayında üretimde sert düşüş yaşanmış. Sanayi denince ilk akla gelen imalat sanayiindeki 22 temel sektörden 15’inde üretim düşüşü var. Özellikle diğer ulaşım araçlarında düşüş yüzde 19.5’e ulaşmış. Bilgisayar üretimi de yüzde 9.5’le çok sert bir düşüş kaydetmiş durumda. Kimya sektörünün üretimi yerinde sayarken; üretimi artan 7 sektörden tütün ve eczacılık dışındakilerin artış oranı yüzde 0.8’le yüzde 2.7 arasında.

2014, büyüye-me-me yılı

Yılın başında büyüme hedefini yüzde 4’le zaten düşük öngörmüşlerdi, ancak yanlış hesap Bağdat’tan döndü; Ekim ayında Orta Vadeli Program’da (OVP) bunu yüzde 3.3’e düşürdüler. Son çeyrekte ekonomide artan bozulma, bu iddiasız hedefin bile tutmayacağına işaret ediyor.

GSYH’de henüz ilk altı ayın büyüme açıklandı; ilk çeyrekte yüzde 4.7 olan büyümenin, ikinci çeyrekte yüzde 2.1’e düşmesiyle, altı aylık büyüme oranı yüzde 3.3’te kaldı.

Sanayi üretimi, GSYH büyümesinde en önemli unsuru oluşturuyor. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin yüzde 3.4 arttığı ikinci çeyrekte GSYH büyüme oranı yüzde 2.1’de kalırken; sanayi üretiminde aynı performansın devam etmesi üçüncü çeyreğin GSYH büyümesi hakkında bize yeterli fikir veriyor. Sanayinin yılın son çeyreğine Ekim’deki yüzde 1.8 düşüşle başlaması ise ilk dokuz ayındaki düşük performansın, son çeyrekte yerini adeta çöküşe bıraktığını gösteriyor. Bu da son çeyrekteki GSYH büyüme oranına ilişkin tamamen olumsuz bir tablo çiziyor. Bu göstergeler yılın tümü için öngörülen revize yüzde 3.3’lük düşük büyüme hedefinin dahi tutturulamayacağına işaret ediyor. 2014, maalesef ekonomide kayıp bir yıl olacak.   

Ekonomide de dizginler çoktan elden kaçmış bulunuyor. Türkiye’yi 12 yılda aşırı biçimde dış kaynağa bağımlı hale getirdiler. Demokrasiden, hukuk devleti olmaktan uzaklaşan, dış politikada “teröre destek veren ülke” konumuna düşen Türkiye’ye küresel yatırımcıların güveni aşındı. Önümüzdeki bir yılda Türkiye’nin dış borçlarını çevirmek ve cari açığını finanse etmek için 220-230 milyar dolar taze dış kaynak girişine ihtiyaç varken, küresel likidite koşulları giderek daralıyor, artık dışarıdan sermaye gelmiyor. Döviz kurları hızla yükseliyor. Bu koşullarda Türkiye’nin rekor düzeydeki borç ve dış açıkları ciddi tehdit oluşturuyor. IMF, sermaye akımlarının ani biçimde terse döneceği ve “resesyon” uyarısı yapıyor. Türkiye’nin hızla artan kırılganlığını dikkate alan uluslararası derecelendirme kuruluşları bile ani bir krizi tetiklemekten çekinerek, Türkiye ile ilgili negatif olan değerlendirmesi ve notunu açıklamaktan imtina ediyor.

Kronikleşmiş sorunlara karşı gerekli yapısal reformları gerçekleştirmek bir yana, 62. Hükümet olarak ekonomiyi kontrol ve yönetmekte acz içindesiniz. Ekonomideki risk ve tehditlere karşı duyarsızsınız. Daha iki ay önce; Ekim’de yaptığınız OVP’deki projeksiyonlar bile tutmayacak, hesaplar şaşmaya devam edecek. “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” misali 77 milyon bu geminin içindedir. Uyarılara kulak tıkamaya hakkınız yok!

SONSÖZ: Bir toplumda gelirin ve servetin yaratıldığı, kullanıldığı, harcandığı kanalları saydam olarak göremiyorsak o toplumda niteliklere dayalı bir model kurmamız mümkün olamaz. Politik saydamlık çok önemli bu nedenle EKO SİSTEMİN altyapısına önem vermeliyiz. Hükümetler temel sivil haklara müdahalede bulunabiliyorsa bu üretimi ve yatırımı teşvik etmez. Hükümet sağlıklı yatırım ortamı için hukukun üstünlüğüne ve bağımsız yargıya önem vermeli, İŞSİZLİK, YOKSULLUK VE EŞİTSİZLİĞE odaklanmalı.

Basın Açıklaması:
BUYUMEDE-ALARM-1

Print Friendly, PDF & Email